Suriye Dışişleri Bakanı Velid El Muallim, Çin ziyareti kapsamında Dışişleri Bakanı Wang Yi ile ortak bir basın toplantısı düzenledi. İdlib’te tırmanan tansiyon hakkında değerlendirmelerde bulunan Muallim, küstah ifadeler sarf etti.

Suriye rejiminin Türkiye’ye karşı bir tavır aldığını biliyor olduğumuzdan, Dışişleri bakanının haddini aşan ve temelsiz iddialar içeren konuşması bizi şaşırtmadı. Ancak küstahlık derecesini gösteren şu sözlerin altı çizilmeli: “Ülkemizin bir parçası olan Suriye toprağı İdlib’de savaştıklarımız, teröristler. Asıl soru, Türkiye Suriye’de ne yapmak istemektedir? Türkiye Suriye toprağının bir bölümünü işgal ederken, ülkenin bazı bölgelerinde askeri varlığını da sürdürüyor. Türkiye, El Nusra Cephesi’ni mi koruyor? Doğu Türkistan İslamî Hareketi’nin de aralarında olduğu bazı terörist güçleri mi koruyor?”

Suriye’deki durumun ne olduğunu bilmeyenler için bu sözler Türkiye’nin masum bir ülkenin topraklarını teröristler aracılığı ile işgal ettiğini sanabilir. Kendi ülkesinin gerçeklerini idrak edememiş ya da ettiği halde ikrar edecek kadar dürüst ve cesur olamamış bir bakanın hezeyanları bunlar. Kendi vatandaşlarını terör örgütlerinin ya da onları maşa gibi kullanan büyük güçlerin insafına terk eden, kendi siyasi ve ekonomik çıkarı uğruna “ülke yanarsa yansın, batarsa batsın” diyerek koltuklarına sarılıp Suriye’yi ateşe atan zalim bir rejimin Bakanı elbette Türkiye gibi bir ülkeyi suçlayacak son kişidir.

Bakan’ın söyledikleri elbette gerçekleri yansıtmıyor. Türkiye’nin teröristlere destek olup komşu ülkesini işgal etmediğini, tam aksine teröristleri yok edip Suriye’nin barış ve istikrarı için çalıştığını en iyi aslında Suriyeliler biliyor. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları ile terörden arındırılan bölgelere geri dönen Suriyelilerin bıraktıkları haraba ile değil de yeniden inşa edilmiş, teröristlerin tasallutundan kurtulmuş bir şehir gördüklerini en iyi bilenlerden biri, muhakkak ki Türkiye’ye çamur atan Bakandır.

Türkiye Esad rejiminin yıkıntılarını ayağa kaldırır, Suriyeli milyonlarca insana kucak açar, Suriye’yi aslî sahiplerine geri kazandırmak için çalışırken Suriye rejiminin bu küstahlığı elbette Suriyeliler tarafından unutulmayacaktır. Bununla beraber, Türkiye’nin unutmaması gereken bir husus daha var: Suriye rejimi Türkiye’ye işgal suçlaması yöneltirken, PKK/PYD tarafından işgal altında tutulan Fırat’ın doğusu için gık diyememiştir. Rejim güçleri, Halep’te, İdlib’de, Guta’da insanlık adına utanç verici kıyımlara imza atarken, aynı şeyi Fırat’ın doğusunda yapan PKK terör örgütüne hiç ses çıkaramamıştır.

Sanki Fırat’ın doğusu Suriye’nin toprağı değil, sanki orası PKK tarafından işgal edilmemiş ve sanki Suriye’de barış ve istikrarın sağlanamadığı tek yer İdlib… Durumun böyle olmadığına tüm dünya tanıklık ederken, Suriye Dışişleri Bakanının Çin’e gidip, Çin’in şiddetle karşı çıktığı “Doğu Türkistan İslami Hareketi” ile Türkiye’yi bir araya getirmeye çalışması, tam anlamıyla Türkiye’ye karşı yeni bir cephe açmaktır.

Suriye rejimi, bu hareketi ile Türkiye’ye karşı hasmane tavrını sürdüreceğini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Bu durum, mutlaka Türk hükümeti tarafından not edilecektir. Suriye’nin Çin’i Türkiye’ye karşı kışkırtma girişimine mutlaka cevap verilmeli, Türkiye’nin bu gibi ucuz ayak oyunlarıyla ve İdlib’de yaşanan taciz saldırılarıyla yolundan döndürülemeyeceği Suriyeli muhataplara ikaz ile bildirilmelidir. “Umarız, ordumuzla Türk ordusu savaşmaz” diyen Suriyeli bakana, böylesi tavırları yüzünden bu ihtimalin arttığını anlatmak, komşu ülke için daha hayırlı olacaktır.