İletişim bilimleri-enformasyon, toplumu oluşturan en küçük birim olan kişiden başlayıp sonrasında grup ve kurumların davranış biçimlerini, kendi aralarında ve haricinde bulunan kitlelerle iletişim amaçlı kullanmış oldukları, iletişim metot ve süreçlerini inceleyen akademik bir disiplindir. Çağımızın en hızlı gelişen toplum bilim dalıdır.

İletişim bölümü-bilim dalı, adından da anlaşılacağı üzere tüm gözlem ve çalışmalarında bilimsel yöntemlere başvurur, kitleler arası iletişim biçimlerini, stratejilerini ve süreçlerini inceleyerek, anlamlı sonuçlar verebilir. Ülkemizde iletişim mezunu olup, tarım konusunda yazan ve haber yapan kişiler oldukça fazladır. Dolayısıyla bu fazlalık sektör için büyük bir zenginliktir.

Bu zenginlik bazı durumlarda bir yerden, bir kaynaktan haber aldığı zaman, popülist yaklaşımlarla bu bilgiler devletin resmî kurumlarından teyit edilmeden direkt-doğrudan paylaşılıyor veya haber yapılıyor. İletişim mezunu arkadaşlarımızın böyle bir problemi var maalesef.

Tarım sektörü ve paydaşlarıyla ilgili haberleri, köşe yazıları, raporları, tezleri vb. kaynakları takip eder, notlar alarak keyifle okurum. Tarım haberlerinde bir ziraat odası başkanının, çiftçiye uygun fiyata gübre temin edilmesi konusunda T.C. Tarım ve Orman Bakanlığına çağrıda bulunduklarını ancak, karşılık bulmadığını belirterek, "Biz de elimizi taşın altına koyduk" haberini okudum.

Haberde birinci başlık “Tarım Bakanlığı bir çözüm bulamayınca Ziraat Odası devreye girdi! Çiftçiye uygun fiyata gübre temin edildi!” İkinci başlık ise “Tarım Bakanlığı el atmayınca ziraat odası elini taşın altına koydu!”

Bu haberin tamamını okuduktan sonra ziraat odasının web sitesine baktığımda böyle bir habere yer verilmemiş olduğunu gördüm. Düşünün, odanızın başkanı güncel bir konuda açıklama yapıyor, söyleşi veya röportaj yapıyor ve oda sayfasında yer almıyor. Sizce düşündürücü değil mi? Haber güvenilir mi? Tüzel kişiliği olan ziraat odası güven duygusu uyandırır mı?

Haberde “Ziraat Odası, kâr payı almadan çiftçiye 700 ton gübre temin etmiş.” 700 ton gübre 26 tır gübre veya 47 küçük kamyon gübre demektir (kara yolu taşıma yönetmeliğine göre 1 tır 27 ton gübre taşıyabilir. Küçük kamyon ise 15 ton gübre taşıyabilir).

Ziraat odası başkanları kendi reklamlarını yapmak için Türk tarımını kurtardığını iddia edecek cümleler kurabilir. Ama bu haberinde özünde 26 tır veya 47 küçük kamyon gübre var! Tarım Bakanlığı bu kadar kolay harcanmamalı, tüketilmemeli! Hiçbir şey bilmiyorsak Tarım Bakanlığının yıllık olarak hazırlamış olduğu faaliyet raporuna bakabilirsiniz. Buradaki veriler resmi rakamlar! Tarım konusunda eksik bilgiler oldukça fazla olmasına rağmen, çok iddialı yazılar yazılıyor. Bu tür haberleri iletişim mezunu arkadaşlarla yaşıyoruz maalesef. 

Ziraat odalarına kayıtlı 4,7 milyon çiftçi var. Söyler misiniz? Ziraat odaları kaç çiftçiyi kurtarmış? Kaç çiftçiye destek vermiş?  Haber yaparken lütfen verilere dikkat edelim!

Tarım Bakanlığı büyük bir aile, içinde barındırdığı genel müdürlükler nicelik bakımından, ayrı birer bakanlık durumundadır. Problemler olabilir, olması da normaldir. Yalnız bu problemlerin sorumlusu olarak bakanı göstermek doğru değildir. Bu problemler kronikleşmiş–süreğen problemlerdir.

Neden sapla samanı birbirine karıştırıyoruz?

Gözlerimizi neden bize ters düşecek gerçeklere kapatıyoruz?

Neden gerçekleri görerek, takdir ve teşekkür etmesini bilmiyoruz?

Amacınız üzüm yemekse, Tarım Bakanlığının çok güzel bağları var. Bu bağda en az 3000 doktoralı ziraat mühendisi veya veteriner hekim (bunlardan en az 500’ü yurt dışı doktoralı) var. Yine 400’den fazla doçent unvanlı elemanı var. Bu bağdaki değişik tatları hiçbir yerde bulamazsınız.

Son söz: Tarım Bakanlığı, dünyanın sayılı ekonomisine sahip olan ülkemizin dayanağı, bel kemiğidir. Tarımla ilgili haberlerimizde, paylaşımlarımızda, konusunda uzman olsak dâhi dikkat etmeliyiz, özenli olmalıyız!...

Cumhuriyet dönemi Türk düşünürlerinden, Sakallı Celal der ki “Bizde bilgililer ilgisiz; ilgililer de bilgisiz.” Ne diyelim ülkemiz böylesi karmaşık bir durumda, “tarımı biz tarımcılardan başka herkes çok iyi bilir, çok da konuşur, hatta yazar bile !..”