Toplumumuzda üç harfliler olarak bilinen, isimlerinin dahi anılmasından korkulan, dilediklerini çarpan, insanın iradesini ele geçiren, tüm vücudun kaslarını diledikleri gibi kullanan, saniyeler içinde dünyanın etrafını dolaşabilen varlıkların var olduğuna dair bir inanış(!) Bu inanıştan farklı olarak bizim “3, 4, 5 ve 6 harflilerimiz var ve birbirlerine zincirleme bağlıdırlar.”

Üç, dört, beş ve altı harfliler planları dâhilinde hareket ederek “çiftçinin-üreticinin iradesini kısmen de olsa ele geçirmeyi başardılar.” Zincirin diğer halkası olan tüketicinin cüzdanı kalmıştı ki kısa bir zamanda ona da musallat oldular. “Pandemi, gıda tedariki, gıda zinciri, erişebilirlik bahaneleriyle; en sonunda tüketicinin cüzdanını da ele geçirmeyi başardılar.” Küresel boyutta sağlam bahane(!)

Üç, dört, beş ve altı harfliler ülkenin en ücra köşesine kadar yayıldılar. “Ne bakkalı, ne manavı, ne çiftçi kooperatifi, ne birliği, ne halcisi ne komisyoncusu, ne de tüketicisi kaldı. Hepsini çarptılar geçtiler!”

İçimizden birileri, bazılarımız…

İçimizden birileri çıkıp: “Elektriğe, doğal gaza, akaryakıta vs. zam yapılıyor. Marketlerdeki ürünler de zamlanır diyebilir.” Bazılarınızın da “kuraklık ayçiçekleri kavurdu, buğday rekoltesi düştü, yağın fiyatının artması normal” diye düşünebilir. Büyük fotoğrafa baktığımızda; “bazı ürünlerde yüzde 100’lük zamları ne kuraklık, ne döviz artışı, ne de enflasyonla açıklayabilirsiniz!”

Marketlerde birçok ürün dövizdeki dalgalanmalardan etkilenmemesine rağmen sanki etkileniyormuş gibi, üç günde bir etiket değiştirilip, ekstra zamlı satıldı.” Çiftçinin-üreticinin güçsüz yapısını kullanarak; ürününe maliyetin altında fiyat teklif ediliyor, istediği fiyata çiftçinin ürününü alıyor. Ödemeleri 3-4 aya yayabiliyor. “Gariban çiftçi-üretici isyan ediyor ama tarlada 1 liraya verdiği ürün, 3, 4, 5 ve 6 harflilerde 5-6 liraya satılıyor!” Üstelik taze sebze meyvede raf ömrü geçen ürünler, satılmayı beklerken büyük oranda ziyan olmaktadır. Hiç olmazsa bu ürünler fiyatları düşürülerek, bu ürünler tarladan sofraya ulaştırılmalıdır.

Yapılan centilmenlik değil! Ekonominin mantığına da ters!

Küçücük bir sokakta bir bakkal ve bir manav tüm sokak sakinlerine hizmet verirken, aynı sokakta yan yana binalarda 3, 4, 5 ve 6 harflilerin “bakkal ve manavla hatta ayakkabıcı ve beyaz eşyacı ile yarışa girmeleri, hem centilmenlik değil hem de ekonominin mantığına terstir.”

Ülkemizin en ücra köşesine kadar giren, kasabalarda, hatta pandemi-salgın dolayısıyla tatil sitelerinin içinde çalışmalarına devam eden 3 harfliler, bu süreçte aynı zamanda online satış ve dijital uygulamalar-aplikasyonlar ile kendi üretim portföylerini de genişletmişlerdir.

Ülkemizde 3, 4, 5 ve 6 harflilerin sayısı yaklaşık 31 bini geçti, 2027 yılına kadar da 15 bin tane daha geleceği ifade ediliyor. “Borsada en büyük işlem hacimli ve kârı en yüksek 3, 4, 5 ve 6 harflilerdir.” Toplam istihdam sayısı, perakende sektöründeki istihdama oranı %10’lar seviyesi üzerindedir. “Asgari ücretin biraz üzerinde maaş vererek gençliğe istihdam sağlamaktadırlar.”

Bütün veriler göz önüne alınarak; “nüfus yoğunluğuna göre düzenlemeler yapılmalı,” nüfus yoğunluğuna göre düzenleme yapılmasa bile “bu yerler yürüme mesafesinde olmamalıdır.” Şehir dışına yakın yerlerde olmalı, “insanlar buralara arabayla gitmeli” ve “merkezden, bakkaldan ve manavdan daha ucuz olmalılar ki bu durum insanları cezbetmelidir.” Çalışma günleri, kapanma saatleri, Avrupa’daki çalışma şartları gözetilerek ülkemize göre güncelleme yapılmalıdır.

“Tarladan sofraya, çiftçiden-üreticiden tüketiciye” uzanan bu süreçte 3, 4, 5 ve 6 harflilerin konum ile faaliyetleri üzerinde yapılacak çalışmalar olumlu bir gelişmeye işaret eder.