Toplantı, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Fatih Metin’in değerlendirme konuşması ile başladı. Fatih Metin;

“Malumunuz olduğu üzere, 2018 yılında çıkan 7139 sayılı yasa ile 6172 sayılı sulama birlikleri kanununda değişiklik yapılmış ve o zamanki birlik başkanlarının görevine son verilmiş, birlik meclisi, yönetim kurulu ortadan kaldırılmış, kamu görevlileri birlik başkanı olarak görevlendirilmiştir.

Bu değişimin maksadı; Hizmet odaklı, adil, şeffaf, güvenilir, ekonomik prensiplere uygun, mali disiplinin sağlandığı, tarafsız, suyun etkin kullanımına imkan veren, sürdürülebilir bir işletme modeli oluşturmaktır.'' dedi.

"Sulama Birlikleri Sulama Faaliyeti Dışında Tarımsal Üretim Planlaması ve Tarımsal Projelerin Hayata Geçirilmesinde Rol Üstlenebilmelidir."

Sözlerine devam eden Metin ''Bölge Müdürlerimizde birlik başkanlarına sürekli destek olmalıdırlar. Evet, sulama birlikleri kamu kurumu değildir. Çalışanları da devlet memuru veya işçisi değildir. Fakat, toplumdaki algı, “Sulama birliklerini DSİ aldı” şeklindedir. Dolayısıyla, birliklerin başarısı sizlerin başarısıdır. Başarısızlığı da sizlerindir. Tesislerin mülkiyeti DSİ’ye aittir. Nasıl ki, evimizi kiraya verdiğimizde kiracının hal ve hareketlerinden sorumluysak, aynı şekilde birliklerden de sorumluyuz. Birliklere sahip çıkmak ve kurumsal kapasitelerini arttırmak zorundayız. Çünkü bu model dışındaki işletme modelleri mevcut durumda çok sürdürülebilir görülmemektedir. ''ifadelerini kullandı.

 Birlikleri Geliştirmezsek Tüm Sistem Üzerimize Çöker

Metin ayrıca ''Tesislerimizin işletme, bakım ve yönetimi birlikler tarafından en az maliyetle yapılabilmektedir. Bu sebeple sahip çıkmalıyız. Bölge Müdürlerimiz, Başkanlarla ayda bir kez toplantı yapsınlar. Her birliğin kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları ve hedefleri olsun. Bu hedefler Bölge Müdürlerimizce takip edilsin. Birlikleri yerlerinde ziyaret ediniz. Birlikler bir ziyaretçi defteri bulundursun. Bölge Müdürleri, Şantiye defterine yazdıkları gibi bu defterlere yazsınlar. Bu birlikleri ayakta tutup geliştiremezsek, tüm sistem üzerimize çöker. Bunun hem şahsımıza hem de Devletimize ağır maliyetleri olur. 6200 sayılı kanun DSİ’ye sadece inşaat yapması görevini vermiyor. Tesislerin işletilmesi görevini de veriyor. Sonuçta tüm işler işletmeye açılacak. Bu tesisleri işletemezsek, faydaya dönüştüremezsek, yapılan yatırımların bir anlamı olmaz. Bu sebeple, başta araç, gereç, olmak üzere her türlü teknik ve idari konularda birliklerin önünü açalım, geliştirelim. Sulama birlikleri belirli bir kapasiteye ulaştıklarında, sulama faaliyeti dışında tarımsal üretim planlaması ve her türlü tarımsal projelerin hayata geçirilmesinde rol üstlenebilmelidirler.'' dedi.

Birliklere Hertürlü Desteği Verelim

Sulama birliklerini her konuda desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Metin''Bu arada, her Bölge Müdürlüğü, Genel Müdürlükle işbirliği içerisinde, bölgelerindeki doluluk oranı kritik olan barajları takip etmelidir. Su kıtlığı yaşanacak mı yaşanmayacak mı ona göre bunu önceden belirleyip, su yeterli değilse, sulama birlikleri ona göre bir ürün deseni oluşturmalıdırlar.

Bizler de, Ankara’da birliklerin önündeki engelleri kaldıralım, başta mevzuat çalışmaları olmak üzere, her türlü desteği verelim.'' şeklinde konuştu.

"Kamuoyunu Bilgilendirmeliyiz"

Bir diğer konu; özellikle geçmiş dönem borçlarının ödenmesi için, özellikle terfili sulamalarda enerji giderleri su kullanım hizmet bedelinin yükselmesi, icra takipleri, desteklemeden vadesi geçmiş alacakların mahsuplaşılması gibi şikayetler de mevcuttur. Bu konuda, gerekçelerimizi vatandaşlarımıza uygun dille anlatmalıyız. Bu durumların geçici olduğunu, zaman içerisinde güçlenen birliklerden daha ucuz fiyata hizmet alacaklarını onlara anlatmalıyız. Birlik geliştikçe, bu gelişme çiftçilere indirim olarak yansımalıdır. Bu konularda kamuoyunu da bilgilendirmeliyiz.'' dedi.

Sulama Tarımın En Önemli Girdisidir

COVID-19’la beraber tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve gıda güvenliğinin sağlanmasının önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Sulama tarımın en önemli girdisidir. Suyu merkeze almayan sürdürülebilir modern tarımsal üretimden ve gıda güvenliğinden bahsetmek pek mümkün değildir. Görevlerimizi bu duygu ve düşüncelerle, vatan, millet, devlet aşkıyla  yapmalıyız. Bu açıdan bakıldığında yaptığınız iş, çok büyük bir iştir ve bu ciddiyetle yapılması gerekir.

Konuşmama son verirken, 2020 sulama sezonunun hayırlı ve bereketli bir dönem olmasını diliyorum.’ dedi.

HABER:MEHMET ARKAN

Editör: Haber Merkezi