KORONAVİRÜS salgınının önlenmesi için neler yapılacağı herkesin kafasına göre alacağı bir kararla, keyfine göre belirleyeceği bir kuralla belirlenemez. Nitekim, devletimiz işi en başından itibaren sıkı tutmuş ve çok isabetli bir kararla bilim kurulu oluşturmuştur. Bu kurulda ülkemizin seçkin, yetkin, her biri kendi alanında otorite bilim adamları yer alıyor. Sık ve ayrıntılı toplantılar yapılıyor. Virüsün yayılmasından alınacak tedbirlere, vakaların tespitinden tedavisine kadar her konu değerlendiriliyor, dünyadaki örnekler inceleniyor ve Türkiye’nin şartları dikkate alınarak karar veriliyor. Hükümetin tamamen bu kurulun aldığı kararları hayata geçirdiğini de Sayın Cumhurbaşkanı söylüyor.

BOZGUNCULARA FIRSAT VERİLMEMELİ

Bu tespiti, son zamanlarda artan ve özellikle de sosyal medya üzerinden yürütülen fitne gayretlerine, sureti haktan görünüp arkadan dolanan bozgunculara ve daha çok da kendisini herkesin ve her şeyin üzerinde zannedip, akıl dağıtan, ahkâm kesen, hatta emirler savuran utanmazlara bir cevap olsun diye yapıyorum. Bilim kurulunda bu kadar yetkin insan var, ülkenin yetişmiş bürokratları görevlerinin başında, hükümet bütün kurumlarıyla seferber olmuş durumda, ama bu zavallılar için bunlar yeterli değil. Teklif diye ortaya attıkları her şey, aslında yapılanın altını boşaltmak, alınan tedbirleri geçersiz kılmak, söylenenleri çürütmek için kasıtlı biçimde serpilen nifak tohumlarından başka bir anlam taşımıyor. Bunlar ne ciddiye alınmalı, ne itibar edilmeli, ne de ahkâm kesmelerine fırsat verilmelidir. Kimler olduklarını, burada isim isim yazmama gerek yok. Her akşam haber kanallarına bakın, anlarsınız.

KARARLAR, EVDE KALMAYI KOLAYLAŞTIRMAYA YÖNELİK

Koronavirüs salgınının bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de hayatın akışını derinden etkilediği muhakkaktır. Yeni duruma göre yeni tedbirlerin alınması da kaçınılmazdır ve zaten bu yapılıyor. Tedbirlerin esası evde kalmaya bağlı olduğuna göre, her şeyin bu esasa dayalı olarak ayarlanması da kaçınılmazdır. Bizim gördüğümüzü elbette ülkeyi yönetenler başta olmak üzere, bilim kurulu ve karar vericiler de görüyor. Ancak diğer tarafta da günlük ihtiyaçların karşılanması, devlet olmanın gereklerinin yerine getirilmesi gibi bir mecburiyet var. Bütün kararların bu ölçüler içinde alındığı muhakkaktır. Gerekirse yeni tedbirlerin de yine bu ölçüler içinde alınacağını anlıyoruz.

SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI

Gerek yazılı ve sözlü basında, gerek sosyal medyada ve gerekse vatandaşlarımız arasında en çok konuşulan ve en çok istismarı yapılan şey, sokağa çıkma yasağının kapsamıdır. Şu anda 65 ve üzeri yaşta olanlarla, kronik rahatsızlığı bulunanlar için hayata geçirilmiş olan bu yasağın, ülke genelinde uygulanacağı günlerdir bir yerlerden servis ediliyor. İstisnasız her gün, sağlam kaynaktan bilgi aldığını söyleyen birileri, tarih ve hatta saat vererek sokağa çıkma yasağı ilan edileceğini yayıyor. Şu ana kadar ne verdikleri tarih, ne iddialarının hiçbirisi doğru çıkmadı, ama yine de durmuyorlar. Vatandaşlarımız da bu ihtimali dikkate alarak sanki bir daha hiç evden çıkmak imkânı olmayacakmış gibi, marketlere koşup kendilerince tedbir alıyorlar.

İSTENİLEN SEVİYEDE DEĞİLİZ

Son günlerde market telaşının azaldığı anlaşılıyor. Herkes alacağını aldı. Kaldı ki, sokağa çıkma yasağı olsa dahi, acil ihtiyaçların her durumda karşılanacağı kanaati de oluştu. Dolayısı ile bu konuda bir sorun kalmadı. Bütün mesele, evde kalma kuralının hâlâ istendiği ve beklendiği seviyeye gelememesindedir. Sağlık Bakanımız ve bilim kurulu, bu konuda milletimizden daha duyarlı olmasını beklediğini her fırsatta açıklıyor. Bu belanın atlatılması, virüsün bulaşma hızını kesmeye bağlı. Bunun tek ve değişmez yolu da evde kalmaktır. Nitekim eğer sokağa çıkma yasağı ilan edilirse bu yüzden olacaktır. Sokağa çıkma ısrarı karşısında yapacak bir şey kalmazsa, yeni tedbir alınması kaçınılmazdır.

KURALLARA UYMAK ZORUNDAYIZ

Bütün bunlar bize bir şey anlatıyor. Ülkeyi yönetenler canla başla bu belanın en hafif şekilde atlatılması için uğraşıyorlar. Ama bizim de vatandaş olarak üzerimize görev düşüyor. Kurallar toplumun rahat etmesi, bir kargaşa oluşmaması ve hayatın bir düzen içinde akması için var. Koronavirüs konusunda kurallar da bizi korumak, bu beladan en az şekilde etkilenmemizi sağlamak ve bu belayı bir an önce defetmek için konuldu. Dolayısı ile hem kendimiz, hem ailemiz, hem çevremiz, hem de ülkemiz için bu kurallara uymak zorundayız.

Bir vatandaş olarak devletimize de, milletimize de sonuna kadar güveniyorum. Bu belayı dünyada en az hasarla, en az kayıpla ve en hızlı şekilde atlatan ülkelerden birisi olacağımıza inanıyorum. Bunu söylerken elimde herhangi bir bilgi yok. Ama hissiyatım bu yöndedir. Belki de böyle olmasını istediğim, arzu ettiğim, dua ettiğim içindir. İyi düşünüp, iyi ve güzel şeyleri istemek ve beklemek de ne sakınca var?