Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN Türk Ocakları geçmişte Fethullah Gülen’e iki defa ödül verme, “çözüm sürecini” destekleme ve MHP üzerinde gerçekleştirilen operasyonlara omuz verme ayıbı yanına Kemal Kılıçdaroğlu’nu "Günümüz İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları" sempozyumunda konuşturma ayıbını da siciline ekledi. Manzarayı görünce merhum Abdürrahim Karakoç’un şu dörtlüğü aklıma geldi: “Doğru mu, yanlış mı karar sizlerin Biz aklın durduğu çağda yaşadık 'Ben dinsizim! ' diyen beyinsizlerin Din dersi verdiği çağda yaşadık.” Protokolün en önünde de İslam’ın değer ve sembolleriyle sürekli dalga geçen, onları aşağılayan ve “Ben dinsizim” diyen Canan Kaftancıoğlu oturunca zaten asıl meselenin özü çok net anlaşılıyor. Oysa mesele tam önlerinde duruyordu. Geçmişte "İslam Dünyası'ndan kaynaklanan terör" ifadesinin sahibi olan, “Çocuklara Kur'an öğretmek orta çağ zihniyetidir” diyenleri CHP’de en yüksek görevlere getiren, Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinden rahatsızlık duyarak yüce kitabımızı “Çağlar ötesinden gelen ses” diye küçümseyen Baro Başkanlarını destekleyen Kemal Kılıçdaroğlu gibi tipler zaten İslam’ın “Mesele” olarak tarif ettiği tip iken, İBB sponsorluğunda onunla İslam Dünyasındaki meselelere çözüm yolları aramak Türk Ocaklarının tarihi misyonuna yakışmadı. Türk-İslam düşmanları, “Demirtaş’ın çizgisini çok beğeniyorum” diyenler, “Demirtaş’ı serbest bırakacağım” diyenler, Demirtaş’ın kadeh arkadaşları, “Ermeni Soykırımı” iftirasına eylem ve söylem olarak sahip çıkanlar, Atatürk düşmanları, YPG yoldaşları, Türk Ordusu’nun terör örgütlerine yaptığı operasyonlara karşı çıkanlar, ateistler hep oradaydı. Bunlarla İslam dünyasının meselelerine çözüm aramak Türk Ocakları'nın büyük bir trajedisi olmuştur. Yoksa Türk Ocakları İslam düşmanlarına, çözüm yolları anlattırarak ironi yaptı da biz mi anlamadık? Zaten bu toplantıdaki ironiyi kimse anlamadığı için Türk Ocakları İstanbul Şubesinin toplantısı boş salonda gerçekleşmiştir. Herhalde Türk Ocakları yöneticileri bile bu programı tepkiyle karşılamıştır. “HDP’lilerin başımın üstünde yeri var. HDP’ye layık olmaya çalışıyorum” diyerek HDP’yi öncelikli partisi gören, terörist Demirtaş’ın çizgisini çok beğendiği ifade eden Ekrem İmamoğlu’nun sponsorluğunda bir program yapmak Türk Ocakları için zül olmalıydı. Atatürk’ün gözünde “Türk Ocağı, Türk’ün has ocağı, varlık ve birlik ocağı, yüksek alevlerle tütsün, muhitine nurlar saçsın; yaşasın ve yaşatsın. Türk Ocağı, Türklük güneşinin ocağıdır. Asırlarca bunu söndürmek için çalıştılar. Bu ocak hepimizi aydınlattı” şeklinde bir yeri ve anlamı olan Türk Ocakları, Türklüğün güneşini, İslam’ın nurunu söndürmeye çalışanlara kucak açmamalıydı. Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu, Canan Kaftancıoğlu gibi isimlere selam vermek bile Türk milletine ihanet iken, Türk Ocaklarının sponsorlu baş konuk yapması misyonuyla çelişmiştir. İslam düşmanlarına "Günümüz İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları" konuşması yaptıran Türk Ocakları, yarın da CHP’nin diğer ortağı HDP’ye “Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez” sempozyumu düzenlerse herhalde şaşırmamalıyız. Nasıl olsa Ekrem İmamoğlu’nun konu HD(P)KK olduğunda yapmayacağı fedakarlık olmayacağı için sponsor olarak yine hazır olacaktır. Türk Ocakları, ateizm temelinde kurulan terör örgütleriyle içli-dışlı olan, her fırsatta İslam’a saldıran CHP ile “İslam dünyasındaki meselelere çözüm yolları” bulduysa kamuoyuna açıklasın da biz de bunlardan gereken dersleri çıkaralım. “Din, toplumun afyonudur” diyen Karl Marx'ın sözlerinden esintiler sunan Kemal Kılıçdaroğlu’na sempozyum düzenleyen Türk Ocakları böyle bir ayıp size yakışmadı. Siz önce asıl bu meseleyi çözün.