Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, tribünleri tıka basa dolduran taraftarından aldığı güçle ‘tek santrfor’, çok orta saha ile başladı maça. Hedefi, baskıyla topu almak, Kerem, Morutan, Halil ile koç başı gibi savunmanın arasına dalmaktı.

Son maçlardaki kayıplardan Ali Koç desteği ile kurtulan Vitor Pereira, eleştirilen üçlü savunmasına Ferdi makyajı yapmıştı, dörtlü görüntüsü vermek için. Ancak, o da orta sahayı kalabalık ve teknik ayaklardan kurmuştu. Amacı, topun sahibi olup, paslarla rakip alanında kalmaktı. Bir de kesin talimatı vardı belli ki, Muslera hataya açıktı, her pozisyonda şut atılacaktı. Oyun orta sahada kim kimden kaparsa şeklinde sürerken, Terim’in gençleri Feghouli ile ilkini kaçırdığı hızlı çıkış taktiğinin, ikincisinde Kerem ile golü buldu. Bu gol sarı kırmızılıları coşturmadı, aksine durdurdu. Fenerbahçe öne çıktı. Galatasaray da her öne geçtiği maçta olduğu gibi geriye yaslanınca, oyun, ev sahibinin sahasına sıkıştı. Akılcı baskı, hamle üstünlüğünü de Fenerbahçe’ye getirdi. Eşitlik getiren golün, Galatasaray’ın hiç başarılı olamadığı duran top için tam takım öne çıktığı pozisyonda Mesut’un hızlı hücumundan gelmesi ironikti.

İkinci yarıda savaş devam etti. Sonlarda Galatasaray baskılıydı. Pozisyonlara girdi. Hatta hayalini kurduğu bir duran top golü de buldu, VAR’a takıldı. Rakibin baskısını oyuncu değişiklikleri yaparak soğutan Pereira, şans golüyle de olsa istediğini alan taraf oldu. Oyuncularının yeteneklerini savunmada harcayan Terim de, bir kez daha hakem bahanesi için itirazla atıldı.