Milli meselelere sırtını dönerek PKK’dan medet umar hale gelen ve şu anda takip ettiği siyasetle Türk milletinin egemenlik ve tarihsel haklarıyla temelden ve bütünüyle çatışan CHP suç işlemektedir. Sayın Devlet Bahçeli, işlenen bu suça özellikle dikkat çekmiş ve ülkemize hezimet vaat eden teşebbüs ve girişimlere sessiz ve seyirci kalmayacağını söylemiştir.

Ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunmak, devletin varlığını, milletin birliğini her şeyin üzerinde tutmak, siyaset yapanların birinci ve temel görevidir. CHP bir parti olarak ne yazık ki, bu temel görevin dışına çıkmış, ülkenin bölünmez bütünlüğüne saldıranlarla, devletin varlığına savaş açanlarla, milletin birliğini tanımayanlarla işbirliği içine girmiştir. Bu bir iddia değil, başta Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere parti sözcülerinin açıklamalarının ve daha da önemlisi partinin genel siyasetinin ve kurulan ilişkilerin ortaya koyduğu kesin gerçeklerdir. CHP özellikle Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte hızla milli kimliğini kaybetmiş, içindeki milli unsurları bilinçli ve sistemli şekilde temizlemiş ve ülkenin partisi olmaktan çıkıp, terör örgütlerinin kucağına düşmüştür.

SAYIN BAHÇELİ UYARDI

MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli, neredeyse her konuşmasında CHP’nin bu perişan halini gündeme getirmiş, eleştirmiş, uyarılarda bulunmuş ve kendisine çeki düzen vermesini istemiştir. Ancak, CHP bu uyarıları dikkate almak yerine, üç beş oy fazla alabilmek uğuruna, tamamen yönünü kaybetmiştir. Söz ve eylemleri ile bu ülke ve milletle meselesi olan herkes için bir ümit haline gelirken, Türkiye’nin varlığı ve birliği için bir tehdit oluşturmaya başlamıştır. Bu hazin durumu biz de hem gazete olarak, hem de gazeteci olarak sıklıkla gündeme getirdik. Türkiye’nin büyük ve çetin bir beka mücadele verirken, CHP’nin ülke ve millet düşmanları ile birlikte hareket etmesinin hiçbir şart altında kabul edilemeyeceğini dilimizin döndüğü her ortamda söyledik, her fırsatta yazdık ve anlattık.

TERÖR UZANTISI OLDULAR

Kurultay süreçlerinde herkes CHP’de kimin genel başkan olması, kimin aday gösterilmesi gerektiğini tartışırken, biz katıldığımız televizyon programlarında ve yazdığımız yazılarda, çok daha önemli bir sorun olduğunun altını önemle çizerek, “CHP’nin asıl sorunu partiyi kimin yöneteceği değil, nerelere savrulup kime ve neye hizmet edildiğidir. Atatürk’ün partisinin terör sözcüsü ve uzantısı haline gelmesidir. Yapılacak olağan veya olağanüstü kurultaylarda CHP bu perişan durumunu masaya yatırmalı, bu ülkenin partisi olmak için ne yapılması gerektiğini tartışmalı ve kendine mutlaka çeki düzen vermelidir” dedik. Bunu söylediğimiz için CHP ve yancılarından büyük tepki aldık.

ATATÜRK’Ü AĞZINIZA ALMAYIN

Ne yazık ki, değişen bir şey olmadığı gibi çok daha ileri gittiler. Terörün siyasi ayağı olan HDP ile işbirliği yapıp, Kandilli katillerden gelen talimatları emir saydılar. Seçim sonrasında ise HDP’yi memun etmeyi her şeyin önüne geçirip, açık şekilde bu terör partisine teslim oldular. Bu hazin durum karşısında CHP’nin artık bir milli güvenlik sorunu oluşturduğunu, hatta bunu da aşıp bir beka meselesine dönüştüğünü ısrarla gündeme getirdik. CHP’nin Atatürk’ün partisi olduğu iddiasını artık ağzına dahi almaması gerektiğini gazetemizde manşet haber yaptık. Bunun böyle devam edemeyeceğini, ülkenin böyle bir partiyi kaldıramayacağını ve CHP’nin biran evvel aklını başına alması gerektiğini yazdık.

SUÇ İŞLİYORLAR

Gelinen noktada CHP’den hiçbir ümidimiz kalmamıştır. Daha da önemlisi CHP’nin ele geçirdiği belediyeler üzerinden çok daha ağır bir tehdit haline gelmiş olmasıdır. Bu duruma daha fazla seyirci kalınamaz.

Mutlaka bir şeyler yapılması gerekmektedir. Bir hukuk devletiyiz. Ne yapılacağı mutlaka hukuk içinde aranacaktır. Milli meselelere sırtını dönerek PKK’dan medet umar hale gelen ve şu anda takip ettiği siyasetle Türk milletinin egemenlik ve tarihsel haklarıyla temelden ve bütünüyle çatışan CHP suç işlemektedir. Sayın Devlet Bahçeli, işlenen bu suça özellikle dikkat çekmiş ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin hiçbir şart altında bu zillete ve ülkemize hezimet vaat eden teşebbüs ve girişimlere sessiz ve seyirci kalmayacağını bir defa daha göstermiştir. Özellikle CHP Genel Başkanı için dokunulmazlığın kaldırılmasının ve mahkeme yolunun ardına kadar aralanması ve açılmasının gerektiğini belirtmiş ve parti olarak bu çalışmayı yapmaları için üç genel başkan yardımcısından oluşan bir komisyon kurulduğunu kamuoyuna duyurmuştur.

TÜRKİYE SAHİPSİZ DEĞİLDİR

Sayın Bahçeli’nin şu değerlendirmesine bu ülkeni varlığı ve birliğinden yana olan hiç kimsenin bir itirazı olamaz: “Görevi, unvanı, siyasi pozisyonu, makamı ve konumu ne olursa olsun, hiç kimse suç işleme özgürlüğüne, suçluyu övme hakkına, ihanete hizmet ve refakat etme tercihine sahip olamayacaktır. Türkiye ile birlikte Milliyetçi Hareket Partisi üzerinde hesap yapanlar çuvallamaya, oyun kuranlar, senaryo yazanlar melanetlerinde boğulmaya mahkûmdur.

Herkes aklını başına almalıdır. Türkiye’nin tarihi ve egemenlik hakları, Türk milletinin birliği, güvenliği, varlığı sonuna kadar heves ve heyecanla müdafaa edilecektir. Türkiye sahipsiz değildir. Milliyetçi Hareket Partisi’ni görmezden gelenler, spekülasyondan geçinenler, fitne ve fesada bel bağlayanlar sonunda mutlaka pişman olacaklardır. CHP-HDP zilleti ne yaparsa yapsın zalimlerin rövanşını alamayacaktır.”