Enver Paşa için hayalperest demişlerdi… Gaspıralı İsmail Bey’in “Dilde-Fikirde- İşte Birlik” mottosu ile açılacak olan Türk Dünyası kapıları, emperyalizm zincirlerine vurulmuştu… Gerçekler hayallere, imkanlar imkansızlıklara boğuluyordu…

***Peki ya şimdi..?

Köklerinden koparılıp yalnızlaştırılmaya çalışılan Türk Milleti, her geçen gün daha da köklendi toprağında… Şu cihanın bir ucunda olan Türk, diğer ucundaki Türk’e güç verdi. Türk Dünyası manevi varlığıyla cihan içinde cihan oldu; azatlığı bekleyenlere, hasret çekenlere… Hayal perdesi çekilerek karanlığa boğulmak istenen Türk Dünyası’da, gönüllerde yanan meşale ışık tuttu. Gönüllerde yanan meşaleler, toy meydanlarındaki ateşi harladı ve o ateşin etrafında Türklüğü topladı…

*Her geçen gün organik olarak var olan Türk Birliğinin, meşruiyetini ilan ettiği yeni bir meydanda alkış tutuyoruz. Türk Dünyası’nın manevi varlığı, meşruiyetini ilmek ilmek örüyor. Hayal dedikleri TURAN kuruluyor. Gaspıralı’nın verdiği anahtar, TURAN kapılarını tek tek açıyor.

*Türk Keneşi ile “Dilde Birlik” esasında buluşuldu. Türk Keneşi yolculuğuna Türk Dili Konuşan Ülkeler Birliği olarak yaptığı zirvelerle başladı. Sabırla atıldı ilmekler ve Türk Keneşi “İşte Birlik” esası ile birbiri ardına anlaşmalar gerçekleştirdi. “Fikir Birliği” esasında üniversiteler kuruldu, var olan üniversiteler arasında birlik platformları oluşturuldu ve zirveler gerçekleştirildi. Üniversitelerin birliği ve yeni Türk Dünyası ortak üniversitelerinin açılımı çok önemli bir anlam ifade ediyor. Organik olarak var olan Türk Birliğinin, meşruiyete kavuşması için esas nokta fikir birliği. Bu bağlamda üniversiteler, Türk Milletinin dil, kültür ve soy birliğini ifade eden tüm özelliklerinin yaşatılması ve geleceğe aktarılması için öncü bir merkez tayin edildi. Özü beslemenin yanında bilimsel çalışmalarda da birlik sağlanarak, ilim yolunda da birlik meşruiyet kazandı.

*TURAN’ın romantik hülyalardan sıyrılıp meşruiyete tamamıyla kavuşması için; Türk Dünyası üzerinde çatı rolü üstlenecek bir teşkilatlanma ve beraberinde hayallerimizi süsleyen bir gerçek olan “Türk Dünyası Vatandaşlığı” geliyor. Bu gün hayal ve gerçek arasında bir adım atıldı!*

2013’te, Erzurum Atatürk Üniversitesi, Orta Doğu ve Orta Asya Kafkaslar Araştırma ve Uygulama Merkezi koordinesinde kapsamında nihai hedefi “Türk Dünyası Vatandaşlığı” olan bir proje hazırlanmıştı. Bu proje ortak amaçlarla yön verilen, ortak bir eğitimi amaçlayarak “Türk Milletinin geleceğini, yetişen vatandaşlar ile garanti altına almak” hedefi ile Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) bünyesinde yapılmıştı ve Türk Dünyası’ndaki üniversiteli gençlerde, “Türk Dünyası Vatandaşlığı” bilincini geliştirmeyi amaçlayan eğitim programları için proje uygulamaya koyulmuştu. 2014’te de proje kapsamında, “Türk Dünyası Vatandaşlığı Çalıştayı” gerçekleştirilmişti. *İçinde bulunduğumuz yıl, Mayıs ayının son haftasında “Türk Dünyası Vatandaşlığı” nın iskeletini oluşturan “Türk Dünyası Dijital Vatandaşlığı” protokolü sunuldu. Protokol, Kırgızistan- Türkiye Manas Üniversitesi’nin düzenlediği çevrim içi bir programla bir araya gelen Türk dünyasından 71 üniversitenin rektörü tarafından imzalandı. Programı koordine eden, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, “aile meclisi” ifadesini vurguladı. Ceylan, Türk dünyası üniversiteleri rektörlerine, “Büyük bir ailenin değerli fertleri” diye seslenerek, Türk Dünyası Dijital Vatandaşlığı’nın önemini ve ufkunu şu şekilde ifade etti: 

Bölünmüşlüklere rağmen, toprak anlamında bütünleşme olmasa bile; Türkler’in eğitim, kültür, tarih, ekonomi gibi alanlarda ortak paydada hareket etmeleri çok önemlidir. Bu anlamda ortak paydada hareket edebilme kapasitesinin geliştirilmesi için dil, tarih, eğitim ve ekonomi alanlarında köprülerin kurulması şarttır. İsmail Gaspıralı’nın “Dilde, İşte, Fikirde Birlik” düsturu bu noktada çok önemlidir. Bunların yanı sıra Türk dünyasındaki güçlü bir ilişkinin 21. yüz yıldaki tüm siyasal dengeleri etkileyeceği de aşikârdır. Türk dünyasında ortak paydada hareket edebilme kabiliyetinin gelişmesine katkı sağlamak için Türk Dünyası Dijital Vatandaşlığı proje fikri ortaya çıkmıştır.”

Türk Dünyası Dijital Vatandaşlığı bir iskelettir; bu iskeletin ruhu Türk Milleti’dir ve bu iskelet, Türk Dünyası’nın çatısı olacak bir TURAN modeli ile bedenine kavuşacaktır.

“Bir gün gelecek, herkes “Türk Dünyası Vatandaşı olmak istiyorum.” diyecek..” –Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu