İşinin ehli, zihni berrak insanlarla sohbet etmeyi ve fikir alışverişinde bulunmayı çok severim. Ülkemiz tarımının geçmişinden, içinde bulunduğumuz durumundan ve durumumuzla ilgili gelecekte bizleri nelerin beklediği ve nelerin yapılabilir olduğu bu sohbetlerin 2-3 saat sürdüğü olur. Bazen öyle derin mevzulara dalınır ki bu uzun zaman diliminde birkaç cümle ile alacağımı aldığım zamanlar da olmuştur.

Tecrübelerden istifade etmek güzel, edinilen bilgiler çok kıymetli. Deneyimler uzun süreçler sonunda bedelleri ödenerek elde edilen bilgilerdir. Deneyimi taze fikirlerle harmanlamak ise en verimli yoldur.

Tarımda yeni fikirlere açık olacağız, genç zihinlere yer vereceğiz ve birlikte hedefler koyacağız; bu hedefleri yakalamak için stratejik davranacağız. Tarımda söz sahibi olmak istiyorsak öncelikle taktik seviyesinin bir üstüne, yani stratejik seviyeye çıkmalıyız. Bunun için çalışacağız! Çok çalışacağız!

Bu düşünceyle yola çıkılıp maalesef hedeften uzaklaşıldı. Tarım sisteminde olmayan, tarım toplumuna yabancılaşmış, hazırcı, tembel, çözüm odaklı olmayan, burunları bir karış havada, ben mühendisim edasıyla; ahıra bile giremeyen, arazide çalışamayan, çiftçilerle iletişim kuramayan, lüks arazi araçlarından inmeyen, arazide olmaktan mutsuz olan garip tipler ortaya çıktı. Nasıl olsa devlete kapağı attım düşüncesiyle kravatını takan erkek mühendisler ile topuklu ayakkabı ile şıkır şıkır salınan masa başındaki kadın mühendisler! Sizlere meslektaşım diyemiyorum, kısaca salon mühendislerisiniz. Ülkemizin emekçileri olan, çiftçilerimizin ve köylülerimizin yapısını yansıtmıyorsunuz. Sizleri üreticilerin sorunlarına çözüm aramakta iş birliğine çağırıyorum.

İş birliği sağlanırsa ülkemiz tarımında üretim planlaması yapılacak, verimlilik arttırılacak, ürünlerimiz katma değeri yüksek ve kaliteli üretilecek, girdilerde tamamen olmasa da dışa bağımlılık çok küçük seviyelerde seyredecek, örgütlenme sağlanacak, kooperatifleşme yaygınlaşacak, sağlıklı ve güvenli ürünler üretilecek, üretici para kazanacak, tüketici uygun fiyatlarla sağlıklı ürünler tüketebilecek. Biz ziraat mühendislerinin ülküsü bu olmalı. Bu yazdıklarım hayal değil! Sahip olduğumuz konum, öğrendiklerimiz, deneyimlerimiz ve tarım potansiyelimiz buna imkân sağlıyor.

TARIMA MAGAZİNSEL ELEŞTİRİ VE SİYASET SOSU

Gazetemizin okurları çok iyi bilir, siyaset yazmıyorum ama bu canım güzel ülkemde tarım ve gıda sektörü öylesine siyaset sosuna bandırılarak konuşuluyor ki, adeta magazin izler gibi izlemek ve takip etmek zorunda bırakılıyorsunuz. Dolayısıyla bazen nasıl bir değerlendirme yapacağınızı bilemiyorsunuz.

Öfke saçmak üzerinden (gerek siyasi gerekse magazinsel) prim sağlayarak herhangi bir makama gelebilmek gibi kötü bir amaçla ve de gündemde tutunmak hevesiyle tarım konuşulmamalıdır. Tamamen zaman ve enerji kaybıdır, ülkemiz tarımına faydası ise kocaman bir ”sıfır”dır. İçinde bulunduğumuz süreçte tarımın böyle şeylerle kaybedecek vaktinin olmadığını, siyaset sosunun işin tadını kaçıracağını düşünüyorum. Tarımsal üretimde kritik bir dönem yaşıyoruz. Bir tarafta belirsizliğini koruyan Kovid-19 süreci, iklim değişiklikleri ve düzensiz sıcaklıklar; diğer taraftan verim ve rekolte durumlarının belirsizliği. Dolayısıyla böyle bir dönem içerisinde Tarım Bakanlığı ve sektör temsilcilerinin sorumluluğu büyük, yükü ağır ve bilhassa üreticilerin ve tüketicilerin haklı olarak onlardan çok şey beklediği bir dönem.

Dolayısıyla hem Bakanlık hem de sektör temsilcilerine gündelik siyasetlerle, polemiklerle vakit kaybettirilmemesi gerekir.

Eleştiri gayet doğal ve geliştirici bir şeydir. Yapıcı eleştirilerin, makul önerilerin, ortak aklın faydalı olacağına hepimiz inanıyoruz. Bunlara rağmen gerek basın organlarında gerekse sosyal medya platformlarında gerçek dışı iddialarda bulunulması vatandaşların özellikle üreticilerin yanlış anlamasına, aklının karışmasına, motivasyonunun düşmesine, üretimden soğumasına, yer yer kopmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi zorunluluğu doğuyor. Sonrası malum, bu asılsız iddiaların çürütülmesi için yüzlerce insan seferber oluyor. Araştırmalar, yazışmalar, emek ve zaman kaybından sonra iddialar ve gerçekler diye açıklamalar yapılıyor.

Peki bu ülkenin bir vatandaşı olarak, gerçek dışı iddialarla dolu, magazin kokulu ve siyaset soslarının ülkemiz tarımının tadını kaçırmadığını söyleyebilir misiniz?