Kahramanmaraş ve Çanakkale başta olmak üzere ülkenin birçok noktasında devam eden yangınlara dikkat çeken Dora, “Yangın, sel, deprem demeden, en dar sokaklardan alevlerin içine giren, metrelerce hortum taşıyan, enkazda saatlerce umut arayan kahraman itfaiyecilerimiz, tıpkı askerimiz ve polisimiz gibi milletin emrinde nöbettedir” dedi.
MHP Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç, Türkiye’nin farklı bölgelerinde süren orman yangınlarına ilişkin yaptığı açıklamada, itfaiyecilerin fedakârlıklarının yalnızca sözde değil, yasal olarak da karşılık bulması gerektiğini vurguladı.
İtfaiyeciliğin hâlen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda “genel idari hizmetler” sınıfında yer aldığını, bunun büyük bir haksızlık olduğunu savunan Dora, teşkilatın AFAD çatısı altında toplanması, özlük haklarının düzenlenmesi, meslek standartlarının tanımlanması ve resmî bir meslek sınıfı olarak kabul edilmesi gerektiğini vurguladı.
MHP Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç'un açıklamasından detaylar şu şekilde:
Saygıdeğer Basın Mensupları, Kıymetli Hemşehrilerim,
Yangın, sel, deprem demeden ilk koşanlar onlar…
En dar sokaktan alevlerin içine girenler onlar…
En yüksek katın balkonunda yahut çatılarda, sarp arazide ya da bir ağacın tepesinde mahsur kalanları kurtaranlar onlar…
En ağır hortumu omuzlayıp metrelerce koşanlar onlar…
Yangın dumanından gözleri yaşaran ama geri adım atmayanlar onlar…
Enkazda saatlerce umut arayan, bulduğunda yorgunluğunu unutanlar onlar…
Görev başında canlarını ortaya koyan kahraman itfaiyecilerimiz; tıpkı askerimiz ve polisimiz gibi bu milletin emrinde; tatil ya da bayram demeden nöbettedir.
Geçtiğimiz hafta Kahramanmaraş’ımızda yüzlerce hektarlık ormanlık alanın küle döndüğü yangınlarda; havadan ve karadan, gece gündüz demeden verilen mücadeleyi emek ve cesaretle yürüttüler. Ülkemiz genelinde bu yaz süresince 12 bin hektara yakın alanı etkileyen yangınlarda da itfaiyecilerimizin rolü baştaydı.
Halihazırda ise, özellikle Çanakkale ve Kahramanmaraş’tan yüreklerimizi dağlayan aynı acı görüntüler gelmeye devam ediyor:
Çanakkale’de, yangın ikinci gününe girerken; Dardanos bölgesinde, Güney Boğaz hattına doğru ilerleyen alevler hâlâ kontrol altına alınmış değil. Hızlı müdahalelere rağmen, yedi hava aracı ve altı helikopterle havadan ve karadan söndürme çalışmaları sürüyor, bölgeden yüzlerce kişi tahliye edildi ve hava trafiği dahi kısıtlandı.
Kahramanmaraş’ta, Göksun ilçesindeki orman yangını 3. günde halen devam ediyor; sönümlenen yerlere rüzgârın etkisiyle yeniden alevler gelmiş, müdahale eden ekiplerin üzerine alevler ilerlemiş durumda. Söndürme çabaları yoğun şekilde sürdürülüyor.
Bu kritik koşullar altında ise elimizde, ne yazık ki kayıpsız bir tablo yok:
• Eskişehir’deki büyük yangında 10 itfaiyeci ve kurtarma görevlisi şehit düştü; 14 kişi yaralandı.
• Bursa’da görev esnasında bir su tankeri devrilmesi sonucu üç gönüllü itfaiyeci can verirken, bir itfaiyecimiz yangına müdahale ederken kalp krizi geçirdi.
• Yangın sırasında yaralanan ve sakat kalan çok sayıda kahramanın hikâyesi ise halen yüreklerimizde taze.
Bu nedenle, görevi başında hayatını kaybeden her itfaiyeci resmî olarak “şehit”, yaralananlar ise “gazi” sayılmalı; bu tanıma fiilen ve yasal olarak kavuşmaları sağlanmalıdır.
Ayrıca:
• Hâlâ itfaiyecilik, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında “genel idari hizmetler” sınıfında kalmaktadır. Bu durum, teknik bilgi, bedensel emek ve risk barındıran bu mesleğe yapılan büyük bir haksızlıktır.
• Belediyelere bağlı söndürme teşkilatı, afet yönetiminde komuta bütünlüğünü zayıflatıyor. Bu nedenle itfaiye teşkilatının AFAD çatısı altında toplanarak; eğitim, ekipman ve komuta-kontrol sistemlerinin tek elden yürütülmesi elzemdir.
300 yılı aşkın tarihi mirasıyla, Anadolu’nun her köşesinde can siperâne görev yapan itfaiye teşkilatımızın kahramanları hak ettikleri statüye kavuşmalı:
• Yıpranma payı, meslek hastalığı tazminatı, kariyer basamakları gibi özlük hakları net şekilde düzenlenmeli;
• Meslek standartları açıkça tanımlanmalı;
• “İtfaiyecilik” resmî bir meslek sınıfı olarak kabul edilmelidir.
Vicdanların da adaletin de gereği olarak bu ülkenin her bir karış toprağında ateş hattında mücadele veren itfaiyecilerimizin cesareti sadece sözde değil, fiiliyatta da karşılık bulmalıdır. Görev başında hayatını kaybeden yahut yaralanan her bir canımızın hikâyesi, vicdani ve adil bir düzenin eksikliğini değil; ivedilikle düzenlenmesi gereken bir hukukî gerekliliği temsil etmektedir.
Kahramanmaraş’ta, Çanakkale’de ve ülkemizin dört bir yanında canı pahasına görev yapan tüm itfaiyeci kardeşlerimi ve ateşle adeta savaşan orman teşkilatımızı saygı, minnet ve dua ile selamlıyorum. Bu zorlu mücadeleye özveriyle destek veren tüm ilgili kurumlarımızı, güvenlik güçlerimizi, sağlık ekiplerimizi, belediye personelimizi ve gönüllü olarak yardıma koşan duyarlı vatandaşlarımızı da yürekten tebrik ediyor; her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Bu vesileyle kıymetli vatandaşlarımızı e-devlet hesabından ‘orman yangınları ile mücadele gönüllüsü ol’ linki üzerinden başvuru yaparak Orman Bölge Müdürlüğü personeli tarafından eğitim alıp sertifika alabileceklerini ve orman yangınları ile mücadelede gönüllü olabileceklerini hatırlatmak isterim.
Selam ve saygılarımla.
