Türkiye’nin siber güvenlikteki üretim gücü, yüz akı şirketleri geçtiğimiz hafta sonu Antalya’da düzenlenen Siber Güvenlik Kümelenmesi Sektör Zirvesi’nde bir araya geldi.

Savunma Sanayi Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nin yönlendirmesiyle devam eden Siber Güvenlik Kümelenmesi ‘nin 4 yılda aldığı yolu da bir anlamda görmüş olduk.

Etkinliğe katılan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, “teknolojinin en hızlı değişiminin yaşandığı alanların başında gelen bilişim teknolojilerinin, ülkelerin açık veya gizli mücadele alanlarından birine dönüştüğünü” belirtti. “Son iki yıldır yaşanılan küresel salgının, uzaktan çalışmanın da yaygınlaşması neticesinde verilerimizin güvenliğini sağlamanın ne kadar önemli olduğunu hatırlattığının altını çizdi ve yerli siber güvenlik ürünleri kullanmanın en verimli ve hızlı çözüm olduğunu” vurguladı.

Yine etkinliğin katılımcılarından Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç konuşmalarında, “Başta ulusal siber güvenlik ekosistemimizin savunma ve ofansif güvenlik çerçevesinde yeniden yapılandırılması olmak üzere kamu ve özel sektör işbirliğini daha da artırarak kapasite gelişimini hızlandırmamız gerekiyor. Yapay zekâ, makine öğrenmesi ve benzeri yeni nesil teknikleri kullanarak “yeni nesil akıllı siber güvenlik çözümleri”ni birlikte geliştirip Türkiye’yi akıllı siber güvenlik ürünleri konusunda bir dünya markası yapmamızın önünde hiçbir engel yok” ifadelerini kullandı.

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ve Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan’ın da katılım sağladığı etkinlikte Siber Güvenlik Kümelenmesi’nin 4 yıllık çalışma döneminin de bir özeti sunuldu.

“Siber güvenlik alanında yetkin insan kaynağı ve markalaşmış yerli/milli çözümlerle global pazarda rekabetçi ve söz sahibi olmak” vizyonu ile kurulan kümelenme; 209 firmanın 300’den fazla yerli ürünü, 400’den fazla eğitim ürünü ve 400’den fazla servis ürünü ile faaliyetlerine devam ediyor.

Bundan sonraki aşamada, esas rekabetin yerliler arasında değil yabancı menşeli ürünler ile olması gerekliliğinden hareketle pazar segmentlerine göre ciddiyetle yapılacak konumlandırma, her gelişen pazarın ana kullanıcısı olan kamunun yerli siber güvenlik ürünlerine de kullanıcı olması, firmaların ihracat odaklarının geliştirilmesi ile kümelenme vizyonunda belirtilen “küresel pazarda rekabetçi ve söz sahibi olma” hedefine doğru ilerleyebilecektir.

Kümelenmenin çalışmalarından bir diğeri olan ve bu köşede daha önce de değindiğimiz TR-TEST sertifikasyonlarının, ayrı bir çalışma beklenmeksizin yıllardır NSS Labs, ICSA, Gartner ve benzeri yabancı sertifika ve listelemeler nasıl şartnamelerde istenegeldiyse bu şekilde şartnamelerde yer alarak kamu alım kriteri olarak bir an önce yaygınlaşması da bir diğer önemli beklentidir.

Kümelenmenin büyük başarılarından biri de DMO tarafından yayınlanan ve yalnızca yerli ürünleri içeren Teknokatalog çalışmasıdır. Teknokatalog’da yerli alternatifi bulunan yabancı ürünlerin, bunların kamu tarafından bir anlamda kolayca satın alınmasına yol açan diğer DMO kataloglarından çıkarılması bir sonraki önemli adım olacaktır. Böylece devlet, kolay ve en uygun fiyatlı satın alımı sadece yerli teknoloji ürünleri için sağlamış olacaktır.

Kümelenmede emeği geçenlerden biri olarak, gerek küme fikrinin hayatına geçmesi aşamasında, gerekse bugün kurumlarımızın güç birliği ile geldiği noktada emeği geçen herkese teşekkür ve tebriklerimi sunuyorum.

Kümelenmemizde bundan sonraki ana yönelimin “entegrasyon” ve “iş birliği” ana kelimeleri etrafında, yerli ürünlerin birbirleriyle entegrasyonu ve gerek teknik gerekse iş için birlikte hareket etme kabiliyetinin geliştirilmesi olduğuna inanıyorum.