Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde beş üniversiteye rektör atadı. Bu atamalardan birisi de Boğaziçi Üniversitesinde gerçekleştirildi. Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Melih Bulu atandı. Muhalefet, Prof. Dr. Melih Bulu’nun geçmişte AKP’den milletvekili aday adayı olmasını baz alarak ilk günden itibaren aşırı bir şekilde eleştirdi. Demokrasiyle yönetilen ülkelerde elbette eleştiri olabilir ve olmalıdır da. Sağlıklı eleştiriler eksiklikleri ve yanlışlıkları ortadan kaldırmaya çoğu zaman yarar sağlar. Fakat başını CHP’nin çektiği muhalefet bu konuda samimiyet yüklü, gerçekten üniversiteleri düşündüğünden dolayı değil, sadece “buradan bir kavga çıkarabilir miyiz?” düşüncesiyle bu atamaya bakış açısı geliştirdi. Ve CHP ile yancıları, bu düşüncelerini de Canan Kaftancıoğlu önderliğinde hayata geçirdi. Canan Kaftancıoğlu’nun çetesini toplayıp Boğaziçi Üniversitesi önünde polisle çatışma ortamı yaratması, niyetlerini ortaya koydu. Pandemi sürecinde kalabalıkları organize etmek, o kalabalıkları polisle çatıştırmak için Boğaziçi Üniversitesi önünde toplanmak zaten başlı başına art niyettir. İnsanların sağlığını düşünmeyen, insanların geleceğini mi düşünür?

          Tüm terör örgütleriyle sıcak gönül ilişkisi olan Canan Kaftancıoğlu, Boğaziçi Üniversitesine atanan rektörü, gençlerin geleceğini düşündüğü için mi şiddete başvurarak eleştiriyor?

          Çok basit bir soru soralım. Prof. Dr. Melih Bulu yerine PKK’ya, DHKP-C’ye, MLKP’ye yakın bir isim Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atansa Canan Kaftancıoğlu oraya tebrik etmeye mi, yoksa protesto etmeye mi gider?

          Canan Kaftancıoğlu’nun organize etmesiyle Boğaziçi Üniversitesi önünde protesto gösterisi yapanlar kim? Gözaltına alınan 17 kişinin 15’i öğrenci değil ve çoğu da Canan Kaftancıoğlu’nun sıcak ilişkisi olan terör örgütü MLKP’nin mensubu kişiler…

          Mesela gözaltına alınan isimlerden birisi de Ulaş Çelik… Babası foseptik üreten Halk TV’ye çıkmış “Oğlum masum, oğlumla gurur duyuyorum” diyor ama oğlunun terör örgütlerine destek veren birçok paylaşımı çıktı. Boğaziçi Üniversitesine atanan rektörü protesto eden kişi, niçin elinde silah olan bir teröristi sosyal medya hesabından paylaşıp, ona destek verir ki?

          Eğitim için rektör atamasını protesto ediyorsan terör örgütü DHKP-C, MLKP yanlısı sloganlar niye atarsın?

          “Ellerinde sapanlar vuruyor bu çocuklar, kalkın ayağa kalkın biz şehirden siz köyden” sloganları atanların eğitimle, öğretimle ne işi olur?

Bu sloganın orijinal hâli de şu şekildedir:

“Ellerinde Biksiler,
Düşüyor Skorskyler
Ellerinde Doçkalar
Düşüyor tüm Kobralar
Partileri PKK
Vuruyor APO’cular
Orduları HPG
Vuruyor APO’cular
Önderleri Öcalan
Geliyor APO’cular
Vuruyor APO’cular
Siz dağda biz şehirde
Vuruyor YPG-H
Ellerinde fişekler
Düşüyor Ülkücüler
Ellerinde sopalar
Ağlıyor güvenlikler”

          Gerçi Canan Kaftancıoğlu gibi tüm terör örgütlerine yakın olan birisi CHP İstanbul İl Başkanı oluyorsa, bunları da çok görmemek lazım. Emin olun Canan Kaftancıoğlu CHP İstanbul İl Başkanı olmasa elinde silah şu an Kandil’de olurdu.

