Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, TBMM’de görüşülen 217 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin tümü üzerine MHP Grubu adına yaptığı konuşmada, milletvekillerine ve aziz millete hürmetle selamlarını iletti.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet dileyen Kalaycı, "Başımız sağ olsun, vatan sağ olsun." ifadelerini kullandı.
Kanun teklifinin; 11 maddesinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 3 maddesinin Milli Savunma Bakanlığı, 2’şer maddesinin ise Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı faaliyet alanlarına dair düzenlemeler içerdiğini belirtti.
Teklifin ilk üç maddesi ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kurumsal işleyişinde etkinlik ve verimliliğin artırılması, komuta kademesinde sürekliliğin sağlanması amacıyla TSK Personel Kanunu’nda bazı düzenlemeler yapıldığını aktardı.
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nda Kritik Düzenlemeler
Kuvvet harp akademileri yerine kuvvet harp enstitülerinin oluşturulduğunu, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda kuvvet harp enstitüleri komuta ve kurmay eğitimini başarıyla tamamlamış generallerin korgeneral, koramiral, orgeneral ve oramiral rütbelerine terfi edebilmelerinin öngörüldüğünü söyledi.
Yüksek Askerî Şûra kararıyla hizmet süresi uzatılabilecek general ve amirallerin yıllık sayısının 36’dan 60’a, toplam sayısının ise 47’den 75’e çıkarıldığını, kuvvet komutanlıklarına atanan orgeneral ve oramiraller ile diğer orgeneral ve oramirallerin yaş haddinin 67’ye yükseltildiğini, ayrıca Cumhurbaşkanı’na yaş haddini birer yıllık sürelerle 72 yaşına kadar uzatma yetkisi verildiğini dile getirdi.
Halihazırda albay, tuğgeneral, tuğamiral, tümgeneral ve tümamiral rütbelerinde bulunan muharip sınıfı personelin korgeneral-koramiral ve orgeneral-oramiralliğe yükselebilmeleri için kuvvet harp enstitüleri komuta ve kurmay eğitimini başarıyla tamamlamış olma şartının aranmayacağını, harp akademileri eğitimini başarıyla tamamlayan personelin kuvvet harp enstitüleri komuta ve kurmay eğitimini tamamlamış sayılacağını belirtti.
Türk Silahlı Kuvvetleri ve komutanların liyakat ve terfi konularında siyasi tartışmalara konu edilmesinin haksız ve yanlış olduğunu vurguladı.
Yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanında olduğunu, Cumhurbaşkanı’nın devletin başı ve TBMM adına TSK’nın Başkomutanı olduğunu ifade etti.
Komisyonda da belirtildiği üzere yapılan düzenlemelerin TSK ve Millî Savunma Bakanlığı görüşlerini içerdiğini, TSK’nın ihtiyaç ve planlamalarının dikkate alındığını kaydetti.
TSK’nın millet ordusu, kanun ordusu, kahramanlık onuru olduğunu, ülkesine ve vatanına aşkla hizmet ettiğini, terörle mücadelede destanlar yazdığını ve 2234 yıldır milletin gururu olduğunu söyledi.
Emekli Aylıklarında Yüzde 16,67’lik Artış
Kalaycı, kanun teklifinde emekli aylığı asgari ödeme tutarının 16.881 liraya yükseltildiğini belirtti.
SGK Nisan ayı verilerine göre Türkiye’de 16 milyon 879 bin emekli, dul ve yetim bulunduğunu, bunların 11 milyon 420 bininin SSK, 2 milyon 919 bininin BAĞ-KUR, 2 milyon 540 bininin memur emeklisi olduğunu aktardı.
5510 sayılı Kanun gereği SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarının her yıl ocak ve temmuzda TÜFE oranında artırıldığını, memur emekli aylıklarının ise toplu sözleşmeye göre belirlendiğini söyledi.
Buna göre SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarının yüzde 16,67, kamu çalışanları ve emeklilerinin aylıklarının ise yüzde 15,57 oranında artırıldığını, asgari ödeme tutarının da yüzde 16,67 oranında yükseltildiğini, böylece aylığı 16.881 liranın altında olan 4 milyon 11 bin emeklinin bu tutarı almasının sağlandığını ifade etti.
Emeklilerin geçmişin gücü, geleceğin aydınlığı olduğunu belirten Kalaycı, maaş artışlarının bugünkü hayat pahalılığı şartlarında yeterli olmadığını, emeklilerin beklentilerinin ilerleyen süreçte karşılanacağına inandıklarını söyledi.
Memur emekli aylıkları ile SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıkları arasında her maaş artış döneminde fark oluştuğunu ve bazı emeklilerin prim ödediği miktar ile aldığı aylık arasında eşitsizlik bulunduğunu dile getirdi.
