Biz bu puşt Conilerle İnönülü 1940’lardan beri uğraşırız…

Beslediği sermayeyi…

Eğitip yolladığı aydın kılıklı soytarıları…

İçeride devşirdiği taşeron siyasetçileri saymıyoruz…

İşte o Conilerin “Süt tozu”yla başlayan aldatmacası, “Patriotlar”la sürüyor…

Yalnız…

Kabul edin ki, onlar “Devlet Bey'le Cumhur İttifakı”ndan beri küplere biniyor!

Türkiye’ye bir türlü boyun eğdiremiyorlar…

*

Hatırlatalım; kısa bir süre önce SSCB diye bir devlet vardı…

Yerinde yeller esiyor ama Türkiye Cumhuriyeti baki…

Geriye bir ABD ile bir Çin kaldı…

Mao’nun Çin’i çoktandır “kopyala-yapıştır”la kapitalizmle dans ediyor…

ABD dediğinizi ise “Siyonist kapitalin hanedanları” yönetir…

Hani “Birleşik Devletler” dediğiniz…

İngiliz'i, Yahudi'si, Fransız'ı, İtalyan'ı, Kızılderilisi, Ermeni'si, Rum'u ve zencileri ile…

“Millet” ve “devlet” olma niteliğini hâlâ kazanamamış halkların “federasyonu”dur!

Yazın bir yere, “o gün” geldiğinde paramparça olacaktır…

Yeryüzünde “kanını emdiği milletlerin ahı” buna yeter!

*

Bu sahtekâr, çıkarcı, nankör, kan emici ABD…

Orta Doğu’da “enerji ve su kaynakları ile İsrail aşkı uğruna” kan döküyor…

Her halükârda da yolu Türkiye’den geçiyor…

Bu ülkede “demokrasi” kılıfı ile oynanan her şer eylemin ardından o çıkıyor…

BM ve NATO’da “müttefik” dalgasına çevirdiği filmlerin haddi hesabı yok zaten…

İlişkilerde “kırılma noktası 15 Temmuz” sonrası hassas dönemdir…

Dalaveresinin son örneği S-400’ler vesilesiyle ekonomik ve siyasî yaptırım hevesi…

Devlet aklı”nın yönettiği Türkiye, asla “şamaroğlanı olmayacağını” gösterince kursağında kaldı…

*

Lozan’ı imzalamamakla ünlü bu ABD’nin…

5 Mart 1955’te İncirlik’e yerleşmesinden itibaren…

Bütün belâları çevremizde dolanır…

Komünizm belâsı”nı defetmek maskeli oyunlar içinde 1960 ihtilâlini tezgâhlar…

“Küba meselesi uğruna, Türkiye’deki Jüpiter füzelerini sökecek kadar” ikiyüzlüdür…

Kıbrıs Harekâtı’nda ambargo uygulaması ve haşhaş yasağı ayrı bir husumettir…

12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbesinde de “ABD’nin çocukları” iş başındadır…

Bebek katilini Kenya’da paketleyip verirken idamı kaldırtan da bunlardır…

1990’larda Çekiç Güç adıyla PKK’ya yardım edecek kadar riyakâr…

2000’lerde Güneydoğu’da büro açmak isteyecek kadar cüretkâr…

Dünyada kendi zulmünü görmeyip, sık sık Türkiye aleyhine insan hakları raporları yayınlayacak kadar sahtekârdır.

Bu sahtekâr ve küstah ABD, 1994’te “Türkiye ile ABD arasında geliştirilmiş ortaklığa dayanan, önümüzdeki ‘50 yıla uzanacak eşit bir iş birliğinin temelini attıklarını” söyleyecek kadar yalancıdır!

İkide bir “Türkiye’nin ABD için çok önemli olduğunu” söyler dururlar!

*

Pakistan’ın, Vietnam’ın, Afganistan’ın, Irak’ın, Libya’nın, Mısır’ın, Suriye’nin başını yaktı, kanını emdi…

Demokrasi ve hürriyet” vaadiyle girdiği her yerde “kan ve gözyaşı” bıraktı…

“İsrail’in sözde vaat edilmiş toprakları” uğruna Müslüman ülkelerde kurmadığı tuzak kalmamıştır…

Vazgeçilmez müttefikim” dediği Türkiye’de de…

Yıllardır Yunan, Ermeni, ASALA, DHKP-C, PKK, IŞİD, El Kaide, FETÖ ile toprak ve canlarımıza kasteder…

Bu Coniler…

Terörle mücadele, Suriye ve Irak meseleleri, PKK/YPG ve IŞİD tehdidi, Ermeni meselesi, Kıbrıs meselesi, Doğu Akdeniz, Mısır, Venezuela ve Kafkaslardaki problemler için taa okyanus ötesinden kalkıp gelir…

Biz sınır ve ülke güvenliğimiz için Ege, Akdeniz, Suriye, Irak ve Kıbrıs’ta hakkımız olan tedbirleri almaya kalkınca kıyamet koparan bu ABD ve çocukları “parmak sallar!”

*

Lâkin 15 Temmuz bir kırılma noktasıdır…

“Devlet aklı”nın mimarı olduğu Cumhur İttifakı, Mustafa Kemal’in bağımsız ve millî devleti “müstemleke olmadığını” S-400'ler kararı ile göstermiştir…

Âlemin delisi Trump ve onun Amerika'sı, Türkiye’ye mecburdur…

Gerisi, bizim zilletçilere derttir!