Y-CHP’li Dersimli Kemal, bir televizyon kanalında konuşuyor:

“Ülkeyi seviyorsan ‘yeter artık’ de ve Türkiye’yi seçime götür!”

Bunu MHP Lideri Devlet Ata’ya söylüyor…

7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra “Başbakanımız ol” dediği Devlet Bey’e..

Hani AKP’li Serok Ahmet’le 30 gün koalisyon görüşmesi yaptıktan ve olumsuz karar çıkınca…

Ve şimdi Cumhur İttifakı’nı çözmek ve Erdoğan’ı devirmek için Bahçeli’yİ vatanseverlikle imtihan etmeye kalkıyor!

Hem de “Önce ülkem, sonra partim, sonra ben!” diyen adamı…

Dersimli’nin “kontrollü darbe” dediği 15 Temmuz sonrası memleketin vahim durumu için herşeyden vazgeçip vatanı için didinen adamı milliyetçilikle imtihan ediyor!

Vallahi akıl tutulmasında bu adam!

*

TBMM MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay’dan cevabını anında alıyor elbette:

Geçen gün Kılıçdaroğlu, 'Sayın Devlet Bahçeli erken seçim ilan etsin' diyor. Bunu duyunca güldük. Zannederim Kılıçdaroğlu, siyasî alzaymır hastalığına tutulmuş. Sayın liderimiz, buna ilişkin partimizin tutumunu defalarca söyledi.”

“Bizim Kılıçdaroğlu'na tavsiyemiz, bir kahvehaneye gitsin, sıfır bir kâğıt açtırsın. İskambil oynarken de yana otursun, yancılık yaparken bir taraftan da 2023 seçimlerine kadar sembolik cumhurbaşkanı arayışlarına devam etsin.”

*

Bu “siyasî alzaymır”a  tutulmuş adamın son zamanlarda ne dediği önemli değil…

Pandemi döneminde gülüyoruz bol bol…

Millî şehit Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal’in heykelini kaldırıp saçma sapan heykeller diken Y-CHP mi “ülke severlik” öğretecek bize?

İyi de hadi erken seçime gittik, Y-CHP’den aday olabilecek mi Dersimli Kemal Bey?

Mümkün değil!

Ya Abdullah Gül’ü sürecek ortaya, ya İmamoğlu’nu ya da Mansur’u…

Bu sistemde erken seçimi istemek, “yüzde 50+1”i göze almak demektir…

Devlet Bey geçenlerde “Cumhurbaşkanı adayımız Erdoğan’dır ve 2023’e kadar seçim yok” demedi mi?

*

O kadar “ülkenizle ilgili”siniz ki, yavru vatan KKTC’deki “Maraş”ı bilmiyorsunuz!

O kadar “yurtsever”siniz ki, “Türkiye’nin Azerbaycan’a silah ve cihatçı gönderdiğini” söyleyecek kadar müstemleke partisi olmuşsunuz!

O kadar “Atatürkçü”sünüz ki, “Erdoğan’ın Katar emirinin önünde eğildiği yalanı”nı söyleyebildiniz!

O kadar “halkçısınız” ki, esnafın problemini bir deste iskambile bağladınız!

O kadar “akılcısınız”ki bir zamanlar zekânızla dalga geçen Samanpazarı Şövalyesi’yle ekonomi konuştunuz!

O kadar “realite”den uzaksınız ki, hazineden arsa isteyip Y-CHP’li belediyelerin derslik yapmasını istediniz!

O kadar “yalan” üretiyorsunuz ki, “hepsinin kefili” iken belediyelerinizde yüzlerce insanı işten atıp "Bütün garibanların, esnafın, sokak satıcılarının, alın teri ile gelir elde edip, çoluğuna çocuğuna nafaka götürenlerin sözcüsüyüm, temsilcisiyim ve olmaya da devam edeceğim” diyebildiniz!

O kadar “riyakâr”sınız ki, “Dostlarımızla iktidar olacağız” diyor, o “dostlar”ınızı açıklamaktan imtina ediyor ve “HDPKK ile ittifak arayışı yok” derken bile ikiyüzlü davranıyorsunuz!

Sizin derdiniz hiç vatan ve millet olmadı ki…

Siz hiç Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda olmadınız ki…

Sizin ne KKTC, ne Doğu Akdeniz, ne Mavi Vatan ve ne de Azerbaycan ile hiç derdiniz olmadı ki!

“Kandil, Pensilvanya ve HDPKK’nin uydusu haline gelmiş Y-CHP”nin Türk dünyasının lideri Devlet Ata’nın “milliyetçiliğini” ölçmeye kalkması tam bir komedi!

Galiba MHP’li Akçay’ın dediği gibi “siyasî alzaymır” olmuşsunuz siz!

Hep gülüp geçiyoruz size!