Kemal Kılıçdaroğlu'nun şeffaf bir siyaset yürütmediği su götürmez bir gerçekti. Herkese mavi boncuk dağıtma politikası, onu gidebildiği yere kadar taşıdı, ancak bu strateji sonunda patladı.

Seçim arifesinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP'yle yaptığı gizli pazarlıkları HDP’li Sırrı Sakık'ın "Kapalı kapılar ardında söylenenlerin, kamuoyuna da deklare edilmesi gerekir" şeklinde dile getirmesi, imalı ifadelerin altında yatan utanç ilişkilerinin deşifresiydi.

Özgür Özel, genel başkanlığı ele geçirirken Kemal Kılıçdaroğlu'nu 'şeffaflık' vurgularıyla eleştirip, eski liderini 'kayıt dışı siyasetle' suçlamıştı. Ancak şimdi, genel başkan olarak kendisi DEM Parti ile düzenlenen gizli toplantılarda neler konuştuklarını kamuoyuna açıklayamaz durumda.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP’yle yürüttüğü pazarlıkların derinliğini Sırrı Sakık’tan öğrenen kamuoyu, DEM’lilerin kırmızı halılarda karşılandığı CHP-DEM arası görüşmelerin muhtevasını da DEM’in Eş Başkan Yardımcısı Tayip Temel’den öğrendi:

“Bugün şüphesiz, Kürt sorunu, Kürt sorununa yönelik CHP'nin ve genel olarak muhalefetin yaklaşımı, tecride ve tecridin aslında çözüm önündeki engelleyici rolüne dair tartışmalar yürütüldü.”

Özgür Özel'in liderliğinin PKK'nın dayatmaları arasında kaybolması, Türk milletinin gözünde çöken yeni bir politikacının portresini çiziyor.

Koltuğunu kaybetmiş bir liderin yerine geçenin, aynı yolda kaybolma çabaları CHP’nin pusulasızlığını, yönsüzlüğünü, ideolojik bulanıklığını, kurucu değerlerle arasına çektiği perdeyi çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriyor.

DEM’lileri kırmızı halılarda karşılamak, sadece bir karşılama protokolü değil, aynı zamanda cumhuriyetin kurucu değerlerini o halının altına yuvarlamak demek.

CHP'nin PKK uzantısı DEM ile flörtünü sürdürmesi, Kılıçdaroğlu’ndan tevarüs eden siyasi mezarı kendi elleriyle derinleştirmesi demek.

Şehit cenazelerine dadanan Özgür Özel’in milli acılarımızı kucaklayan sahte bir oyunculuk sergiledikten sonra terörün siyasi temsilcileriyle bir araya gelmesi akrobasi ustalarının esnekliğine kafa tutmaktan farksız.

Bu durum sadece küçük çıkarlar peşindeki bir politikacının yozlaşmış ruhunu değil, zapt edilmiş bir siyasi partide egemen hale gelen işgal zihniyetinin gücünü de gösteriyor.

Anlaşılan o ki kamuoyu CHP’nin DEM’le yediği naneleri terörün siyasi uzantılarından duymaya devam edecek.

Çünkü bu CHP şeffaf yönlerini sadece DEM'e gösterirken, Türk milletine yönelik duruşu son derece belirsiz ve bulanık bir parti.