Fenerbahçe-Galatasaray maçından sonra, kazanan Sarı Kırmızılıların Teknik Direktörü Mustafa Denizli, “Hakemi de yendik” dedemişti. O zaman da hakem eleştirilirdi. Teknik adamlar, yöneticiler için yenilgiye kılıf yaratmanın, topu taca atmanın en kolay yöntemi hakemlerdi. O zaman da, şimdi de… Kazanılan maçtan sonraki Denizli’nin sözleri, o yüzden değerli, o yüzden tarihi… Birebir, her şeyi ile denk, futbol gücü yakın iki takımın mücadelesinde, hakemin çaldığı, ya da çalmadığı düdükler belki önemli olabilir, o da belki… Çünkü, hakemler dün hata yapıyorlardı, yarın da kesin yapacaklar.

Takımlar arasında bir denge yoksa, bir takım, diğer takımdan çok daha iyi durumda ve formdaysa, üstelik ‘yüzde yüz’ kazanması gereken bir maç oynuyorsa, üstelik rakibi eksik kalmışsa… Yani kantarın topuzu bir takımın lehine iyice aşağıya doğru basmışsa, ‘hakem’ ancak, figüran olur… Eğer bu takım şampiyon olacaksa, şut atarak olur, orta yaparak, gol atarak olur, attığı sayılmazsa bir tane daha atarak olur… “Hep mi Galatasaray’a oluyor bu hatalar? Konuşursam ceza alırım” sözleri de, bu maçı anlatamaz. Denizli’nin dediği gibi, “Hakemi de yendik” diyebilecek gerçekliği sahaya yansıtamayanların, bu sözleri söylemeye hakkı yoktur.

Tamam, hakem hata yaptı. Peki, sahaya tüm santrforlarını sokup, onlara servis yapan adamları oyundan almak doğru mu? Ya da on kişi ceza alanına gömülmek zorunda kalan rakibinin, her atağında, yüreğin ağza gelmesi neyin açıklaması? Sormazlar mı, sen kaç şut attın, kaç orta yaptın? İlk yarıdaki maçta ‘taç’ atışıydı tartışılan, bu sefer “Ayağa bastılar…” Belki haklı olabilir Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Nabil Dirar geçen hafta Ankaragücü maçında da ayağa basmıştı, o kart gösterilseydi, Dirar zaten yoktu…

Yani, iki ayağa basma olayı, iki hakem yanlışı, ligin yazgısını mı değiştirdi? Bunlar bahane… “Aslında bildiğimiz şeyleri anlatsak!” diye başlayan sözlerin altını dolduracak bir iddia, bir gerçeklik, ligin yazgısını değiştirecek bir delil varsa o ayrı… Varsa, bu açıkça söylenir…Yoksa, bir şeyler söyleyerek şüphe yaratmak, o işin ruhunu kirletir, değerini azaltır. Ve büyük hocalar, işi bilen yöneticiler değerlere zarar vermek yerine ya susarlar ya da daha iyisini yaparlar…