YUNAN ORDULARI BAŞKOMUTANI TRİKUPİS’İN HİKÂYESİ (6)

Yunanlıların yaptıkları tahribat ve zulme rağmen büyük bir hoşgörü ile davranan Mustafa Kemal Paşa, yenik düşürdüğü düşman Başkomutanının elini sıkıp “Oturun General, yorulmuş olacaksınız. Savaş bir talih oyunudur General! Bazen en yeteneklisi de yenilir. Siz görevinizi yaptınız. Sorumluluk talihten geliyor. Üzüntü duymayınız!” diye onu teselli etti.

TRİKUPİS ile birlikte esir alınan Yunan generalleri ve üst düzey komutanları hakkında anılarda ve kaynaklarda farklı bilgiler bulunmaktadır. Prof. Dr. Uğur Üçüncü’nün yaptığı bir çalışmaya göre; dönemin Türk basınında, mesela 7 Eylül 1922 tarihli Vakit gazetesinde yer alan haberde; 5 Eylül tarihli Rauf Bey’in bir telgrafından hareketle General Trikupis’le birlikte esir alınanlar hakkında da bilgiler veriliyordu. Buna göre, General Trikupis 2 Eylül akşamı Uşak civarında 2. Kolordu Komutanı General Diyenis, Genelkurmay Başkanı Albay Vasilekopulos, Kurmay Albay Nerenemis, Levazım Reisi Albay Tirvitis, 13. Tümen Komutanı Kiyapiyalis ile birlikte esir edilmişti.

Genelkurmay belgelerine göre ise Trikopis haricinde esir alınan Yunan üst düzey komutanları şu isimlerdi:

2. Kolordu Komutanı Diyenis, Genelkurmay Başkanı Albay Yuvanis, Albay Vasilekopolis, 13. Tümen Komutanı Albay Vandanis, 2. Kolordu Levazım Reisi Nirotis ve Albay Katiyas. Yunan esirleri 5. Tümen tarafından teslim alınmıştı. Bunlardan başka bir Kolordu Erkan- ı Harbiye Reisi ile 96 subay da yaklaşık aynı zamanda 23. Tümen tarafından esir edilmişti. 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşa’nın bildirdiğine göre bu iki esir kafilesinde 120 subay ve 3.000 asker bulunuyordu. 6 Eylül 1922 tarihli Yeni Adana gazetesine göre ise 10.000 er, erkân-ı harbiyesi ile beraber 2 general, 4 tümen komutanı esir edilmişti. Mustafa Kemal Paşa sadece esir alınan subay sayısını 300 olarak vermiştir.

Babalık gazetesi muhabirlerinden Samizade Süreyya, Yunan karargâhının esir edilmesi ve Trikupis ile ilgili gözlemlerini 3 Eylül 1922 tarihinde gazetesine göndermişti. Ona göre, 2 Eylül sabahı 5.000 kadar Yunan esiri ele geçirilmişti. Bunlar arasında bir Güney Cephesi Komutanı Trikupis olmak üzere 2 de general vardı.

Mustafa Kemal Paşa’nın talimatı doğrultusunda, esir alınan Yunan komutanların Hilal-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay) vasıtasıyla ailelerine bildirilmişti. Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin 6 Eylül 1922 tarihinde Yunan Salib-i Ahmer Cemiyeti’ne (Kızılhaç) çektiği telgrafta üst düzey esirlerin isimleri şöyle sıralanmıştır: “Türk ordusu tarafından esir edilen aşağıdaki general ve büyük rütbeli subayların sağlıkları yerinde olup, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın misafiri bulunduklarının ailelerine bildirilmesi rica olunur: General Trikupis, Kurmay Albay Nerenemis, 2. Kolordu Komutanı General Diyenis, Genelkurmay Başkanı Vasilikopolis, Levazım Reisi Albay Tirdidis, 13. Tümen Komutanı Albay Kiyapiyalis.”

