Tarım, ülkelerin beslenme, istihdam ve kalkınması için önemli bir sektördür. Aynı zamanda tabiat şartlarına bağlı üretim söz konusu olduğu için hassas bir sektördür. Ekonomik, sosyal, siyasal, teknolojik ve kişisel risklerden yüksek düzeyde etkilenen, son derece hassas bir faaliyet sahası olan tarım, kendine özgü bir yapıya sahiptir

Ülkemiz nüfusunun beslenmesi, ancak düzenli bir tarımsal üretimle sağlanabilmektedir. Özellikle son yıllarda yaşanan krizler ve küresel ısınma nedeniyle tarımsal üretim ve verimde azalmaların yaşanacağı görünmektedir. Giderek artan nüfusumuzun beslenebilmesi, tarımsal risklerin minimize edilerek, tarım sektörünün geliştirilmesine bağlıdır.

Tarım sektörü hem ekonomik hem de stratejik olarak desteklenmesi gereken bir sektör olduğundan, gelişmiş ülkelerin tamamı, tarımsal faaliyetlerle uğraşan kesime büyük önem vermekte ve bu kesimin gelir seviyesini koruyucu önlemler almaktadır. Bu önlemlerin en başında tarım sigortaları gelmektedir.

Tarım sektörünün en önemli özelliği günümüzün gelişen teknolojisine karşın üretimin hâlâ üreticinin kontrolünde olmayan doğa koşullarının etkisi altında oluşudur. En gelişmiş ülkelerde bile teknoloji, tarım üretimi için doğa koşullarına karşı tam güvence sağlayabilecek düzeye erişememiştir. Tarım sigortası, tarımdaki risk ve belirsizlikler nedeni ile meydana gelecek zararı karşılayan güvence sistemidir.

Bu güvence sisteminde tarımdaki eğitim seviyesinin düşüklüğü ve tarım sigortasına bakış açımız, karşılaştığımız bu durumu özetliyor. Çok kısa zaman önce yaşanan dolu ve ciddi anlamda yağan yağmurların neden olduğu felaketten sonra çiftçilerimize baktığımızda; bu işle ne kadar ilgili olduğumuzu gördük! Bazı çiftçilerin daha ÇKS dosyasını veremediğini, dosya verenlerin zarar gören parseli sigorta yaptırmadığını, bazılarının doludan sonra sigorta yaptırmaya çalıştığını, bazılarının sigorta işinin bittiğini söylediğini, bazıların kadere razı geldiğini, her şeyin Allah’tan geldiğini ve hayırlısı olsun sözlerini duyduk…

Tarımsal üretimde ne kadar alakalıyız ve gerçek anlamda bu işi yapabiliyor muyuz? Ekim ve hasat haricinde hangi sıklıkla ürünlerimizi kontrol ediyoruz? Gübre ve ilaçlamadan sonra bitki üzerindeki yarattığı olumlu-olumsuz değişiklikleri görebiliyor muyuz? Hangi sıklıkla il ve ilçe tarım müdürlüklerini ziyaret ediyoruz? (ÇKS dosyası vermek ve askı icmallerinde ismimizi göremediğimiz, tarımsal desteği alamayacağımızı anladığımız durumlar dışında…) 

Çiftçilik zor, riskli, emek, iş gücü ve sabır isteyen bir faaliyettir. Hayatımızı idame ettirdiğimiz bu faaliyetimiz için özen göstermeliyiz. Çiftçilik sadece sözde kalmamalı, ekim, gübre ve ilaçlama gibi zorunlu olarak gitmemiz gereken durumlar dışında da gitmeli, ürünlerimizi gözlemlemeliyiz. Ürünlerimizi sigorta yaptırmalıyız. Her şey sözde kalmasın… Tarımsal sigorta; üreticinin büyük ekonomik zararlarla karşılaşmasını ve gelirindeki azalmaları engellemeye çalışan bir sistemdir. Ayrıca bu sistem, üreticiyi üretmeye teşvik eder ve bunun sonucunda istikrarlı bir tarımsal üretimin sağlanmasına katkıda bulunur.