          Terör örgütü MLKP’nin kurucusuna “Hasan Ocak yaşıyor. Komutana bin selam” diye selam çakan Canan Kaftancıoğlu’nun CHP İstanbul İl Başkanı olduğuna şaşırmıyorsunuz da, Boğaziçi Üniversitesi önünde Canan Kaftancıoğlu’nun organize ettiği kişilerin MLKP üyesi çıktığına mı şaşırıyorsunuz?

          CHP ortağı HD(P)KK “Boğaziçi öğrencileri geleceğine, demokrasiye, hukuka sahip çıkıyor, kayyımı ve dayatmayı reddediyor. Bu itiraz olduğu sürece faşizm bu topraklarda yaşayamayacak. Sesiniz sesimiz, itirazınız itirazımızdır!” açıklamasını yapıyor, CHP’nin diğer ortağı İP’in İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu da kırılan üniversite kapısına kelepçe ile önlem alan Türk polisine tepki gösteriyor ve “Özgür düşünceye ne olursa olsun kelepçe vurulamaz” mesajını paylaşıyor. İP’in Genel Başkanı Meral Akşener de Tilki TV’ye çıkmış “Boğaziçi Üniversitesinde rektörlüğü hak edecek donanımda bir hoca kalmamış mıydı? Ayrıca madem bu kadar kıymetli ve donanımlı bir arkadaşınız vardı; bu arkadaşı, niye partinizin milletvekili adayı bile yapmadınız?” açıklamasını yapmış…

          O zaman Meral Akşener’e biz de bir şey soralım. Yerel seçimlerden sonra İzmir bünyesinde İzmir Büyükşehir Belediyesine müdür olabilecek hiç kimse kalmadı da ondan mı genel başkan yardımcın Ersagun Yücel’i İzmir Büyükşehir Belediyesinde İZBELCOM AŞ’ye Genel Müdür olarak atattın? Sizde nasıl bir siyasi mide varsa Tunç Soyer gibi HD(P)KK sevdalısı bir adama hem oy verdiniz, hem yanına Ankara’dan kadro kurdunuz? Türk medyasının soytarısı Sözcü de bunu nasıl haber yaptı biliyor musunuz?: “Meral Akşener’den büyük fedakarlık”.

          İstanbul Büyükşehir Belediyesine, Ankara Büyükşehir Belediyesine hangi parti yöneticilerini müdür, şef yaptırdınız onları da sayalım mı? Sırf aldığınız müdürlük, şeflik için CHP’nin HD(P) KK’ya, teröristlere sahip çıkma alçaklığına destek oluyorsunuz. Kalkmış bir de Prof. Dr. sıfatı taşıyan bir hocanın rektör olarak atanmasına yine yanınıza terör örgütlerini alarak karşı çıkıyorsunuz. Utanmanız yok ki, size yine utanma tavsiye edelim.

          CHP’nin olduğu yerde ihanet vardır, siyasi bir alçaklık vardır. 846 kişinin azmettirici katili olan terörist Demirtaş’ın cezaevi sürecini “şeref madalyası” olarak gören ve onun hemen serbest bırakılmasını isteyen CHP’nin Boğaziçi Üniversitesinin rektörüne karşı çıkması, yanına terör örgütü üyelerini alıp üniversitede protesto eylemi yapması siyasi alçaklığından bir kesittir.

          Bunlar yeni bir Gezi, yeni bir Kobani olayları hayal ediyor olabilirler. Meselenin bir rektör ataması olmadığı apaçık ortadadır. Ama Türk milleti bu sefer her türlü kahpeliği anında ezecek şuurda hazır beklemektedir.