Fransa, güya demokrasi beşiğidir, güya hürriyet, aşk ve romantizm ülkesidir…

Fransa, güya demokrasi beşiğidir, güya hürriyet, aşk ve romantizm ülkesidir…

Bizim liboşların âşık olduğu, ihanetleri ortaya çıkınca sığındıkları memlekettir…

O Fransa ki, Müslüman ve Türklere de hep “Fransız”dır!

Batı’nın en küstah, en kibirli, en sinsi, en sömürgeci ve eli kanlı ülkesi…

Özellikle Afrika’da yemediği nane kalmamış… İflah olmaz Türk düşmanlığı, Anadolu üzerindeki planları malûm…

Türkiye çevresindeki kullanabildiği her ülkeyi, aşireti, örgütü kullanıyor.

Her fırsatta Ermeni meselesini kaşımaktan ve PKK destekçiliğinden vazgeçmiyor…

ASALA, DHKP-C, PKK, YPG ve Kürtçülüğün ağababalarından…

Geçen hafta Antalya’da bir NATO toplantısı yapılıyor. Patronu Fransız Macron’un sözde Ermeni soykırımını tanıma ahlâksızlığı gibi… Tunus devşirmesi Fransız Sonia Krimi, bizim memleketimizde, gözümüzün içine baka baka “PKK terör örgütü değildir” deme küstahlığında bulunuyor… O Tunus kırması madam…

Dışişleri Bakan Çavuşoğlu madamın yüzüne karşı şamar gibi “Soykırım ve tarih konusunda Türkiye’ye ders verebilecek en son ülke Fransa’dır. Çünkü Ruanda’da, Cezayir’de olanları unutmadık. Fransa kendi karanlık tarihine baksın, Türkiye’ye ders vermeye kalkmasın” sözlerini sarf edince madam ne yapacağını şaşırıp salonu terk ediyor…

Hele Çavuşoğlu’nun şu sözleri sanırım beyninde hâlâ yankılanıyordur: “Siz kendinizi üstün görmeye devam edin ama size haddinizi bildirmeye devam edeceğiz!

Bu Tunus’lu Madam, Türk düşmanı Macron’un, eli kanlı Fransa’nın diplomatı…

Hani şu…

Yıllarca Afrika ülkelerini sömüren, Ruanda’da soykırım yapan, Cezayir’de 1 buçuk milyon insanı katleden, Libya’daki kaotik ortamın en büyük müsebbibi olan… Katil Fransa’nın Cumhurbaşkanı Macron da 24 Nisan’ı “Ermeni Soykırımı Anma Günü” ilan etmişti.

Bu karar, sözde demokrasi ve hürriyetlerin beşiği Fransa’nın AİHM ve Fransız Anayasa Mahkemesi kararlarına da aykırı…

Önemli değil, yeter ki Türk ve Müslüman düşmanlığı yapsınlar!

Seçimde Ermenilere verdiği sözleri yerine getirerek popülizme soyunmuş…

Bizim dönmeler, taşeronları da onu alkışlıyor!

Fransa’nın Afrika’daki katliamları Benin, Burkani Faso, Gabon, Gine, Kamerun, Moritanya, Nijer, Senegal, Tunus ve Çad’da hiç kana doymadı, 400 âlimi de katletti…

1827’de Kuzey Afrika’da Cezayir’i işgal etti, 1 milyon 500 bin insanın kanını döktü… İşkenceler, kadınlara tecavüz olayları korkunçtu…

Cezayir ancak 1962’de bağımsızlığını kazanabildi…

Fransa gibi istilacı ülkeler, Afrika’nın yerüstü ve yeraltı kaynaklarını hâlâ sömürmeye devam ediyorlar…

Libya, Tunus ve Mısır’daki darbeler bunların şeytanî kumpaslarıydı…

Ne yazık ki Sudan’da olup biten de son marifetleri…

İslam ülkeleri, lidersiz ve zayıf… Özellikle Afrika… Dünyanın geleceği, dünyanın yeni beslenme, enerji kaynakları ve insan gücü burada…

Bir konuya dikkatinizi çekelim: “Erdoğan’ın Afrika’daki çıkartmaları” Batı’nın gözünden kaçmıyor… Burada planlı ve “Atatürk ülkesi bir ağabey” tavrı koymamız halinde Afrika’da müthiş bir silkiniş bizi bekliyor…

Ortadoğu’da aptalca politikalarla acıdan acıya sürüklenen Müslüman Arap dünyasının ıslah olacağı da, yanımızda yer alacağı yok…

Türkiye’nin Türk dünyası, Afrika ve Güney Amerika ülkeleri ile yürüteceği akıllı dış politika geleceğimizi şekillendirecek…

Varsın, Macron, iç karmaşa ve ekonomik darboğazına Fransız kalıp sözde Ermeni meselesi ile kamuoyunu meşgul etsin… Varsın devşirme Madam, bize ahkâm kesmeye kalksın; Çavuşoğlu’nun ağzından aldığı cevabı cesurca vermeğe devam ettiğimiz sürece istikbâl bizimdir.