Her ne kadar dünyanın birincil gündem maddesi hâlâ koronavirüs olmaya devam etse de Türkiye’nin diğer güvenlik risklerine karşı mücadelesi hem yurt içinde hem de yurt dışında aksamadan sürdürülüyor. Libya’da Hafter’in başlattığı ve Türkiye’yi de dolaylı olarak hedef alan isyan, Ankara’nın verdiği destek sayesinde sona erdi diyebiliriz. Birkaç gün önce başlatılan askerî operasyonlarla şimdi sıranın Irak’a geldiğini söylemek mümkün.

Irak’ta Türkmen varlığının hiçe sayıldığını gösteren bir adım atılmıştı. Irak’ın yeni hükûmetinde Türkmenlere yer verilmemesi, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin ağır eleştiriler yöneltmesine ve Iraklı yöneticilere ciddi uyarılarda bulunmasına yol açmıştı. Sayın Bahçeli’nin Irak konusundaki hassasiyetini dile getirmesinden sadece birkaç gün sonra Kuzey Irak’taki terör yuvalarına TSK tarafından hava operasyonu düzenlendi. Milli Savunma Bakanlığı, 15 Haziran’da başlatılan Pençe-Kartal Operasyonu’nun “PKK’nın karakol ve üs bölgelerine son zamanlarda artan taciz ve saldırı teşebbüsleri üzerine” başlatıldığını duyurdu. Bu çerçevede, Hava Kuvvetlerine bağlı askerî uçak ve SİHA’lar, teröristlerce ü

s olarak kullanılan Sincar, Karacak, Kandil, Zap, Gara, Avaşin Basyan ve Hakurk’taki terör yuvalarını yerle bir etti. Sadece iki gün sonra, Irak’ın kuzeyindeki Haftanin’de Pençe-Kaplan Operasyonu’nun başlatıldığı ve komando birliklerinin bölgeye intikal ettiği duyuruldu.

Peş peşe yapılan açıklamalar, Türkiye’nin PKK terörü ile mücadelede kararlılığını koruduğunu gösteriyor. Türkiye sert gücüyle terör yuvalarını teröristlerin başına yıkarken diğer yandan da Irak hükümetine ülkedeki PKK varlığını sona erdirmesi için siyasî baskıda bulunmayı ihmal etmiyor. PKK’ya karşı siyasî ve askerî harekâtın eş zamanlı yürütülmesi, terör sorununun kökten çözülmesi yönünde güçlü bir irade olduğunu ortaya koyuyor. Sene başından bu yana Irak ve Suriye’de 1500’e yakın teröristin etkisiz hâle getirilmiş olması da bu iradeyi teyit eder nitelikte.

Son operasyonlarla Türkiye, Irak’taki Türkmen varlığının haklı taleplerine aldırmazken PKK terör örgütünün yuvalanmasına ses çıkaramayan Irak hükümetine ciddi bir uyarıda bulunmuş oluyor. Aynı zamanda, Sayın Bahçeli’nin ifadeleriyle “Türkmenlerin yeni kurulan hükümette göz ardı edilmesinin tarihi ve trajik bir yanlış” olduğu Irak’a sarsıcı bir şekilde ihsas ettiriliyor. Irak’ın siyasî krizle çalkalanmaması, terör örgütlerine yataklık yapıp Türkiye’ye yönelik bir risk barındırmaması için Irak hükûmetinin Türkiye’yi göz ardı etmemesi, bu operasyonlarla verilen mesajı iyi anlaması gerekiyor. Aksi hâlde, İran ve ABD arasında sıkışıp kalmak, siyasî kaos ve bölünmüşlükten muzdarip olmak, Irak için kaçınılmaz bir sonuç olacak.

Irak hükûmetinin, Türkmenlerin Irak toplumunun kurucu ve aslî unsurlarından olduğu gerçeğini unutmadan davranması, Irak’ın bölünmüşlükten kurtulması için Türkmenlere ve Türkmen topraklarına sahip çıkması ve PKK’nın varlığını sona erdirmesi gerektiğini akıldan çıkarmaması, Irak’ın geleceği için en akıllıca tavır olacak.

Türkiye, Irak’ın PKK ile mücadelede zafiyet göstermesi durumunda meseleyi bizzat çözmeye hazır olduğunu gösterdi. Bu operasyonların verdiği diğer bir mesaj da Türkiye’nin sınırının ötesinde de olsa Türk varlığının güvenlik ve bekası için her an mücadeleye hazır olduğu gerçeğidir. Türkiye, Afrin’den Kandil’e uzanan bir güvenli koridor inşa ederek hem sınır güvenliğini hem de sınırın diğer tarafında yaşayan Türkmen kardeşlerini koruyacağını bir kez daha belli etmiştir. Bu çerçevede, TSK’nın operasyonlardaki aslî hedefi PKK olsa da, bundan ders çıkarması gerekenlerden birinin Irak hükûmeti olduğu açıktır.