Bakanlığın taşra kuruluşlarının tarım politikasının yürütülmesindeki görevi; ilde çiftçilerin karşılaştığı problemleri TAGEM araştırma enstitülerine iletmek, çözümlerin çiftçilere iletilmesini sağlamak, ayrıca ilde görev yapan personelin hizmet içi eğitimlerini koordine etmektir.

Tarım ürünlerinin işlenip, değerlendirilmesine, pazarlamasına ve bunun için gerekli tesislerin kurulmasına yardımcı olacak çalışmaları yapar, bu konuda üreticileri ve müteşebbisleri yönlendirir. İlin tarım ürünlerinin ekiliş, verim ve üretim tahminlerini yapar, tarımla ilgili her türlü istatistik bilgilerinin zamanında toplanmasını sağlamak gibi görevleri de vardır.

Tarım politikasını resmi olarak yürüten kurumun ve taşra kuruluşlarının durumunu, gelecekle ilgili düşüncelerini 2021 yılı temennilerini, beklentilerine yönelik karar alma süreçlerini anlamak düşüncesiyle kişisel deneyimlerimi, naçizane gözlemlerimi maddeler halinde sıralamıştım, devam ediyorum.

14- Bakanlık birimlerinden biri olan TAGEM’de özellikle çocuklara ve gençlere tarımsal AR-GE ve inovasyon alanında farkındalık oluşturacak (sosyal medya dışında) uygulamalar ve projeler hayata geçirilmelidir. Bu konuda pek çok örneğin bulunduğu akıllardan çıkartılmamalı. En başta Amerika’da meşhur bilim enstitüsü olan MIT’nin uygulamaları incelenebilir. Yine tarımsal girişimcilik ve tarımsal akademik girişimcilik için üniversitelerin teknoparklarına benzer yapıların oluşturulması ve araştırmacıların uygulama odaklı çalışmasının önü açılmalıdır. Oluşturulacak girişimcilik platformları ile iş fikirlerinin maddi olarak desteklenmesine yönelik TÜBİTAK benzeri uygulamaların hayata geçirilmesi gerekmektedir (Beyin fırtınasına konu olabilecek bir öneri: TÜBİTAK tarafından tarım sektörüne aktarılan fonlar ve yetkiler, TAGEM’ e devredilsin).

15- Bakanlık mevzuat düzenlemelerindeki talimatlar net ve anlaşılır olmalı, her türlü mevzuat düzenlemesi tamamlanmadan kanun, yönetmelik vb. düzenlemelere gidilmemelidir. Mevzuat değişikliği yapılırken diğer kurum mevzuatları detaylı incelenmeli, çakışan - aykırı veya farklı olmayacak düzenlemeler yapılmalıdır.

16- Mevzuat düzenlemesi yapılırken; konu uzmanı, ileride bu işi yürütecek kişilerden oluşturulacak çalışma gruplarınca hazırlanmalıdır. Ayrıca taslaklar üzerinden hazırlanacak mevzuatlarda, öngörülen cezaların caydırıcı özelliği kesinlikle olmalıdır.

17- Bakanlık olarak İl Müdürlerine herhangi bir durumda görüş sorulunca muhatap alınmalı ve güvenilmelidir. Aynı şekilde İl müdürleri de merkez personelini ve İlçe Müdürlüğü personelini muhatap almalı ve güvenmelidir. Güven, insan ilişkilerinin en temelidir. Sadece bir duygudan ibaret değildir. “Dürüstlük, açıklık, tutarlılık, yakınlık, bağlılık, tahmin edilebilirlik” gibi pek çok kavramdan oluşan çok geniş kapsamlı bir olgudur. Böyle bir olgunun katma değerinin bakanlık ailesine fazlaca olacağı inancındayım.

18- Enstitüler tarafında yürütülen çalışmalar, müşteri (çiftçi-üretici) odaklı olmayıp üniversiteye geçişi önceleyen akademik yükselme amacı ile yapılıyor oluşu, çalışmaların raflarda kalmasına sebep olmaktadır. Bu noktada TAGEM tarafından paydaşlarla birlikte hazırlanan 5 yıllık strateji planları ve yıllık çalışma programları araştırmacılara da yön verecek çalışmaların bakanlık uygulamalarına daha çok katkı vereceği kanısındayım.

19- Tarımsal ürünlerin daha hasat öncesi bir dönemde alansal dağılımlarının belirlenmesi ve verim miktarlarının tahmin edilebilmesi, özellikle iç ve dış pazar koşullarının yönlendirilmesinde son derece önemlidir. Verim-rekolte tahmini için gerekli teknolojik yatırımların yapılmasını, gerekli altyapının oluşturulmasını öncelikli görüyorum.

20- TAGEM’de şu an akademik ünvanlı, 18 doçent bulunmaktadır. TAGEM bünyesinde bir DOÇENTLER komisyonu oluşturulması gerekmektedir. Bu komisyona verilecek yüksek ücret ve mesleki ayrıcalıklar, diğer çalışanlarında motivasyonunu ve kurumsal aidiyeti artıracaktır. TAGEM’de bürokratın değil akademisyenin daha fazla değer gördüğü kurumsal bir kültürün inşa edilmesi gerekmektedir.

21- TAGEM tarafından yürütülen çalışmaların etki değerlendirme ve etki analizlerinin yapılabilmesi adına iyi izleme ve değerlendirme altyapısının oluşturulması gerekmektedir. Bu noktada müstakil bir “İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanlığı” nın kurulması gerekmektedir.

22- Bakanlığın uygulama birimleri olan BÜGEM, HAYGEM, DSİ Tarım reformu gibi kurumların kararlarının, TAGEM Bilim Komisyonlarında görüşülmesi ve onay alınması sağlanmalıdır. Bu komisyonların bürokratlardan değil, konu uzmanı TAGEM akademisyenlerinden oluşması sağlanmalıdır.

23- İlçelerde çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve cazip hale ( maaş farkı gibi) getirilmesi sağlanmalıdır. Bunun sonucunda İl müdürlüklerindeki personel yığılmalarının önüne geçilerek, ilçe kurumlarında da en azından norm kadroyla çalışılmasının sağlanacağını düşünmekteyim.

24- Ülkemiz şehirlerinde yaşayan ekonomik imkânlara sahip, tarımsal faaliyetle uğraşmamış ama tarıma meraklı (Yılmaz Özdil vb.), tarıma yatırım yapacak, ikinci bir yatırım olarak tarımı tercih edebilecek (Bekir Özmısır vb.), emekli olmuş veya olmaya yakın (Engin Ekiz vb.), yeni okulu bitirmiş ve tarımsal faaliyette bulunmak isteyen erkek-kadın çeşitli meslek gruplarından (avukat, doktor, öğretmen, mühendis, hemşire vb.) kişilere tarımsal faaliyetler hakkında bilgi verme, ekonomik analiz yapabilme yetisini kazandırma, tarımsal üretime değer katan insanları bilgi sahibi yapma; çağdaş, çevreci ve teknik bir üretici modeli oluşturmak için şehirlerde, “Tarım Akademileri” açılmalıdır.

Kıymetli okurlarım, Pazar günü devam edeceğim.