TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, Kültür ve Turizm Bakanlığının 2026 yılı bütçesi üzerinde görüşlerini dile getirdi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Faruk Aksu, TBMM’de yaptığı konuşmada kültür, sanat ve turizm alanlarının Türkiye’nin stratejik güç unsurları arasında yer aldığını belirterek Bakanlığın çalışmalarını desteklediklerini söyledi. Kültür politikalarının temelinin Türk ilim, kültür ve sanatının gelecek nesillere aktarılması olduğunu vurgulayan Aksu, özellikle Türkçenin doğru ve özüne uygun kullanımının ortak bir milli sorumluluk olduğunu ifade etti.
Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.” sözünü hatırlatan Aksu, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının kimlik ve dil bağlarını güçlendirmek adına TİKA, YTB ve Yunus Emre Enstitüsü’nün çalışmalarının önemine dikkat çekti. Türk Devletleri Teşkilatı’nın ortak alfabe adımını “tarihi bir gelişme” olarak nitelendiren Aksu, MHP çatısı altında kurulan Cengiz Aytmatov Enstitüsü’nün, Aytmatov’un “Cemile” romanını ortak alfabe ile yayımlamasını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.
Konuşmasında vakıf kültürünün ve kültürel mirasın korunmasının altını çizen Aksu, Türkiye genelindeki 52 bin vakıf kültür varlığından yalnızca 5 bin 927’sinin restore edildiğine işaret ederek, el değmemiş eserlerin de imkânlar ölçüsünde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren 22 doğal-kültürel varlık ve Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ndeki 31 değere ilişkin çalışmaları takdir ettiklerini dile getirdi.
Türkiye’nin turizm gelirleri 50 milyar doları geçti
Aksu, sanatın toplumdaki birleştirici rolüne dikkat çekerken, milli ve manevi değerlere aykırı içeriklerin “sanat” adı altında sunulmaması gerektiğini söyledi. Ayrıca şiddet, bağımlılık ve sakıncalı akımları teşvik eden dizi, film ve oyun içeriklerinin yalnızca ceza sonrası değil, önleyici bir sistemle denetlenmesi gerektiğini ifade etti.
Alevi İslam inancına ve cemevlerine yönelik düzenlemelerin milli birlik açısından önemli kazanımlar olduğunu belirten Aksu, Türkiye’nin kültür ekonomisinde güçlü bir potansiyel barındırdığını kaydetti. Telif hakları endüstrilerinin GSYH’ye 2023 yılında yüzde 3,8 katkı sağladığını, yaratıcı endüstrilerin istihdamdaki payının ise yüzde 5’i aştığını aktardı.
Turizmin Türkiye ekonomisindeki kritik rolüne de değinen Aksu, sektörün küresel gelişmelere rağmen güçlü konumunu koruduğunu söyledi. 2025’in ilk dokuz ayında 50 milyon ziyaretçi ağırlayan Türkiye’nin turizm gelirlerinin 50 milyar doları geçtiğini hatırlatan Aksu, kişi başı harcamanın artırılması için yüksek gelirli hedef gruplara yönelik tanıtım faaliyetlerinin genişletilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin yalnızca deniz-kum-güneş değil, sağlık, spor, gastronomi, kültür, tarım ve inanç turizmi gibi alanlarda da büyük potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Aksu, turizmin yılın 12 ayına yayılmasının önemini vurguladı. Anadolu’nun beş şehrinde düzenlenen “Bir Anadolu Şenliği” etkinliklerini örnek göstererek bölgesel turizme katkı sağlayacak çalışmaların artırılması gerektiğini ifade etti. Türk Hava Yolları’nın uçtuğu ülkelerde yapılacak tanıtımların da önemli fırsatlar yaratacağını söyledi.
“Riskler azaltılıp fırsatlar değerlendirildikçe Türk turizmi güçlenecek ve milli refaha katkı sağlayacaktır.”
Aksu, Ankara’nın 2026 yılı için Türk Devletleri Teşkilatı tarafından “Türk Dünyası Turizm Başkenti” ilan edilmesini önemsediklerini belirtti ve Bakanlığın bu yöndeki tanıtım çalışmalarını güçlendirmesini beklediklerini dile getirdi. Sürdürülebilir turizm hedeflerinin desteklenmesi gerektiğini belirterek, çevreye duyarlı yatırımlar, nitelikli insan gücü, güvenli gıda ve yapay zeka temelli turizm yönetiminin sektöre rekabet avantajı sağlayacağını söyledi. Türkiye’nin 2030’a kadar tüm işletmelerde “Yeşil Sertifika” hedefini başarabilecek kapasitede olduğunu vurguladı.
Sağlık turizminde Türkiye’nin güçlü altyapısıyla uluslararası cazibe merkezi haline gelebileceğini ifade eden Aksu, yaşlı ve engelli turizminin sosyal faydanın yanı sıra yeni bir gelir kapısı olduğuna dikkat çekti. Turizm tesislerinde ruhsatlandırma ve denetim süreçlerindeki aksaklıkların giderilmesi gerektiğini belirten Aksu, “Riskler azaltılıp fırsatlar değerlendirildikçe Türk turizmi güçlenecek ve milli refaha katkı sağlayacaktır.” dedi.
