“Cumhur İttifakı” bir “koalisyon hükümeti” değildir…

“Devlet aklı”nın rehberliğinde yeni sistemin bütün kurum ve kuralları ile yerine oturması ve ülkenin iç ve dış tehlikelere karşı direnci için MHP ve Devlet Bahçeli’nin “önce ülkem ve milletim” fedakârlığı gösterdiği “millî görev”dir…

Türkmen Beyimiz, “Geçmişte verdiği her sözün arkasında olduğunu” ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası ve sistemin oturması için katlanılan çileyi defalarca vurguladı…

Bu “aldatılmış-kandırılmış zihniyet”in ahtapot kollarının arasında “koalisyon ortağı olmamak, bakanlık görevi üstlenmemek” için dik duruşunu hâlâ kavrayamamak üzücü…

Biz bu köşede sık sık AKP zihniyeti ve MHP düşmanlarının Cumhurbaşkanı çevresinde çevirdiği fırıldakları ve Tayyip Beyi nasıl yanılttıklarını sık sık dile getiriyoruz…

Bunca fedakârlığa rağmen devlet kurumlarındaki liyakatsiz kadrolaşma yerine üç-beş liyakat sahibi Ülkücüyü dahi göreve getirmemekte nasıl oyunlar oynadıklarını da biliyoruz…

Özelikle 15 Temmuz ihanetinden sonra ders almadıklarını, gerici-yobaz-dinci bir ekibin millî değerlerimize saldırılara devam ettiğini, Devlet Bey husumetlerinin sürdüğünü, eski AKP’li isimler ve malûm sarı sendikanın milliyetçi isimlere kinini, Erdoğan’ın kuyusunu kazdıklarını, “Cumhur ittifakı”nı çökertmek için MHP’ye saldırıldığını defalarca yazdık…

Asla ders almıyor, bu “saltanat”ın sürüp gitmesini, “çözüm süreçleri”nin geri gelmesini istiyor bu kripto kafalar…

*

Son icraatları solcu Ozan Ceyhun’un Büyükelçi olarak atanması…

Bu adam ile atılan ok, Ülkücü camianın yüreğini kanatmıştır…

Belli ki “hedef” seçilen, FETÖ’nün ele geçiremediği ve TBMM’den silemediği MHP’yi şehitler üzerinden vurma girişimidir…

Bahçeli’nin AKP, CHP ve İP’teki “siyasî ayak”tan kastı da bu içerideki virüslerdir…

Kimsenin iç işlerine karışacak değiliz; ama yapılan atamalar, devletin tepesine ve Ülkücü Hareket’e kast etme noktasına gelmişse, susmayız!

Milliyetçi-Ülkücü camiadaki infiali ve duygusal bombardımanı anlıyor, bu vesileyle kurulan tuzağa dikkat çekiyoruz!

Hiç aldanmamış, aldatılamamış, hiçbir sözünü unutmamış bir lideri sabırla, inançla takip etmek, yapacağı açıklamaya göre hareket etmek zorundayız…

Bütün Ülkücü camiayı sükûnete, sabıra, ülkenin içinde bulunduğu şartları göz ardı etmemeye çağırıyorum…

Hiçbir zulmün karşılığı cevapsız kalmayacaktır!

*

Bir zihniyetin, AKP ve Külliye’de nasıl “örgütlenme” gayretinde olduğunu, Tayyip Bey’in nasıl “yalnızlaştırıldığını” çok iyi biliyoruz…

Cumhurbaşkanlığı YİK’te yer alan kriptoların nelerle uğraştığını görüyoruz…

YÖK’ün atadığı rektör ve dekanların Anadolu’da kimlerle dans ettiğini ve Türk milliyetçilerine tavırlarını yakından biliyoruz… Meselâ Aksaray Üniversitesi Rektörü’nün kirli oyunlarını yakından takip ediyoruz…

“Ranta doymayanlar”ın Kızılay’da çevirdiği dolaplara şahit olduk…

Diyanet İşleri’nin başında bulunanların manevî dünyamıza nasıl zehirli tohumlar attığını gördük… Israrla devlet kadrolarında göz yumulan cemaat ve sözde tarikatların şeytanî planlarına da şahidiz…

Sadece Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ikbal ve istikbali adınadır sabrımız ve bu mağduriyete katlanışımız…

“Devlet aklı” birer birer her oyunu bozar!

15 Temmuz’dan sonra alınan yolu unutmayınız…

Ama…

1977’de bombalanarak katledilen Ülkücü şehidin katilinin ödüllendirilmesi olarak malûm medyada pompalanması gaflet ve ihanetin resmidir!

Mesele, ısrarla körüklenen Ozan Ceyhun’un şehit katili olması değil… PKK ve komünist işbirlikçisi, ellerinde Türk ve Suriyeli insanın katilleriyle işbirliği yapıp bize saldıran sözde milliyetçi zilletçilerin kışkırtmalarıdır.

Ceyhun, solcu Demirtaş Ceyhun’un oğlu… Geriye kalan hikâye “şehir efsanesi”ne dönüşmüş durumda…

Yalan yanlış bilgilerle kurulan tezgâha MHP Genel Merkezi gerekeni yapıyor…

Mağdur ve mazlum Ülkücü Hareket’in yüreğine hedef alınmasındaki kastı hâlâ anlamadınız mı?

 Devlet Ata, müthiş akıl oyunları ile süreci yöneten liderdir…

Sadakat, sabır ve metanetle onu takip etmek zorundayız!