Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, bir holding patronunun kamu sektöründe çalışan sayısının fazlalığına yönelik açıklamasına tepki göstererek “Kamudaki istihdamı konuşması gereken holding patronları olmamalıdır” dedi.

OECD ülkelerinde toplam çalışan sayısına göre kamudaki istihdam oranlarını mukayese eden Geylan, şu ifadeleri kullandı: “Bugün ülkemizde 31 milyon 632 bin çalışan var. Kamudaki istihdam sayısı ise; 3 milyon 626 bin 250’si kadrolu, 411 bin 168’i sözleşmeli olmak üzere toplam 4 milyon 37 bin 418’dir. Yani kamuda çalışan sayısının toplam çalışan sayısına oranı yüzde 12.76’dır. Bu oran OECD ülkelerinde nedir? OECD ülkelerinde kamuda çalışan sayısının toplam çalışan sayısına oranı yüzde 21.3’tür. Bu oran Danimarka’da 34.9, İngiltere yüzde 23, Fransa’da yüzde 19.8 Portekiz’de yüzde 16.4’tür. Türkiye’nin OECD ortalamasını yakalaması için kamuda istihdam oranını yüzde 21.3’e çıkarması gerekiyor. Yani ülkemizde kamu çalışanlarının sayısı OECD ülkelerine kıyasla yüzde 40 oranında az. Dolayısıyla Türkiye’de memur sayısı fazla değil, aksine yetersizdir. Buradan hareketle söz konusu holding patronu hangi veriye dayanarak kamuda istihdam oranının fazla olduğunu iddia ediyor? Unutulmamalıdır ki; devlet, memuruyla devlettir. Kamu hizmetini vatandaşa ulaştıran memurdur. Bu minvalde kamu çalışanını itibarsızlaştıracak böylesi söylemlerden uzak durmak gerekir. Türkiye Kamu-Sen olarak ‘ağzı olan konuşmasın’ diyoruz.”

“DEVLETİN SÖZÜ HAVADA BIRAKILAMAZ; MÜLAKAT KALKACAK”

Genel Başkanımız Talip Geylan yaptığı açıklamada ayrıca Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in kamunun her alanında mülakata karşı olduğunu yineleyerek, “Mülakat, adaletin katilidir. Mülakat; ehliyeti öldürür, liyakati katleder. Bunun yüzlerce örneği var. Geçtiğimiz yıllarda gerek ilk atamalarda, gerek görevde yükselme sınavlarında, gerekse yönetici atamalarında çekirdek çitler gibi kul hakkı yenildi. Binlerce kamu çalışanının hakkı gasp edildi, devlete olan güven rencide edildi. ‘21. Yüzyıl Türk Asrı olacak’ diyoruz. Bu yüzyılda artık liyakati, adaleti konuşmayalım. Bu ülkeye sadakatle bağlı olan her insanımız mezhebi, meşrebi, siyasi görüşü ne olursa olsun bilgisi ve birikimiyle başarısıyla bir yerlere gelebilmelidir, bu duyguyu yaşayabilmelidir” dedi.

“YAPILMASI GEREKEN; CUMHURBAŞKANI’NIN SÖZÜNÜ, YANİ DEVLETİN SÖZÜNÜ YERİNE GETİRMEKTİR”

Öğretmen atamalarında mülakat tartışmalarına yönelik olarak Geylan, “Evet mevzuatta mülakat var ama fiili bir durum da var. 2018 yılından beri mülakat puanı olarak yazılı sınav puanı verildiği için mülakat işlevsiz hale getirilmiştir. Hatırlarsanız Cumhurbaşkanı, 14 Mayıs seçimleri öncesinde ‘görevin gerektirdiği zorunluluklar hariç kamuya alımlarda mülakatı kaldıracağız’ dedi. Bu, devletin sözüdür. Aslında MEB, 2018 yılından beri yani 5 yıldır Cumhurbaşkanı’nın verdiği sözün gereğini zaten mülakat puanını işlevsiz kılarak yerine getiriyor. Hal böyleyken yapılması gereken; Cumhurbaşkanı’nın sözünü, yani devletin sözünü yerine getirmektir. Kaldı ki 45 dakikalık bir mülakatla öğretmenin niteliğini, yeterliliğini ölçemezsiniz. Bunu öğretmen yetiştirme safhasında ele almalıyız” ifadelerini kullandı.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, öğretmen atamalarında mülakat konusu için ‘Cumhurbaşkanı onayı bekliyoruz’ şeklinde sözlerine de değinen Geylan, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu konuda talimatı var, kendisi mülakatın kaldırılacağını ifade etti. Dolayısıyla bana göre mülakat konusu Sayın Cumhurbaşkanı’nın gündeminden çıktı” dedi. Geylan yapılması gerekenin hem öğretmen açığını giderecek hem de atama bekleyen öğretmenlerimizin beklentilerini karşılayacak şekilde mülakatsız, kadrolu atama yapılması olduğunu kaydetti.

Editör: Haber Merkezi