TOLGA POLAT\ TÜRKGÜN

Türkiye’nin savunma sanayisindeki atılımları, Batı’yı arkasına alan Yunanistan’a karşı Doğu Akdeniz’deki haklı mücadelesinden taviz vermemesi, Suriye ile ilişkileri düzeltecek hamlelerde bulunması, enerji kaynaklarını çeşitlendiren ve yeni kaynaklar yaratan araştırmacı tavrı Batı’nın en rahatsız olduğu konuların başında geliyor. Ukrayna-Rusya krizindeki denge politikasının pozitif etkileri de ABD, Fransa, İngiltere gibi ülkeleri derinden sarsıyor. Tüm bu gelişmeler ışığında cumhurbaşkanlığı seçimlerine adım adım yaklaşan Türk demokrasisi karşısında, seçimlerde Cumhur İttifakı’nın başarılı olmaması için türlü yayınlarla kendini gösteren Batı medyası boş durmuyor.

The Economist tarafından yayınlanan analizde, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı yetkisini kullanarak Türkiye’yi felakete sürükleyebileceği iddia edildi. Haberde, Erdoğan’ın kazanması hâlinde Türk demokrasisinin yerini diktatörlüğe bırakacağı yazıldı. Yargı sisteminde hile olduğunu öne süren hadsiz dergi, aynı zamanda altılı masaya da tüyo verdi. Muhalefetin tek bir aday etrafında birleşmesi gerektiğini öne süren dergi, “Hayata küskün ve yalnız bir cumhurbaşkanının büyük sorunlara yol açabileceğini herkes biliyor. Yunanistan ve Kıbrıs ile ilgili daha şiddetli bölgesel anlaşmazlıklar için kışkırtma yapılabilir. Suriye’de daha fazla karışıklık ve çekişme yaratılabilir” ifadelerini kullandı.

Sert tepkiler geldi

 İletişim Başkanı Fahrettin Altun yaptığı açıklamada “Yine başladılar! The Economist, entelektüel açıdan tembel, sıkıcı ve kasıtlı bir cehalete dayalı Türkiye tasvirini yeniden piyasaya sürdü. Klişe sözler, dezenformasyon ve küstah bir propagandayla kendilerince Türk demokrasisinin sonunu ilan ediyorlar” dedi.

Sosyal medyayı ayağa kaldıran gelişmeler karşısında fondaş medya da üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getiriyor. Sözcü gazetesi haberi “Diktatörlük” üzerinden gördü, dergiye adice yaklaşımı için tek bir kelime dahi etmedi. Diken haber sitesi de, İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un küplere bindiğini başlığa çıkardı. Muhalif gazetecilerin birleşerek kurduğu T24, The Economist’in yorumuna ekleme yaparak, “The Economist’ten ‘Erdoğan’ın İmparatorluğu’ özel sayısı: Türkiye diktatörlüğün eşiğinde!” manşetini attı. İP destekli Yeniçağ gazetesi ise, “Dünyanın ağır ekonomi dergisi The Economist Türkiye’yi bekleyen felaketi açıkladı” sözleriyle okuyucularına haberi sundu.

Altılı masada çıt yok

Siyasetlerini Batı medyası üzerinden oluşturan altılı masa liderleri The Economist’in haberine tek bir eleştiri dahi getirmedi. Londra merkezli dergi, birkaç gün önce yayımladığı haberde, altılı masa liderlerinin anlaşmazlığına dikkat çekerek Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan karşısında kazanmasının zor olduğunu bildirmişti.

‘DEVLET ADAMLIĞI DERSI ALIN’

 Sosyal medyada The Economist dergisinin haberi sonrası binlerce tepki paylaşımı yapıldı. Özellikle Batı’nın, Türkiye’nin iç işlerine karışan tavrına muhalefetin ses çıkarmaması büyük tepki çekti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin muhalefette bulunduğu zamanlarda ki siyasetiyle, şimdiki muhalefetin karşılaştırıldığı paylaşımlarda çokça yer aldı. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun gittiği her yerde Türkiye’yi hedef alan açıklamaların öne çıkarıldığı paylaşımlarda, “Devlet Bahçeli’den ‘Devlet’ dersi alın” şeklinde mesajlar yer aldı.

NE OLMUŞTU?

2006 yılında MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi ziyaret eden ABD Büyükelçisi Wilson, yüzü asık bir şekilde MHP Genel Merkezi’nden çıkmıştı. Wilson, MHP Lideri Bahçeli’ye, “İktidardan şikâyetçi olduğunuz konular var mı?” sorusunu yöneltmişti. Kaşlarını çatan Bahçeli, ABD Büyükelçisi’ne dönerek, “Takdir edersiniz ki, yabancı bir devletin büyükelçisi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin iktidarını konuşmam veya sorun iletmem mümkün değildir!” ifadelerini kullanmıştı. MHP Lideri Devlet Bahçeli, muhalefette olduğu yıllarda Türkiye dışında hiçbir ülke lideri ya da büyükelçisine AK Parti’yi eleştirmemiş, “Merak edenler internet sitemizden açıklamalarımızı okuyabilir” şeklinde cevaplarla ‘Devlet adamlığı’ dersi vermişti.