2012 yılından itibaren 6331 sayılı İş Kanunu’yla şirketlere iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alınması zorunluluğu getirildi. Tehlikeli veya çok tehlikeli işlerde en az 1 tane iş sağlığı ve güvenliği uzmanı veya çalışanı çalıştırmak zorunluğu bulunuyor. AKVA OSGB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Türksoy, “İş yerinde işin yürütülmesi sırasında çeşitli nedenlerden kaynaklanan, sağlığa zarar verebilecek koşullardan korunmak amacıyla yapılan sistemli ve bilimsel çalışmaların tümü iş sağlığı ve güvenliği alanında yürütülüyor. İş yerlerindeki yaralanmalı, ölümlü kazaları önlemek için yapılan kanuni düzenlemeler yaygınlaştıkça iş kazalarının minimum seviyelere indiği görülmekte” dedi.

KURALLARA UYULMALI

İş yerlerinin, işçi sağlığı ve güvenliği açısından az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli iş yerleri olarak 3 kola ayrıldığını ifade eden Mehmet Türksoy, “İş yeri tehlike sınıflarının tespitinde, o iş yerinde yapılan asıl iş dikkate alınır. Örneğin inşaatlarda çalışanlar, çok tehlikeli işler sınıfında yer almakta olup, iş yeri çalışan sayısı ve yoğunluğuna göre iş sağlığı ve güvenliği uzmanı sayısı belirlenmektedir. Ölümlü ve yaralanmalı kazalar meydana gelmemesi noktasında, işçilerin tedbir için verilen ekipmanları kullanmaları ve kurallara harfiyen uymaları gerekiyor’’ dedi.

İŞE ODAKLANAMAMAK

İşçiye psikolojik destek konusuna da değinen Türksoy, inşaat gibi tehlikeli işlerde çalışanlar için dalgınlık, fiziksel bitkinlik gibi konular sonucu meydana gelen motivasyon bozukluğu veya ailevi sorunlardan dolayı işine odaklanamamaları ve bunlardan kaynaklı kazaları minimuma indirmek için psikolojik destek alınmasının gerektiğini belirtti.

SORUMLULUK İŞVERENDE

Uzmanların yetersizliği görüşüne karşı gelen Mehmet Türksoy, ‘Özellikle kanunun yayımlandığı 2012 yılında hem iş güvenliği uzmanlarının, hem de iş yeri hekimlerinin sayısı yetersizdi. Bu nedenle de ertelemeler gerçekleştirildi. Ancak bugün itibarıyla 33 bin 349 iş yeri hekimi, 17 bin 765’i (A) sınıfı olmak üzere, 108 bin 407 iş güvenliği uzmanı bulunuyor. Uzman eksikliğinden bahsetmek mümkün değil” dedi ve sorumluluğun tamamen işverenlerde olduğuna dikkat çekti.

İŞ GÜVENLİĞİ, KÜLFET DEĞİL

İSG hizmetini külfet olarak gören şirketlere de uyarılarda bulunan Mehmet Türksoy, yetersiz iş sağlığı ve güvenliği çalışanlarından kaynaklı kazalardan işverenlerin 1. derecede sorumlu tutulduklarını ve kazalar sonucunda ağır tazminatlarla karşı karşıya kalabileceklerini söyledi. Gelişmiş ülkelerin, yaptıkları araştırmalarda iş sağlığı ve güvenliğine yaptıkları her 1 birim harcamanın 2.2 katı ile döndüğünü gördügünü söyleyen Türksoy, iş kazalarını önlemenin, onarmaktan ucuz olduğuna dikkat çekti.

İSG hizmeti almayan firmaların yaşadığı en büyük sorunun çalışma alanlarındaki sağlık ve güvenlik önlemlerini en aza indirgeyemeyecek olmalarıdır diyen Mehmet Türksoy, devletin uyguladığı cezai şartların olduğunu da belirtti.

