Geçtiğimiz hafta Türk Hava Yolları’nın KAP’a gönderdiği bildirimde, 355 adet uçağın satın alınması ile ilgili Airbus firmasıyla, uçak yedek motorları ve bakımları ile ilgili de Rolls-Royce firması ile görüşüldüğü bildirildi. Halka açık bir firma olan THY’nin web sitesinde ulaşılabilecek 2033 Stratejik Planı’na göre THY bugün 350 noktadan 85 milyon olan yolcu sayısını, 400 noktadan 171 milyon yolcuya çıkarmayı hedefliyor. Bunu yaparken 435 olan uçak sayısını 813 ‘e çıkaracağı planlanmış. 400’e yakın yeni uçağın alımının en büyük siparişi için görüşmelerin devam ettiği haberleri var. Bu siparişin muhtemel büyüklüğü 50 milyar dolar civarında olabilir!

Bugüne kadar hep savunma sanayimizle gurur duyuyoruz. Savunma sanayimizdeki bu başarı ise rastlantı değil. Büyük bir ithal savunma teknolojisi harcaması olan Türkiye on yıllardır ofset, yani yabancı üreticiye Türkiye’de üretme ya da Türkiye’den satın alma zorunluluğunu, başarıyla uyguluyor. Bugün TAI TUSAŞ gibi kurumlarımızın bu deneyim ile bugüne gelebilmelerinin sebebi biraz da budur.

Çift taraflı bir yol olarak nitelendirilebilecek ofset sayesinde üretim kabiliyeti ülkeye kazandırılabilir, mal-mamullerin bir kısmı yerli üretilebilir, hiçbir şey yapılamıyorsa da üretici firma bu ofset yükümlülüğünü yerine getirebilmek için işiyle ilgili olmasa da mal mamullerin ülkemizden ithalatını yaparak açığını kapamaya çalışır. Yani ofset her hâlükârda çift taraflı işleyerek dışarı giden dövizin bir kısmının tekrar içeri dönmesini garanti altına alır.

Başarısı dünyanın en gelişmiş ülkelerinde ispatlanmış bu yöntem sadece askeri değil, kamu sivil alımlarında da uygulanmaktadır. Türk Hava Yolları, %50.42 oranında halka açık bir firma ve en büyük hissedarı da Türkiye Varlık Fonu. Dolayısıyla kamu ağırlığı oldukça yüksek.

Atatürk’ün “İstikbal Göklerdedir” sözünü gerçekleştirircesine bugün havacılık sanayinde büyük atılım yapan Türkiye’nin THY sayesinde oluşacak bir ofset yükümlülüğü ile çok büyük havacılık sanayi yatırımlarını bir anda yapabilir hale gelmesi muhtemeldir. Bu nedenle ofsetin THY’nin bu büyük uçak alım siparişinde askeri uygulamalara benzer şekil ve oranlarda masada olması gerekir. Ülkemizin göz bebeği Türk Hava Yolları’na da bu yakışır. Türk Sanayi ise zaten bunu gerçekleştirmeye muktedirdir.