Bu aralar Türkgün gazetesi haberleriyle, yazılarıyla, polemikleriyle, maruz kaldığı medya saldırıları, fitneleri ve yalanlarıyla gündemde bir hayli tartışılır oldu. Bu aynı zamanda Türkgün’ün gücünün etkisine işaret ediyor. Dostlar Türkgün’ü referans gösterip propagandasını güçlendirirken, düşmanlar ise Türkgün’ün medya etkisini kırmak için sürekli itibar suikastı yapıyorlar.

          Türkgün gazetemizle ilgili son günlerde yoğunlaştırılmış tartışmalar, iftiralar, yorumlar Türkgün gazetesinin aldığı reklamlar üzerinden şekillenmektedir.

          Bu tartışmayı Gazete Duvar isimli sol bir haber sayfasının Kenan Şener isminde bir yazarı başlattı.

          Kenan Şener, Gazete Duvar’daki Türkgün gazetesiyle ilgili ilk yazısında “Kamu bankalarının en çok reklam verdiği gazetenin MHP’nin yayın organı olarak bilinen Türkgün gazetesi olması dikkat çekici bir sonuç. Bu sonuçla birlikte Türkgün’ün diğer gazetelerden daha fazla gelir elde ettiğini söyleyemeyiz. Her gazetenin reklam tarifesinin farklı olduğu akıldan çıkarılmamalı. Ayrıca, süreklilik arz eden reklamlarda birim santime düşen reklam maliyetinin daha düşük olduğu biliniyor. Yani Türkgün’e reklam vermenin daha az maliyetli olduğu, ancak birim toplamının yüksek göründüğü savunulabilir. Buna karşın reklamın reklam verene maliyeti ve gazetenin o reklam verenden elde ettiği gelir açıklanmadıkça aktarılan kamu kaynağı için tek belirleyen sütun-santim verisidir.” cümlelerini kullanarak tartışmaların fitilini ateşlemişti.

          Daha sonra Türkgün gazetesi yönetimi kendisine sağlıklı ve gerçek bilgileri sununca yazar Kenan Şener “Yazıda aktardım ama yanlış anlaşılmasın yineleyim. En çok reklam alanı satan gazete en çok kamu kaynağı alan gazete değil. Türkgün sütun-cm’de birinci görünse de reklam bütçesi çok düşük. TL bazında da bilgiler aldım bir sonraki yazıda aktaracağım” ifadeleriyle düzeltme yapmıştı.

          Gazete Duvar yazarı Kenan Şener, bu konuda yazdığı ikinci yazısında da ”Gazetelerin reklamlarını incelediğimiz önceki yazıda görmüştük ki kamu bankaları en çok reklamı MHP’nin gazetesi olarak bilinen Türkgün’e vermiş. Yayın hayatına 2 yıl önce başlayan gazetenin yaklaşık 11 bin tirajı var. Reklam birim ücretinin çok düşük olması doğal. Bunu yazıda belirtmiş ve “en çok reklam alanı” satan gazetenin kamudan “en çok gelir elde eden” gazete olmayabileceğini vurgulamıştım. Türkgün yetkilileri “kamu bankalarını hortumlayan gazete” olarak görünmekten rahatsız olduklarını ilettiler. Bu rahatsızlığı ben de taşıyorum. Ancak yazıdaki sütun-santim miktarını yalanlamadılar. Reklam ücretlerinin çok düşük olduğunu, santim fazla görünse de çok kısıtlı gelir elde ettiklerini anlattılar. Yazılı istememe karşın şifahen “2021 yılı ilk 6 ayı için üç kamu bankasından reklam gelirimiz sadece 300 bin TL” açıklamasını yaptılar. Listede Türkgün’den sonra gelen gazetelerin reklam geliriyle Türkgün’ün gelirini kıyaslamanın doğru olmayacağını belirtmiştim.” düzeltmesini yaptı.

          Ama çirkef, mikrop ve vebalı muhalefet bu yazı içinden kendine sadece “Türkgün gazetesine kamu kaynaklarından reklam bütçesi yağıyor” propagandasını çıkardı. İftirayı, yanlış bilgiyi yaymakta birbiriyle yarıştılar ama hiçbiri düzeltmeyi görmedi. Çünkü düşük karakter özellikleri bunu gerektiriyordu. Hala da Türkgün gazetesine yönelik kara propagandaya devam ediyorlar.

Yaklaşık bir aydır Türkgün gazetesine bu noktadan saldırıyorlar.