Sosyal sigorta sisteminde prim ödemeleri ile bağlanan emekli aylıkları arasında denge sağlanması, mevcut eşitsizliklerin giderilmesi gerektiğini, emekli aylıklarının genel enflasyon endeksi yerine özel bir endekse göre artırılmasının uygun olduğunu belirtti.
Aylık bağlama oranları ve güncelleme katsayılarının gözden geçirilmesi gerektiğini, seyyanen zam yapılmasının emekliler açısından önem taşıdığını söyledi.
Cumhur İttifakı’nın BAĞ-KUR’luların prim gün sayısını 7200’e düşürme, birinci derece memurlara 3600 ek gösterge verme ve ev kadınlarına prim desteğiyle emeklilik hakkı tanıma gibi düzenlemeleri de yapacağını ifade etti.
En düşük emekli aylığı ve net asgari ücretin açlık sınırının altında olduğunu belirten Kalaycı, açlık sınırının 25 yıllık verilerine göre net asgari ücretin ilk defa 2019 yılında açlık sınırını aştığını söyledi.
Haziran ayı itibarıyla net asgari ücretin açlık sınırının yüzde 85’i seviyesinde olduğunu kaydetti.
Fiyat istikrarı ve refah
Yapılan artışlara rağmen enflasyon nedeniyle maaşların yetersiz kaldığını, yıllık enflasyonun Haziran’da yüzde 35,05 seviyesine gerilediğini ancak fiyatların genel seviyesinin yüksek olduğunu söyledi.
Fiyat istikrarı ve refahın kalıcı hale geleceğine inandıklarını belirtti.
Türkiye’nin enflasyonla mücadele ederken üretim, yatırım, istihdam, ihracat ve cari fazla hedeflerine yönelik politikalar uyguladığını, OECD raporuna göre Türkiye’nin son 10 yılda OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi olduğunu dile getirdi.
2024 ve 2025 yıllarında ılımlı büyüme beklendiğini, Dünya Bankası’nın Türkiye’nin büyüme tahminlerini yükselttiğini aktardı.
Milli gelirin 2024’te 1 trilyon 322 milyar dolar, kişi başına millî gelirin 15.463 dolar seviyesine ulaştığını ifade etti.
İhracatın 2025 Haziran itibarıyla yüzde 3,2 artarak 267 milyar dolara çıktığını, ithalat ve dış ticaret açığının da arttığını, cari açığın azaldığını belirtti.
Türkiye’nin turizm gelirlerinde rekor kırdığını, işsizlik oranının 20 yılın en düşük seviyesinde olduğunu, istihdam oranlarının ise tarihi zirvede olduğunu söyledi.
Mali göstergelerin iyileştiğini, brüt dış borç stokunun milli gelire oranının gerilediğini, Türkiye’nin kamu ve hane halkı borçluluğunda düşük seviyelerde bulunduğunu aktardı.
Tarım ve sanayi sektörlerinde bazı daralmalar olduğunu, özellikle Konya Ovası’nda yaşanan kuraklık nedeniyle su sorununa acilen çözüm bulunması gerektiğini vurguladı.
Sanayi üretimini artırmak ve yatırımları desteklemek için yeni teşvik sistemlerinin yürürlüğe girdiğini, finansmana erişim ve ihracat desteklerinin artırılması gerektiğini söyledi.
Reel sektöre ilişkin bazı verilerin olumsuz iddiaları yalanladığını, şirket kuruluşlarının arttığını, kapanışların ise azaldığını, esnaf sicil verilerinin iyileştiğini aktardı.
İcra ve iflas dosyalarının azaldığını, konkordato taleplerinin düşük seviyelerde olduğunu belirtti.
Karşılıksız çek oranlarının geçmiş yıllara göre düştüğünü, bankacılık sektörünün güçlü sermaye yapısına sahip olduğunu, takipteki alacak oranlarının ise gerilediğini söyledi.
Türkiye ekonomisinin belirlenen hedefler doğrultusunda ilerlediğini, ülkenin bölgesinde istikrar merkezi haline geldiğini vurguladı.
Milli Teknoloji ve Enerji Hamlesi
Milli teknoloji hamlesi ile yerli ve millî üretimin arttığını, Türk savunma sanayii ihracatının 2024’te 7,2 milyar dolar olduğunu, 2025’te artışın sürdüğünü ifade etti.
Milli enerji atılımıyla ekonomik güvenlik ve stratejik gücün arttığını belirtti.
Cumhur İttifakı olarak birlik ve beraberlik içinde olduklarını, sosyal, ekonomik, hukuki ve siyasal reformlarla Türkiye’nin geleceğinin parlak olduğunu söyledi.
Konuşmasını, kanun teklifinin hayırlı olmasını dileyerek ve milletvekillerine, aziz Türk milletine saygılarını sunarak tamamladı.