KUSURLULUK ORANLARI

Çok tehlikeli işler sınıfında yer alan inşaat sektörü ölümlü kazaların en fazla yaşandığı iş kollarından. Bu konuya önemle dikkat çeken Mehmet Türksoy, şöyle konuştu: 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu işverene, çalışanların iş sağlığını ve güvenliğini sağlama görevini yüklemiştir. Yargıtayın bu konuda verdiği bir kararda, “İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili olarak işverenin gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü yanında, işçinin de bu konuda konulan usul ve şartlara uyma yükümlülüğü vardır.” denilmek suretiyle, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda asıl yükümlülüklerinin kurallara uymak olduğunu ifade etmiştir. Yasamızın işçiye verdiği en büyük hak ve sorumluluk, çalışmaktan kaçınma hakkıdır. Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı iş yerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. İşveren ve işçinin iş kazalarında hukuki durumu hüküm verenin kararlaştıracağı kusur oranlarına bağlı olarak değişmektedir.

Şoförün trafik kazası, işvereni ilgilendirir

Tüm personelin özlük dosyaları eksiksiz olmalı Bulut Bağcı: Toparlanma kolay olmayacak İş yerlerinde yaşanılan bütün sorunlar işvereni ilgilendirir ve sorumluluk kapsamına girmektedir. Tehlike sınıfı fark etmeksizin her çalışana sağlık raporu çalışmaya başlamadan önce alınması yasal zorunluluktur diyen Mehmet Türksoy, ‘Kronik rahatsızlıklar bu formlar üzerinde belirtilir ve işe alma/çalıştırma işi sağlık durumuna uygun olacak şekilde ele alınır. İşverenin iş kazalarıyla ilişkili sorumluluğunda mekansal bir sınır bulunmamaktadır. Şirketin aracı içerisinde bulunan şoför, işverenin talimat ve kontrolü altında sayılmaktadır. Şoförün yapacağı ölümlü trafik kazası işvereni doğrudan ilgilendirir.” dedi.

Artık mahkemeler kazalarda işçinin kusurlarını da sorguluyor

İşverenin her zaman işçiyi gözetme ve onu koruma yükümlülüğü olduğunu söyleyen Mehmet Türksoy, yasaların da bunu emrettiğini söyledi. Ancak işçilerin de uyması gereken kurallar olduğuna dikkat çeken Türksoy, konuşmasına şunları da ekledi: Eğer bir işçi dikkatsizce davranıp İSG kurallarına uymadan bir kazaya kendini atıyorsa burada kusur oranı işverenden fazla olacaktır. İşverenin bu konuda hiçbir suçu olmasa da bir kusur oranı olacaktır. Mahkemeler bilirkişi tayin ederek bu oranı belirler ve cezai şartları buna göre düzenler. İlk zamanlar, her şartta işçiyi koruyan kararlar alınabiliyordu. Fakat zamanla mahkemeler, işçilerin sorumsuz davranışlarını da göz önünde bulundurmaya başladı. Örneğin bir şantiyede işveren, personelinin özlük dosyalarını tam yaptıysa, personellerinin iş güvenliğini arttıracak çevresel önlemleri aldıysa ve gerekli alet edevatları edindiyse, buna rağmen personeli ölümle ya da bedeninde kalıcı hasar aldığı bir kaza geçirdiyse, kusur oranlarında işçilerde kusurlu çıkabiliyorlar.

Tüm personelin özlük dosyaları eksiksiz olmalı

Olası iş kazalarında personel özlük dosyaları bilirkişi raporlarında büyük önem taşımaktadır. Mahkemelerin verecekleri karar da göz önünde bulundurdukları bir konudur. Kimlik fotokopisi, ikametgah, askerlik belgesi, adli sicil kaydı gibi dosyaların yanında bakılan en önemli dosyalar iş güvenliği eğitimi alıp almadığı, kişisel koruyucu donanımlarına sahip olup olmadığı ve sağlık raporuyla o işte çalışmasına engel bir durumun yer almadığının kontrolü yapılmış mı? Ayrıca Mesleki Yeterlilik Belgesi, yoksa Mesleki Eğitim Belgesi var mı yok mu? Bunlar bilirkişi raporuyla mahkeme kararlarında önemli yer tutmaktadır…

TÜRKGÜN / SERCAN SÖZERİ

Editör: Haber Merkezi