Moğolistan’dan umutlandıran bir haber geldi... Türk Bilimler Akademisi ve Moğolistan Arkeoloji Enstitüsü tarafından yapılan ortak arkeolojik kazı çalışmaları sonucu İkinci Göktürk Devleti’nin kurucusu Kutluk İlteriş Kağan’a ait olduğu değerlendirilen ve ona atfedilmiş olan anıt yapısı bulunmuştur!

İlteriş Kağan’a adanmış bir külliye olarak aktarılan bu yapının içinde dikkat çekici figürler ve bölümler bulun- maktadır. İlk olarak yapının içinde bulunan kale, batıdan doğuya doğru oval bir biçime sahip olan külliyenin etrafına hendek kazılarak ve buradan toprak yığılarak inşa edil- miştir. Külliyenin içinde ilginç insan figürleri, aslan ve koyun heykelleri, ayrıca elli bir adet balbal taşı bulunmaktadır. Bunlardan beş balbal taşına Aşina ailesine ait “dağ keçisi” sembolünün aksedilmiş oldu- ğu tespit edilmiştir.

Külliyenin içinde bulunan kalıntılar, burada bir ibadethanenin de bulunduğunu kanıtlar niteliktedir. Araştırmacılar anıttaki ifadelerde ayrıca “Tanrı”, “Türk”, “Kutluk”, “Tümen” gibi bir dizi kelime tespit etmişlerdir. Buradan da Nomgon Külliyesi’nin, Göktürk Kağanlığı’nı yeniden canlandıran Kültigin ve Bilge Kağan’ın babası İlteriş Kutluk Kağan’a adanmış bir eser olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca bu külliyenin Göktürklerde Türk adının geçtiği en eski yazılı anıt olduğu kabul edilmektedir. Nomgon Anıtı olarak geçen bu eser, Orhun Yazıtları’yla benzer özellikler taşımaktadır. Bunların arasında Taspar Kağan, Bilge, Kültigin ve diğer anıtların tepesinde de bulunan, vücudu ejderha biçimli kurt başları en önemli emarelerdir.

Anıtın keşif haberi, Türk Dışişleri tarafından da yazılı bir açıklamayla duyurulmuş ve Türk-Moğol bilim adamlarının iş birliğine dikkat çekilmiştir. Bu çalışmaların Türk tarihinin ve zengin mirasının ortaya konulmasında önemli bir adım, bir dönüm noktası olduğu belirtilmiştir. Maalesef bu önemli keşfe Türk ulusal ve yerel ba- sınında kayda değer bir şekilde yer verilmemiştir. Bu üzücü durum, medyanın bilimsel gelişmelere olan ilgisizliğinin kanıtıdır. Magazinsel gündemin yakın takipçisi olan, talep bağımlısı bilinçsiz kâr kuruluşlarının kayıtsızlığının olumlu değerlendirilmesi mümkün değildir.

Türk adını yaklaşık 40 yıl daha geçmişe taşıyan Nomgon Anıtı, bugün Türk tarihinin yeni realitesi olarak karşımızdadır. Nomgon Anıtı, Türk adının geçtiği ilk eser olarak Orhun Yazıtları’nın yerini almıştır. Bu güzel haberin, üç yüz elli milyonluk Türk dünyasının birlik ve beraberliğine giden yolda değerli katkı sağlayacak bir adım olduğu, buradan ilham alan Türk gençlerinin daha nice çalışmalarla bilime ve tarihe ışık tutacağı inancındayım.