6’lı masanın adayının kim olması gerektiği hakkında masada oturandan tutunda, altında gizlenen, yanından geçen, köşesinde durana kadar herkes bir yorumda bulundu.

Şöyle olmalı, böyle olmalı ifadeleriyle süslü cümleler kurularak cumhurbaşkanı adayın taşıması gereken bütün özellikleri duyurdular da, bir türlü ismini açıklayamadılar.

***

Her ne kadar bir arada değiliz deseler de, masanın altına gizledikleri HDP daha önce birçok kez kimin aday gösterilmesi durumunda destek olabileceğinin emarelerini verdi.

Dün de HDP’nin kurduğu temenni cümlelerine bir ek eski genel başkanları Selahattin Demirtaş’tan tarafından yapıldı.

***

Fox TV’ye gönderdiği 6’lı masaya talimat mektubu “Muhalefetten kimin cumhurbaşkanı olabileceğine dair benim bir isim telaffuz etmem doğru olmaz. Ancak benim de temennim bütün muhalefetin uzlaşarak belirleyeceği bir ismin ortak adayımız olarak seçime girmesi ve ilk turda kazanmasıdır” sözleriyle başlıyor.

Terörist Demirtaş’ın tutuklu olduğu cezaevinden sunduğu ilk şart ise “Rakipleriyle polemiğe girmek yerine sürekli toplumla konuşabilecek ferasete sahip, sinirleri de sağlam biri olmalıdır” şeklinde…

Mektup aracılığıyla belirlenen aday tasviri “Geçen yüz yılın hatalarından dersler çıkarabilmeli, değişime açık ve cesur olmalı, helalleşme, yüzleşme, hesaplaşma dengesini iyi tutturmalıdır” cümleleriyle devam ediyor.

Terör hükümlüsü Demirtaş kafasında belirlediği adayın en olmazsa olmazının “Kimlik, inanç ve dil hakları gibi kolektif haklar konusunda demokratik çözüm perspektifi sunabilmelidir” cümleleriyle belirliyor.

“Bağlama da çalabilmeli desem kim olduğunu kesin anlarsınız” cümlesiyle tutukluluğu nedeniyle aslında kendi için biçilmiş olan bu kaftanı giyemeyeceğini ifade ediyor.

Ve “Önümüzdeki seçim için bu kriterlere yakın aday veya adayların olduğunu biliyorum” diye de eklemesiyle mektubunu bitiyor. 

***

HDP’nin bugüne kadar yaptığı açıklamalarla çizdiği robot resimlerin kimi zaman Kemal Kılıçdaroğlu’nu, kimi zaman Ekrem İmamoğlu’nu, kimi zaman da Abdullah Gül’ü işaret ettiği biliniyor.

Mektup aracılığıyla sunulan şartlarla geçmişte gösterilen şartlar arasında bir fark yok, bugüne kadar verilen tüm mesajlar ve Demirtaş’ın sunduğu tüm koşullar çözüm süreci başlatarak PKK’nın hain emellerine yol verecek birinin aday gösterilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Anlaşılan o ki, HDP artık eski genel başkanları aracılığıyla bu isimler arasında eleme yapıyor.

***

HDP’li belediyelere kayyum atanmasına karşı işini gücünü bırakıp desteğe koşan, eş genel başkan Pervin Buldan’la ağaç dikecek kadar HDP’ye yakınlaşan Ekrem İmamoğlu, “Rakipleriyle polemiğe girmek yerine sürekli toplumla konuşabilecek ferasete sahip, sinirleri de sağlam biri olmalıdır” şartına takılarak…

PKK’nın Suriye uzantısı YPG’nin terör örgütü olmadığını, vatanını kurtarmak için bir oluşum olduğunu söyleyerek ve bugüne kadar HDP-PKK için yaptığı onlarca şeyle aslında terörist Demirtaş’ın biçtiği kaftanı giymeyi çoktan hak ettiğini kanıtlayan Kılıçdaroğlu ise “Helalleşme, yüzleşme, hesaplaşma dengesini iyi tutturmalıdır” şartına takılarak terör gemisine veda ediyor…

Geriye bir tek Abdullah Gül kalıyor…

Tabii bunlar masaya talimatlar, İmamoğlu veya Kılıçdaroğlu getirilen eleştiriler doğrultusunda kendilerine çeki düzen verirlerse bu sefer HDP tam olarak onları işaret eden yeni bir açıklama yapar…

***

Benim en çok merak ettiğim ise İP’in bu duruma ne diyeceği…

“İmralı’dan mektup gelebilir” zırvasını dillendirerek akıllarınca Cumhur İttifakı’nı hedef aldıkları şu günlerde terörist Demirtaş ellerine talimatlarını içeren zarfı tutuşturdu.

Meral Akşener yarın çıksa “bu mektupta yer alan şartları ancak ben yerine getirebilirim, bu yüzden Cumhurbaşkanı adayıyım” dese kim şaşırır, olur mu olur…