Karşı mahalleyi karıştıran İP Genel Başkanı Meral Akşener’in hizip dolu siyasi geçmişi iki gün boyunca CHP medyasının ana besin kaynağı oldu.

Ablanın DYP, AK Parti’nin kuruluş süreci ve MHP’deki siyasi oyunları altılı masada çıkardığı fitne fücurun daha iyi anlaşılması için bol bol tanık gösterildi.

1 Kasım 2015 seçimlerinin ardından Akşener öncülüğünde MHP’ye düzenlenen değişim operasyonunu köşe yazılarıyla destekleyen Rahmi Turan bile altılı masayı yıkıp devirmesinden sonra hiddetlenip iki gün sonra yalayıp yutmak zorunda kalacağı şu ifadeleri kullandı:

“MHP Lideri Devlet Bahçeli sürekli eleştirdiğim siyasetçiler arasındadır. Günün birinde ona hak vereceğim hiç aklıma gelmezdi ama ilk defa Bahçeli’ye hak verdim. Devlet Bey eski konuşmalarının birinde: ‘Meral Akşener‘e güvenilmez. Bir defa vefasızlık yapan ikinciyi de yapar’ demişti. O zaman inanmamıştık ama haklı çıktı.”

Birkaç gündür Meral Akşener’in hizipçiliğinin, oyunbozanlığının, siyasetteki mikser rolünün üzerinde duran birçok isim oldu ama onun bir diğer önemli özelliğinden bahsedeni görmedim.

O da Meral ablanın çıkardığı bütün fitne hareketlerinde başarısız olmasıdır.

DYP’de, MHP’de, CHP’de tertiplediği tüm darbe girişimleri elinde patlamıştır.

Tek başarısı 1 Kasım sürecinden sonra peşine takılanlarla parti kurup TBMM’ye girmesidir. Bunun ardındaki güç kaynağı da 15 milletvekilini hülle usulüyle İP’e gönderip bir de onlarla ittifak yaparak baraj altı kaldıkları hâlde Meclise girmelerini sağlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. 

Meral abla böyle bir vefa borcu bulunduğu Kemal Kılıçdaroğlu’na bile darbe girişimi düzenlemekten çekinmemiştir.  

Bu zamana kadar Kemal Kılıçdaroğlu’nu toplum önünde itibarsızlaştıran söylemlerin ucu hep Meral ablaya uzanıyordu. Ya kendisi ya kurmayları Kılıçdaroğlu’nun kazanacak aday olmadığını, onun adaylığına hiçbir şekilde onay vermeyeceklerini defalarca dile getirdiler.

Herhâlde Meral abla kendisini ve partisini altılı masanın kilidi olarak görüyordu. Masaya geri dönsün diye Kemal Bey’in adaylığından vazgeçeceklerini sanıyordu.

Kılıçdaroğlu felaket senaryolarının pik yaptığı böylesine gergin bir süreci âdeta üzerine süratle gelen topu göğsünde ustaca yumuşatan profesyonel futbolcu rahatlığıyla atlattı.

İki lider arasında bir lades oyunu vardı, kemiği kırılan Meral Hanım oldu.

Sıtmaya razı olarak, noter olmayı kabul ederek,  kazanamayacak adayın arkasında hizalanarak masaya döndü. Bunu da baraj altı kalmamak, seçim kaybedilince de muhalefetin haini olarak çarmıha gerilmemek için yaptı.

Dün kırıp döktüklerini toparlamak için Fatih Altaylı’nın Teke Tek programına çıkan Meral ablayı dinledim biraz.

Hâlâ kurusıkı atışlara devam ediyordu.

"CHP, HDP ile görüşebilir, bu net. Ama bize asla getiremez” dedi.

Hangi HDP’den bahsediyordu acaba…

Kendisinin “Kürt siyasi hareketinin temsilcisi” diye bahsettiği HDP mi?

Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la kahvaltı masasında buluşmak istediği HDP mi?

“AK Parti ve MHP, HDP’yi şeytanlaştırdı” dediği HDP mi?

Müsavat Dervişoğlu’na “meşru” dedirttiği HDP mi?

HDP’yle ilgili böyle bir söylem siciline sahip olup da HDP üzerinden milliyetçilik kasmak, hem de masadaki kumarı sona erdikten sonra hâlâ elinde koz varmış gibi davranmak bence güç gösterisi değil komiklikti.

Kemal Bey sürü içerisindeki güç kapışmasının sonunda altılı masanın alfası olduğunu kanıtladı. Bu saatten sonra masayı hamur gibi yoğurur. İsterse Kandil’den çağıracağı Cemil Bayık’ı bile o masaya oturtur. Siz de bir iki zırlayıp sonra tıpış tıpış dönersiniz.