Hilal-i Ahmer’in bu telgrafına Salib-i Ahmer’den cevap 9 Eylül 1922’de gelmiştir. Telgrafta, Yunan Başkomutanı General Trikupis’in sağlığının yerinde olduğunun ailesine bildirildiği ve “ailesinin de afiyette bulunduğunun kendisine bildirilerek karşılıklı bilgi alınmasının rica olunduğu” ifade edilmiştir.

SARIKIŞLA’DA GÖZETİM ALTINDA

Mustafa Kemal Uşak’a girdiğinde bir süre önce Kral Konstantin’in kaldığı zengin bir iş adamına ait konakta misafir ediliyordu. Daha sonra kentten geçerken yine o konakta kalan Grace Ellison’un belirttiğine göre, Konstantin hava saldırılarından korktuğu için konağın yer altındaki bir dairesine yerleşmişti. Mustafa Kemal ise üst katta oturmayı yeğlemişti.

Mustafa Kemal Paşa, Yunan Başkomutanı’nı, yanında genç gazeteci Ruşen Eşref (Ünaydın), Cevdet Kerim İncedayı, yaverleri Cevat Abbas (Gürer) ve Muzaffer (Kılıç) ile Onbaşı rütbesi ile orduda görev almış olan Halide Edip (Adıvar) Hanım olduğu halde kabul etti. Yunanlıların yaptıkları tahribat ve zulme rağmen büyük bir hoşgörü ile davranan Mustafa Kemal Paşa, yenik düşürdüğü düşman Başkomutanının elini sıkıp kendisine sigara ve kahve ikram etmiş ve “Oturun General, yorulmuş olacaksınız. Napoleon da bir savaş kaybetti. Savaş bir talih oyunudur General! Bazen en yeteneklisi de yenilir. Siz görevinizi yaptınız. Sorumluluk talihten geliyor. Üzüntü duymayınız!” diye onu teselli etti.

Yıllar sonra Trikupis ile bir görüşme yapan Hıfzı Topuz’un verdiği bilgilere göre Mustafa Kemal teselli edici bu sözlerle yetinmeyip Trikupis’in İstanbul’da bulunan eşine Kızılay aracılığıyla haber ulaştırabileceğini, Atina’ya da mesaj gönderebileceğini belirtmişti. Trikupis ve onunla birlikte esir alınan yüzlerce Yunan subay ve eri trenle Ankara’ya getirilerek Sarıkışla’da gözetim altına alındılar. Mustafa Kemal, Yunan Başkomutanı’nın eşyaları arasında bulunan kılıcını savaşın çok anlamlı bir hatırası olarak Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp’e göndermiştir.

Gazeteci Falih Rıfkı Atay “Çankaya” isimli eserinde Mustafa Kemal Paşa ile Trikupis arasında Büyük Taarruz’un gelişimine dair şu konuşmayı nakletmektedir: “Uşak’ta esir Başkomutan Trikopis’le General Denis’i karşısına getirdikleri zaman, kendisi de bu kadar kolay ve çabuk zaferin merakı içinde idi. Onları dostça yanına aldı ve meslektaşça konuştu. General, bir ucu Afyonkarahisar’da, öbür ucu Kütahya’da bulunan bir Türk ilerleyişinin bir anda kesinleşerek hızla daraldığını, etraflarını git gide üçgenlemesine kapladığını ve sonunda kendilerini bir dağın eteğine doğru sürdüğünü söyledi!

- Böyle bir şeyin olacağını anlamadınız mı? Trikopis taarruzun son dakikaya kadar iyi gizlenebilmiş olduğunu itiraf etti. Kendisinin yüksek yaylada tedbirler alınmaksızın barınılamayacağını yüksek makamlara anlatamadığını söyledi. Ordularını kuşatan üçgen darala darala öyle bir kerteye gelmişti ki bir yamacın eteğine dalmışlardı.

YARIN: TRİKUPİS TESLİM SONRASINI ANLATIYOR