Yirminci yüzyılın sonuna doğru internetin ortaya çıkmasıyla birlikte enformasyon teknolojilerinde yaşanan gelişmeler iletişim biçimlerinde günlük yaşantımızda pek çok değişikliğe de neden oldu. Özellikle 21. yüzyıla girerken insan ilişkilerinde yüz yüze iletişimin yerini teknolojik araçlarla yapılan iletişim şekilleri yavaş yavaş yer almaya başladı.

Son 25 yıl içerisinde devrim niteliğindeki bilişim ve teknolojinin hayatımıza girdiğini masa üstü Bilgisayar’dan dizüstü Bilgisayar’a, sonra tablete, akıllı telefonlara ve akıllı saatlere gelinen süreci hep birlikte yaşadık…

İnternetin hayatımıza girmesiyle değişim ve dönüşüm süreci çok hızlandı. Özellikle kovid-19 sürecinde Home ofislerden (kendi işini yapan ya da bir firmada çalışan kişilerin evlerinin bir bölümünü ofise çevirerek çalıştığı sistem) bütün işlerimizi yürütür hale geldik. Hatta çocuklarımızın eğitimini de buradan yürüttük ve hala yürütüyoruz… Çoğu zaman panellere, söyleşilere, TV programlarına evden bağlanma yolunu tercih ettik. Öyle ki evden çalışıp para kazanabiliyoruz. Kısacası şuanda bütün Dünya’nın kabul ettiği inanılmaz bir sanal ortamdayız.

Peki, sanal ortamdaki bu yeni iletişim biçimlerinin merkezinde sosyal medya yer alırken, tarım sosyal medyada nasıl yer almaktadır?

Modern çağa ayak uydurma konusunda tarım bundan ne kadar etkilenmiştir?

Tarımda sosyal medya çeşitli girişimlerle kırsal kalkınma için bilgi, iletişim ve bilgi yönetimi kapasitelerini artırarak aslında katkı sağlamaya çoktan başladı. Ama yeterlilik konusu tartışmaya çok açık…

Modern bir çiftçi olmak için dekarlarca araziye sahibi olmak zorunda değilsiniz. Eğer özenli ve tutkulu bir gıda tüketicisi veya gıdanın nereden geldiği umurumda diyorsanız bile bu tarımda sosyal medya sizin için uygun olacaktır!

İnternet ve sosyal medya istatistikleri “Digital 2020 in Türkiye” araştırmasına göre, ülkemiz nüfusunun yüzde 74’ünün internet kullanıcısı ve yüzde 64’ünün aktif sosyal medya kullanıcısı olduğu görülmüştür. Diğer yandan Türkiye, 2 saat 55 dakika ile günlük sosyal medya kullanımında ve 9.1 kişi başına düşen sosyal medya hesabı ile dünya ortalamasının üzerindedir. Tüm bunlara ek olarak, Türkiye’de 38 milyon Instagram, 37 milyon Facebook, 11 milyon 800 bin Twitter ve 8 milyon 400 bin LinkedIn kullanıcısı bulunmaktadır.

Facebook, Instagram ve Twitter (linkedin, youtube, vs.) bu üç sosyal paylaşım sitesi oldukça aktif olarak kullanılmakta ve paylaşımlar yapılmaktadır. Bu sosyal paylaşım mecralarının ana unsuru paylaşmaktır. Arkadaşlık, hayranlık, taraftarlık, haber edinme veya bilgi edinme gibi gereksinimleri karşıladığı gibi reklam tanıtımı, sosyal sorumluluk, ticaret, grup organizasyonları gibi kitlelere ulaşmayı ilke edinen oluşumlara da hizmet etmektedir.

Etrafımızdaki bazı semtlerde tek bir markette dahi taze organik ürünlere erişme imkânı sınırlıyken sosyal medya aracılığıyla ulaşmak çok kolay hale geldi. Tarımda sosyal medya bir “yenilik” olduğu için öncelikle kullanıcılarını merak ve ötesinde korku ile karşı karşıya getirebilir. Ancak bu güncel teknolojinin gücü, başarısı ve olumlu geri dönüşümü, korkusunun üstesinden gelinebilecek riski almaya değecektir. Bu riski aşma konusunda gerektiğinde teknik destek verilmelidir.

Çiftçiler daha çok Facebook gruplarında kendi konularında bilgi alışverişi yapıyorlar. Bu sayfalarda yorum ve görüşlerini de paylaşmayı ihmal etmiyorlar. Bilgiyi sakamla gibi bir durum söz konuş değildir.

Facebook ve instagram tüm erişkin internet kullanıcıları arasında büyük bir paya sahip ama özellikle instagramda takip imkânını tüketiciye sunan çiftlikten üretici alışveriş sayfalarındandır. “Köylü kızı”, “doğal ürünler” gibi birçok sayfalarda tarihçesi, misyonu, vizyonu, öne çıkanları, ürünleri, vb. yazı, fotoğraf ve video ile izleyicilerine ulaştırılabilmektedir. Güvenilir gıda tüketiminin önemine referans olan bu uygulamalarla hemen ülke genelinde daha fazla yaygınlaştırarak çiftçi ağıyla en iyi pazarlardan biri haline getirilebilir.

Kırsaldaki gençler özellikle kız çocukları liseyi bitirdiğinde ya üniversiteye yoksa evde aileye yardımcı oluyor yâda, atölye de, fabrikada, 3,4,5 ve altı harflilerde asgari ücretle çalışma yolunu tercih ediyorlar. Böyle bir durumda Tarım Bakanlığı il Müdürlükleri ve özellikle ilçe müdürlükleri bünyesinde yetiştiricilik eğitimleri ve kursların yanında e-ticaret ve e-pazarlama eğitimleri ve kursları kesinlikle düzenlemelidir.

Eğitim ve kurslarda öğrendikleriyle bu gençler annesinin ürettiği doğal ürünleri sosyal medya aracılığıyla satışını yaparak aile işletmesinde onlarda yer alabileceklerdir. Sosyal medyayı kullanarak para kazanabilmesi mümkün olacaktır. Para kazanan gençlik köyünü baba ocağını terk etmeyecektir.

Son Söz: “Kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayi dönüşümünün sağlanması için özellikle küçük aile işletmelerinin desteklenmesi, kırsalda geleneksel gıda, tarım ürünleri üretiminin artırılması ve çeşitlendirilmesi gereklidir, şarttır.” Bu da “kırsaldan başlayan bir planlama” ile mümkün olacaktır.

Allah, sorumluluk alıp da bilinçli olmayı nasip etsin, gösterişten uzak etsin.