Ömer Çelik’in Mansur Yavaş’la ilgili açıklamaları, gazetemizin nasıl büyük bir kamu görevi yaptığını bir defa daha gözler önüne sermiştir. Mesele artık siyasetin gündemindedir ve kamuya mal olmuştur.

Zillet ittifakının Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş hakkındaki iddiaları belgeleriyle birlikte ilk gündeme getiren gazeteyiz. Aday müracaatlarının yapıldığı dönemde, Ankara Temsilcimiz Kadir Yıldız, ayrıntılı haberler yaptı. Hukukçulardan görüş aldı. Kesinleşmiş mahkeme kararlarını yayınladı. Bu yayınların amacı Ankara’ya kimin aday yapılmak istendiğini gözler önüne sermek ve CHP’nin bir defa düşünmesini sağlamaktı.

İLGİNÇ SESSİZLİK

         Her şey açık, net, yargı kararları kesin olmasına rağmen, haberimiz görmezden, duymazdan gelindi. Medyadan ve CHP’den en küçük bir ses çıkmadı. Bu sessizlik karşısında büyük bir şaşkınlık yaşadık. Medyanın ilgisizliğini, kıskançlık olarak değerlendirsek de, CHP’deki sessizliğe bir anlam veremedik. Nitekim, bu durum Mansur Yavaş’ı cesaretlendirdi. İlk yayına sessiz kalan, görmezden gelerek yok saymaya çalışan Yavaş, sonraki yayınlarımız için Noter kanalıyla tekzip gönderdi. Bu tekziplerin tamamen durumu kurtarmaya dönük olduğu çok net olduğu için, ciddiye almadık. Her şey belgeli, her iddia kesinleşmiş yargı kararlarına dayalıydı ve haberimizin arkasında durduk.  

HABERİMİZ DOĞRULANDI

         Bizi asıl şaşırtan, yargı kararı ile bir tekzip gönderilmesi oldu. Ankara 8’nci Sulh Ceza Hakimliği, cevap metninin gazetemizde yayınlanmasına karar verdi. Hukuka olan saygımız ve meslek ilkelerimiz doğrultusunda metni yayınladık. Ancak, bu durum ne önce yargı kararlarını değiştirdi, ne de ortadaki vahameti sildi, ne de haberlerimizi gölgeledi.  Bu tekzibi yayınlama kararın nasıl alındığını ne biz anlayabildik, ne de hukukçular izah edebildi. Biz haberimizden eminiz. Nitekim, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik’in açıklamaları ile konu siyasetin en önemli gündem maddesi haline geldi ve önemli ip uçları verdi. Çelik, meselenin görmezden gelme, üstünü örtme tavırlarına dikkat çekti ve yaptıkları incelemede basındaki iddiaların, yani haberimizin doğru olduğunu gördüklerini söyledi. Mansur Yavaş’ın sahte bir senedi 2015’te icra takibine koyarak bir vatandaştan 600 bin dolar tahsil etmeye çalıştığını, senetteki imza incelendiğinde sahte olduğu; jandarmanın ve emniyetin bilirkişilerince açıkça ortaya konulduğunu anlattı. Adli tıp raporları ile bu durumun sabit hale geldiğinin altını çizdi.

İDDİALAR ÇOK VAHİM

         Ömer Çelik, sonraki gelişmeleri de yine aynen haberimizde olduğu gibi anlattı. Senedin sahte olduğunun anlaşılmasından sonra icra takibinin iptal edildiğini ve mahkemenin Yavaş ile ilgili olarak para cezasına hükmettiğini söyledi. Bu hükmün 2016 yılında Yargıtay tarafından onaylanarak kesinleştiğini ve Yavaş’ın kötü niyet tazminatına ve para cezasına çarpıtıldığı açıkladı.

Çelik, bu kadarla kalmadı dava sürecinin ayrıntılarını verdi. 2015’ten bu zamana kadar Mansur Yavaş ile bu vatandaş arasında karşılıklı iddialarla ilgili 28 ayrı soruşturma, dava ve icra takibi olduğunu ve halen devam ettiğini söyledi. Resmi evrakta sahtecilik, şantaj ve menfaat temininin yanında, yargı içerisinde örgüt kurmak ve kişisel ilişkilerle nüfuz ticareti yapmak gibi suçlamalarla ilgili olarak sürecin devam ettiğini ve bu durumun çok vahim olduğunun altını çizdi. Bize göre de yargı ile ilgili iddialar çok vahimdir ve mutlaka üzerinde durulmalıdır. Mansur Yavaş’la ilgili Ankara ağır ceza mahkemesinde, avukatlık suçlarıyla ilgili devam eden bir ceza davası sürdüğünü da yine Ömer Çelik açıklamıştır.

TATMİN EDİCİ AÇIKLAMA YAPILMALI

         CHP’nin Ankara gibi Türkiye’nin başkenti olan bir şehre hakkında bu iddialar olan birini aday göstermesi oldukça düşündürücüdür. Ömer Çelik’in açıklamaları ile birlikte mesele artık siyasetin konusu olmuştur. Görmezden gelme, üzerini kapatma, düşündürücü tekzip kararları ile kesinleşmiş hükümleri örtbas etme gayretleri artık bir işe yaramayacaktır. Ortada çok ciddi bir mesele var. Tatmin edici açıklamalar yapılması gerekmektedir. Bu açıklamaları herkesten önce yapması gereken yer CHP ve Kılıçdaroğlu’dur. “Bu iddiaları bilmiyorduk” diyemezler. TÜRKGÜN Gazetesi olarak, çok önemli bir kamu görevi yaptık ve hem milletimizi, hem medyayı, özellikle de CHP’yi bilgilendirdik. Buna rağmen, görmezden geldiler ve Yavaş’ı aday gösterdiler. Şimdi de, bunun izahını yapmak zorundalar.

CEVAP ARAYAN SORULAR       

          Ömer Çelik’in şu soruları cevap aramaktadır: CHP’nin belediye başkanı olarak önerdiği bu şahıs sahte bir senetle icra takibi yapmış mıdır? Kesinleşmiş yargı süreci var mıdır? Yok mudur? Mansur Yavaş “Söz konusu vatandaştan alacağım vardır” diyor. Bu alacak hangi hizmete karşılıktır? Yavaş, bu şahsın müvekkili değil, vekili değil. Dolayısıyla hangi ilişkinin neticesi olarak bu alacaktan bahsedilmektedir? Sahte senet kullandığı 2016’da Yargıtay kararıyla kesinleşen bu şahısla ilgili olarak CHP niçin cevap vermemiştir? Vatandaşın önüne temiz aday çıkartmak bütün siyasi partilerin görevidir. Böyle bir şeyin bilinmemesi mümkün değil. Bunu bilinmesine rağmen, hangi ahlak prensibiyle uygun olduğunu düşünüyorsunuz? En önemli konu da şudur. Hakkında bu şekilde iddialar olan birisi, Ankaralıların önüne belediye başkan adayı olarak çıkartma tutumunuz devam edecek midir? Israrınız var mıdır?