Katılımcı yaklaşım ve uygulamalar zaman alıcı ve emek isteyen zorlu bir süreçtir. Zorlu bir süreç olmasına rağmen, ilgili tarafların hem çevresel hem de toplumsal ve ekonomik ihtiyaçlarını ve de hedeflerini karşılayabilecek, kalıcı ve işlevsel sonuçlar elde edilmesini sağlayabilmektedir. Ülkemiz tarımında üretilen politikaların ve verilen hizmet kalitesinin artırılmasını sağlamak amacıyla hem stratejik planlama hem de politika geliştirme süreçlerinde katılımcı yaklaşıma ihtiyaç vardır.

Dünyada son otuz yıldır yaşanan hızlı değişime bağlı olarak geleneksel kamu yönetimi anlayışı terk edilmiştir. Yerini yeni yönetim tekniklerinin uygulandığı, işletme yönetiminin benimsediği genelde prensipleri uygulamaya çalışan “yeni bir yönetim anlayışı”na bırakmıştır. Tarımda bu yeni anlayışın merkezinde paydaş-müşteri odaklı düşünce yapısı benimsenmektedir. Bu anlayışın bir yansıması stratejik planlama süreci ile kuruluşlar; planlı hizmet sunumu, politika oluşturma, paydaş-müşteri talepleri doğrultusunda katılımcı yöntemlerle amaç ve hedefler belirleme ve uygulamayı etkili bir şekilde izleyip değerlendirerek hesap verebilirliği sağlamaya yönelik çalışmalarda bulunmaktır.

Ülkemizde kamu idareleri kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve mali saydamlığı sağlamak üzere orta ve uzun vadeli amaçlarını, temel ilke ve politikalarını, hedef ve önceliklerini, performans ölçütlerini, bunlara ulaşmak için izlenecek yöntemler ile kaynak dağılımlarını içeren stratejik planlar yapılmalıdır. Dolayısıyla Tarım Bakanlığının bütün birimleri işlerini, stratejilerini ve çalışma konularını belirlerken paydaşlarıyla birlikte düzenli olarak bir araya gelmeli ve aksiyon alanlarını birlikte belirlemelidir.

Düzenli oluşturulacak kurumsal resmi bir yapı altında periyodik olarak alt komisyonlarla yapılmalıdır. Yılın belirli dönemlerinde periyodik olarak bütün ilgili kurumlar sadece tarım ve orman çalıştaylarıyla, şuralarıyla değil sistematik olarak Tarım Bakanlığının farklı birimleri paydaşlarla bir araya gelip çalışma konularını ve stratejilerini birlikte belirlemelidir. Ancak bu çalışmalarla sahada uygulamaya aktarılabilecek çıktılar elde edilebilir. Örneğin müşteri odaklı Ar-Ge çalışmaları, uygulama esaslı Ar-Ge çalışmaları gibi. TAGEM kendi paydaşlarıyla-müşterileriyle görüşerek araştırma konularını belirlemelidir. Dolaysıyla Tarım Bakanlığı bünyesindeki tüm genel müdürlükler paydaşlarından aldıkları verilerle kendilerini hep güncel tutacaklar, sahadaki sorunlara hâkim olacaklar ve bu sorunlara çözüm üretebilecek çalışmalar yapabileceklerdir.

Bu yönde TAGEM’in paydaşlarını-müşterilerini üç kategoriye ayırıp açıklamakta fayda var diye düşünüyorum. Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları (STK) TAGEM’in paydaşları-müşterileridir. Aslında Tarım Bakanlığının altındaki kurum ve kuruluşların hepsi TAGEM’in paydaşları- müşterileridir. Bu kurum ve kuruluşlarla da çalışmalar yapabilir. Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Sayın Ayşe Ayşin Işıkgece’nin İstanbul saha çalışmasında, “Damla Sulama Yöntemi ile Yeni Çeltik Sahaları Oluşturma Projesi” bu konuya çok güzel bir örnektir. Ayşin Hanım’ın son İstanbul saha çalışmasında, kamu, özel sektör ve çiftçi ziyaretlerinde gözlemlediğim, Bakanlık birimlerine “Katılımcılık, müşteri odaklı çalışmalar ve paydaşların-müşterilerin görüşlerinin alınmasının önemini dolaylı olarak hissettirmiş olmasıdır.”

“Çeltikte Damla Sulama Sistemlerinin Kullanım Olanaklarının Araştırılması” projesi TAGEM’in son birkaç yıldır üzerinde çalıştığı, DSİ ve BÜGEM’in talepleri doğrultusunda ürettiği bir bilgidir. Proje çıktısı olarak, “Eğimli arazilerde başarılı ve düşük maliyetli kurulum, hızlı çimlenme ve büyüme, düşük ilaç, gübre, su ve enerji maliyeti, işçilik ve zamandan tasarruf, yabancı ot mücadelesi olmadan doğru zamanda, doğru ilaç, gübre ve su, yüksek verim ve kazanç” sağlanarak proje hedefine ulaşmıştır.

Bu projenin devamında kamu, üniversite, sulama birlik ve kooperatif vb. kullanabileceği havzalarının su verimlerinin ve havza su bütçesinin ortaya konulması, tarımsal desteklerin, iklim, toprak ve topografyanın yanı sıra, mevcut su potansiyeli ve bitkilerin su tüketimini de dikkate alarak, alt havzalar düzeyinde belirlenebilmesi ve sulama projelerinin planlama, tasarım ve işletme safhalarında kullanılacak bitki su ihtiyaçlarının tespit edilebilmesi için Türkiye’de Sulanan Bitkilerin Bitki Su Tüketimi Rehberi’nin dijital ortamda daha fazla kullanıcıyla buluşması için TAGEM-SUET yazılımı kullanıma sunulmuş ve projeler birbirlerine entegre edilerek bu süreç devam ettirilmiştir.

Tarım Bakanlığı gibi uygulama yönü güçlü olan bir bakanlığa bağlı olarak Ar-Ge faaliyeti gösteren TAGEM yapısının çeltik örneğinde olduğu gibi evrensel bilime katkı veren teorik çalışmalardan daha çok uygulamaya aktarılabilecek çalışmaları ve bu yaklaşımın Bakanlığın tüm birimlerine örnek olması önem arz etmektedir.

Son söz: Tarım Bakanlığının tüm birimleri çalışmalar yaparken paydaşlarla bir araya gelerek katılımcılık ilkesiyle; çalışma alanlarını, aksiyonlarını, stratejilerini, paydaşlarıyla birlikte oluşturmalıdır. Bu da sistematik olarak yapılmalıdır. Sadece tarım çalıştaylarıyla, şuralarıyla değil, oluşturulacak resmi birimlerle bu tür toplantılar periyodik olarak yılda birkaç kez yapılmalıdır.