İNSAN ELİYLE GERÇEKLEŞTİRİLMİŞ EN BÜYÜK FELAKET

Sovyetler Birliği’nin Pripyat kentindeki Çernobil Nükleer Santralı’nda 26 Nisan 1986’da meydana gelen patlama sonrasında radyoaktif yüklü bulutlar kısa sürede Türkiye’ye de ulaştı. Sovyet yönetimi gibi Türkiye’de de felaketin boyutları gizleniyordu. Artan kanser vakaları Türkiye’ye ve özellikle Doğu Karadeniz’e Çernobil’den miras kaldı.

Çernobil reaktör kazası, 20. yüzyılın en büyük nükleer kazasıdır. Sovyetler Birliği’nin Pripyat kentindeki Çernobil Nükleer Santralı’nda 4. ünitesinde 26 Nisan 1986 günü erken saatlerde meydana gelen nükleer kaza sonrasında atmosfere büyük miktarda fisyon ürünleri salındığı 30 Nisan 1986 günü tüm dünya tarafından öğrenildi.

Dev patlama ile yayılan radyasyon Karadeniz’den Türkiye’ye, Kuzey ve Batı Avrupa’ya yayıldı. Kazanın ardından yıllar geçmesine rağmen bölgede başta süt ve diğer besin maddelerinde olmak üzere yüksek radyasyon tespit ediliyor.

Anne babaları 33 yıl önce radyasyona maruz kalmış olan çocukların bazılarında iç organlar eksik, çoğunda kalp rahatsızlıkları var.

GENİŞ ALANA YAYILDI

Çernobil’in Hiroşima ile Nagasaki toplamının 100 katından fazla radyasyonun çevreye yayılmasına neden olduğu tahmin ediliyor. Çernobil’in 10 gün boyunca radyasyon yaymaya devam ettiği göz önüne alındığında radyasyon hava şartlarının da etkisiyle çok geniş alana yayıldı. Kaza olduğu sırada bu bölgelerde, 3 milyonu çocuk olmak üzere 7 milyon kişi yaşıyordu. Ancak bunların yaklaşık 350.000’i geri dönmemek üzere tahliye edildiler.

600 MİLYON İNSAN ETKİLENDİ

Çernobil‘in bilançosu konusunda hâlâ bir fikir birliği yok. Ancak Uluslararası Doktorlar Örgütü ve Radyasyondan Korunma Birliği’ne göre, Çernobil‘in çevreye verdiği zarardan bugüne kadar 600 milyondan fazla insan etkilendi. En çok etkilenenler elbette ‘likidatörler’ denilen zorunlu gönüllüler. Bunlardan 112 bininin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Geri kalanının yüzde 90‘ı ise kanser, yüksek tansiyon, miğde ve bağırsak hastalıkları ile savaşıyor.

ÖLDÜRDÜ VE SAKAT BIRAKTI

Nükleer santralin etrafında oluşturulan güvenlik çemberi içinde aralıklarla yapılan ölçümlerde, özellikle çocukların bazı organlarında biriken radyoaktif maddelerin kansere yol açtığı tespit edildi. Bazı hastalıklar ise kendisini yıllar sonra gösteriyor. Ayrıca, 2056 yılına kadar Çernobil kazasından kaynaklanan 240 bin yeni kanser vakasının daha ortaya çıkacağı düşünülüyor.

Türkiye’ye gelişi

Kazadan kaynaklanan radyoaktif salınım, 28 Nisan tarihinde kuzey-batı yönünde esen rüzgârlarla İskandinavya’nın güney ve orta bölgelerine yönelmişti. 3 Mayıs Cumartesi günü bulaşmış (kontamine) hava kütlesi Avrupa’nın büyük bir kısmı ile birlikte Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden Trakya’yı etkisi altına aldı. İkinci bir salınımla Çernobil’den doğuya sürüklenen bulaşmış hava kütlesi 7-9 Mayıs tarihlerinde Kırım Yarımadası’nın kuzeyinden Karadeniz üzerinden geçerek Türkiye’nin kuzey-doğu kıyılarına ulaştı. Radyoaktif bulutun yaptığı hareket mevcut atmosferik koşullardan ve hakim rüzgâr yönlerinden kaynaklanmaktaydı. Bulutun geçtiği sırada etkisi altındaki ülkelerde yağış olması durumu o ülkenin radyoaktif bulaşmaya maruz kalmasındaki en önemli nedeni teşkil etmektedir.

YAĞIŞLA TOPRAKLARIMIZA İNDİ

Bundan dolayıdır ki Türkiye, bulutun üzerinde seyrettiği tarihlerde Trakya ve Doğu Karadeniz Bölgelerinde yağış alan yerlerde, özellikle Karadeniz Bölgesi’nin fındık, tütün ve çay üretimi yapılan bir kısım alanlarında yağış alması sebebiyle Çernobil reaktöründen kaynaklanan radyoaktivitenin etkisini ağırlıklı olarak hissetti.

TONLARCA ÇAY İMHA EDİLDİ

Radyoaktif iyota göre fiziksel yarı ömrü çok daha uzun olan radyoaktif sezyum ile, özellikle Karadeniz Bölgesi’nin en önemli tarım ürünü çayda mücadele edildi. Türk insanının büyük bir kısmının vazgeçilmez alışkanlığı olan çay, kontrol edilerek sağlığa zararlı olmamakla beraber spekülatif yorumlara yol açmaması için büyük bir ekonomik kayıp göze alınarak, 58.000 ton çayın imhası ile sonuçlanan bu denetim programı sonucunda radyoaktif bulaşmanın etkilerinin giderilmesine yönelik başarı sağlandı.

Editör: Haber Merkezi