ŞAMPİYONLAR Ligi finali oynandı. Liverpool, vatandaşı Tottenham’ı yenerek kupayı müzesine götürdü. “İki İngiliz takımı oynamış, biri kazanmış, bizi ne ilgilendiriyor?” diyebiliriz. Kimse de yadırgamaz. Futbolsever olarak oynanan futboldan, ortaya konan mücaleden keyif aldıysak, bu da bizim artımız olarak haneye yazılır, o kadar... Tamam, tamam da, inanın o kadar değil.

Her iki takımın geçmişine dokunan bir kişinin, bizim ligimize de dokunmaya çalıştığını göz ardı etmezsek, işte o zaman final maçı bizi de yakından ilgilendirmeye başlar. Liverpool-Tottenham, Şampiyonlar Ligi finali öncesi yapılan yayıncı kuruluş röportajındaki bilgiyi aktarayım. “Bu iki takımın geçmişinde o vardı. O’nun kurduğu sistem bu iki takımı bugüne getirdi. O’nun iki takımı final oynayacak” Kimdir bu iki takıma da dokunan şahıs?

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un gelir gelmez ilk transferi, üç yıllık sözleşme ile takımı emanet ettiği isim, Damien Comolli... Fransız Sportif Direktör alelacele takımın başına geçti. Bir çabuk transferler yaptı. Kiralıklar, takımın geleceği olabilecek ‘genç’ isimlerle, en ekonomik takımı kurdu. Takımın başına böyle takımlarda başarılı olduğu bilinen Philip Cocu’yı getirdi.

En iyisini yaptığını düşündü. Ancak, Türkiye’nin farklı olduğunu, hele Fenerbahçe’nin daha da farklı olduğunu kavraması zaman aldı. Getirdiği oyuncular, kurduğu kadro teknik direktörlüğe Ersun Yanal’ın gelmesiyle birlikte ‘çöp’ oldu. Zar zor, biraz ondan, biraz bundan takviyelerle takım ligde tutundu. Son haftalarda alınan galibiyetler altıncılığı getirdi. Şimdi hedef gelecek sezonun kadrosunu kurmak. Bunun için çalışmalar başladı. Ersun Yanal’ın raporu doğrultusunda olduğu iddia edilen ‘transfer’ haberleri sayfaları, ekranları süslemeye başladı.

Peki her türlü baskıya karşın başkan Koç’un ‘profesyonel anlamda’ en güvendiği Damien Comolli, Fenerbahçe’nin geleceğinde olacak mı, olmayacak mı? Transfer biraz şans işi... Geldiğinde Türkiye liglerinin en değerli oyuncusu olan Islam Slimani’nin bir türlü kaleyi tutturamamasını nasıl açıklamak gerekir?

Ya da Galatasaray’ın bir çuval para verdiği gol kralını göndermeye çalışmasına bakarak, Mbaye Diagne’nin transferini nasıl yorumlamalı? Geleceğin takımlarını kurmaya çalışan Damien Comolli özelinden yola çıkarak bir gerçeği dillendirmek gerekir sanıyoruz. Artık hazır oyuncuyu transfer ederek sonuç alacak ekonomik güç, hiçbir Türk takımında kalmadı. Yapılacak tek şey, altyapıları taramak, genç yetenekleri bularak, onlara değer kazandırıp, satarak yeni yeteneklere kaynak sağlayacak gelir elde etmek. İyi bir jenerasyon yakalandığı takdirde de sportif başarılara ulaşmak. Ve bu işi de, duygulardan tümüyle arınmış bir şekilde, mantıklı ve profesyonel bakışla yapmak. Yani artık hedef, bir sezon şampiyon olmak değil, Şampiyonlar Ligi finaline ulaşacak, tutarlı takımlar oluşturmak olmalıdır.