          Türk isminden nefret eden, HDP-terörist Demirtaş sevdalısı olan ve bu uğurda Anayasa’nın ilk dört maddesinin uygun zaman ve atmosferde tartışılması gerektiğini söyleyen küresel güçlerin oyuncak bebeği Ali Babacan “Bunun için kamu kuruluşları iktidarı farklı yayın politikası izleyen basına destek vermeye olumsuz bakıyor. Kamu kaynakları, krizlerin ortağı Bahçeli’nin parti bültenlerine aktarılıyor” açıklaması yaparak, sicilinde her türlü ahlaksızlık bulunan Sebahattin Önkibar isimli müptezel ise “MHP’nin gazetesi Türkgün’e milyonlar aktarıldı” diyerek Türkgün gazetesine iftira atmışlardır. Buradan Ali Babacan, Sebahattin Önkibar isimli medya ve siyaset figüranlarına ve benzerlerine sesleniyorum:

Sizde zerre şeref, haysiyet, namus, ahlak varsa bu iddianızı ispatlayın…

          “Reklam bütçesinin tamamı AKP iktidarına ve onun küçük ortağı MHP’ye yakın gazete ve televizyonlara ayrılmış” diyen CHP İzmir Milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Atila Sertel de bu çağrımızdan payını alsın ve iddiasını ispatlasın. Öyle iftira atıp kenara çekilmek yok…

          MHP Hatay milletvekili Lütfi Kaşıkçı Atila Sertel’in Türkgün gazetesine yönelik bu iftirasına karşılık “Ziraat Bankasının 2020 yılında reklam verdiği gazetelere yaptığı ödemeler dikkate alındığında oluşacak listenin en son sırasında Türkgün Gazetesi yer alacaktır. Tarafınızdan aslan payı olarak görülen rakamlara dilerseniz bir de gözlüğünüzü takarak bakın. O zaman yanıldığınızın farkına varıp, Türkgün ailesinden özür dilemeniz gerektiğini hissedeceğinizi düşünüyorum. Size son bir çağrı yapmak istiyorum. Gelin tarafsız bir gözle Cumhuriyet gazetesi ile Türkgün gazetesinin belediyeler dahil kamudan aldığı reklam gelirlerini kamuoyu ile paylaşmak şartıyla birlikte araştıralım. Ne dersiniz ?” çağrısında bulunmuştur.

          MHP Hatay milletvekili Lütfi Kaşıkçı’ya Türkgün gazetesi konusunda gösterdiği hassasiyete teşekkür ediyorum ve CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’e yönelik yaptığı çağrıyı genişleterek soruyoruz.

          CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski avukatı, şimdi ise Muharrem İnce’nin Memleket Partisi’nde yönetici olan Mustafa Kemal Çiçek CHP’ye yönelttiği “Son 3 yılda sorumsuzca harcanan 650 milyonun önemli bir kısmının kimlere, hangi yayın organlarına, anket araştırma şirketlerine verildiğini soramamak siyasi ahlaksızlığın ve vicdansızlığın tam da kendisidir...” suçlamasına niye cevap veremiyorsunuz?

          CHP ve Sol’un borazanı Can Ataklı’nın “Artı 1 TV’nin kuruluş aşamasında bir CHP’linin 40 milyon TL’yi buharlaştırdığını” söylemesi karşısında niçin susuyorsunuz?

          Halk TV’nin yemek faturasını Ankara Büyükşehir Belediyesine ödetmesine niçin yorum yapamıyorsunuz?

          Yoldaş Mansur Yavaş, Halk TV iyice yesin, içsin ekranlarında HDP’yi daha iyi savunsun diye mi yemek faturalarını ödüyor?

          CHP’den kimse bu konularda bir açıklama yapmıyor, madem bu konularda sen konuşuyorsun, bu konularda da açıklama yapsana Atila Sertel?

          İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da, Antalya’da, Hatay’da, İzmir’de, Mersin’de ve diğer yerlerdeki CHP’li belediyeler Cumhuriyet, Sözcü ve diğer sol medyaya ne kadar reklam bütçesi veriyor, kaç bin gazete satın alıyor, yemek faturalarını ödüyor?

          MHP Hatay milletvekili Lütfi Kaşıkçı’nın yaptığı çağrı gibi hadi Türkgün gazetesinin bu yönüyle, sol medyanın bu yönlerini kıyaslayalım, karşılaştıralım var mısınız?

Cesaretiniz varsa bekliyoruz.

Her konuda rezil oluyorsunuz inanın bu konuda da rezil olursunuz.

          Nereye kullandığınız belli olmayan 650+40= 690 milyonun hesabını veremediniz de Türkgün gazetesinin 2021 yılı ilk 6 ayı için üç kamu bankasından reklam geliri olarak aldığı sadece 300 bin TL’ye mi gözünüzü diktiniz?

Turkcell kamu kaynağı değil mi?

2020 yılında Türkgün’e toplam 24 bin, 2021 yılında 5 bin TL reklam vermiş…

Hani nerde milyonlar sahtekârlar?

Türkgün gazetesi hangi kamu kaynağından ne kadar reklam aldıysa hepsi karşılıklı kayıtlarda mevcuttur.

Şerefinizin, namusunuzun, haysiyetinizin olup olmadığını hadi ispatlayın… Bekliyoruz.