Gelinen aşamada sandık itirazlarından sonuç alınamayacağı anlaşılmaktadır. Seçimlerin yenilenmesi için olağanüstü itiraz başvurusu yapılmıştır. Şimdi bütün gözler yeniden YSK’ya çevrilmiştir.

Seçimleri kimin kazandığının anlaşılması için bir oy fazla almak yeterlidir. Buna hiç kimsenin itirazı olamaz. Ancak bu kesin gerçek, yolsuzluğu, hırsızlığı, usulsüzlüğü, şaibeyi, hukuksuzluğu görmezden gelmeyi, kabullenip geri çekilmeyi gerektirmez. O bir oy farkın demokrasiye, hukuka, vicdana, ahlaka ve milli iradeye uygun olduğunun herkes tarafından kabul edilmesi lazımdır.

SARSICI İDDİALAR        
         İstanbul seçimlerindeki temel mesele budur. Aradaki farkın helal oylardan oluştuğu hiç kimse söyleyemez. Ortada çok çarpıcı, çok vahim, çok sarsıcı iddialar var. Hayali seçmen 31 Mart seçimleri üzerindeki büyük gölgedir. Sadece İstanbul’la sınırlı kalmadığı anlaşılmaktadır. Boş arsalarda seçmen gösterilmesi, sanal binalara seçmen yerleştirilmesi, sandık görevlileri hakkındaki kuşkular, oy kaydırmaları, geçersiz oyların çokluğu, FETÖ müdahalesiyle ilgili iddialar, ıslak imzalı ve mühürlü sandık sayım-döküm cetvelleri ile sandık sonuç tutanakları ve YSK’ya bildirilen oylar arasında fahiş farklar bu seçimlere damga vurmuştur. Bu iddiaların birçoğu belgeli ve ispatlıdır.  

YENİDEN SAYIMLAR ŞEFFAF YAPILDI
         Bütün bunlar çok ciddi şekilde araştırılmalı ve kamuoyunu tatmin edecek şekilde bir sonuca bağlamladır. Bu henüz yapılmamıştır. Bir an için bu yaşananları bir kenara koyalım.Seçimin sonuçlandığını ve zilletin kazandığını iddia edenler, 29 binden başlayan farkın, itirazların çok azı dikkate alınıp, sınırlı sayıda yeniden sayım yapıldığı halde, neden 13 binlere gerilediğini bu millete izah etmek zorundadırlar. Yeniden sayımlar sırasında en küçük bir yanlış yapılmamış, en küçük bir itiraz ortaya çıkmamıştır. Her şey son derece şeffaf ve açık yapılıyor. Bütün parti temsilcilerinin gözleri önünde süreç işliyor. Ama şu işe bakınız ki, bazı istisnalar olsa da fark hep Sayın Binali Yıldırım lehine kapanıyor.

SESSİZ KALINAMAZ
          YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleriyle ilgili itirazların sonucunu belli bir seviyeye getirdi. Her an bir açıklama yapılabilir.  Ancak ortadaki soruların hiçbiri net bir cevap bulamadı. Bütün işaretler çok iyi düşünülmüş, planlanmış ve uygulamaya geçirilmiş organize bir usulsüzlükle karşı karşıya olduğumuza delalet ediyor. Bu duruma sessiz kalınması, rıza gösterilmesi düşünülemez. Hakka, hukuka, adalete kast edilmesi görmezden gelinemez. Milli irade dolandırıcılarına sessiz kalınamaz. Yanlışların düzeltilmesini talep etmek, milli iradenin gerçek şekliyle tecelli etmesini istemek bir haktır. Bütün hukuk yolları sonuna kadar kullanılacaktır.

OLAĞANÜSTÜ İTİRAZ
         Gelinen aşamada sandık itirazlarından bir sonuç alınamayacağı anlaşılmaktadır. Doğal olarak diğer hukuk yollarına başvurulmuş ve seçimlerin yenilenmesi için olağanüstü itiraz başvurusu yapılmıştır. Şimdi bütün gözler yeniden YSK’ya çevrilmiştir. Bugüne kadar yaşanmış uygulamalar, bu seçimler için emsal oluşturmaktadır. Şaibeli oy oranı, aradaki farktan daha fazla ise, buradan kesin bir sonuç çıkarmak ve kazanını ilan etmek imkansızdır. İstanbul için hiç kimse aradaki farkın, üzerinde şaibe olan oy oranından çok fazla olduğunu iddia edemez. İddia edenler bir kap-kaç peşinde olanlardır. Zillet başından itibaren bunu yapmakta ve işi oldu-bittiye getirmek için çırpınmaktadır.

DURUMDAN VAZİFE ÇIKARANLAR
         Bir başka dikkat çeken durum da, üzerine hiç vazife olmayanların çıkıp ahkam kesmesi, mazbata verilecek olanı kendi işine geldiği gibi tayin etmesidir. Bu en hafif şekliyle usulsüzlüğe ortaklık etmektir. Özellikle devlette çok üst kademelerde görev yapmış, işleyişi bilen, hukuka ve demokrasiye saygısı olması gereken insanların, ortada bu kadar soru işareti varken sonuç açıklaması, asla iyi niyetli değildir. Hiç kimse İstanbul’u ve millet iradesini kendi kişisel meselelerine, kendi hırs ve kinlerine, beklentilerine, siyasi hesaplarına alet etmeye kalkışmasın. Kimleri kast ettiğimiz bellidir. Karnından konuşanlar, arkadan dolanlar, sureti haktan görünüp fırsat kollayanlar sırayla ortalığa dökülmüşlerdir. Belli ki, bütün ümitlerini, bütün geleceklerini, ikbal ve istikballerini Cumhur ittifakının kaybetmesi üzerine kurmuşlar. Şimdi, bir fırsat yakaladıklarını zannederek, durumdan vazife çıkarıyor ve sahne alıyorlar. Bunlarda bir samimiyet olmadığı gibi, vefa ve saygı da yoktur.

HUKUK HERKESE LAZIM
         Olağanüstü itiraz başvurusu sonrası yapılan açıklama, çok ciddi, çok kapsamlı, belgeli ve geçerli bir hazırlık yapıldığını göstermektedir. Sadece ortalığa saçılmış olanlar bile, bu itirazı haklı kılmakta ve sonucu hakkında net bir fikir vermektedir. Biz, daha önce açıkladığımız kanaatimizi koruyoruz. Seçimin hemen ertesi günü sabah saatlerinde, NTV’de katıldığım bir programda İstanbul’daki tablonun bir seçim yenilenmesine kadar gidilebileceğini gösterdiğini söylemiştim. Hukuk ta, vicdan da, gerçekler de bu seçimin tekrar yapılması gerektiğini ortaya koyuyor. Kararı verecek olan elbette biz değiliz. Biz sadece aklın, hukukun ve vicdanı söylediğine tercüman oluyoruz. Biraz daha sabır. Hukuk herkese lazım.