“Bu ülkede banka soyarken kar maskesi, ülke soyarken Atatürk maskesi takılır"

Uğur Mumcu

Buradaki soyma ifadesini sadece para olarak algılamayın. İstanbul ve Ankara’da para soygunları zaten ortaya çıktığına göre, bu cümledeki gibi ülke soygununu geniş düşünmek lazım. Bir milletin manevi-yüce değerlerinin içini boşaltmak ve Atatürk-Cumhuriyet üzerinden istismar yapmak da bir nevi soygundur. CHP böyle bir soygunun hünerli eli ve dilidir.

Çok açık ve net kendi fikrimi söylüyorum. CHP’de özellikle şu isimlerin bir açıklamasına denk gelince, bir konuşmasını görünce tiksiniyorum.

Bunlar kim mi?

Kemal Kılıçdaroğlu, Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş… Bunların her biri bir yandan Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmeye çalışan ve askerimizi, polisimizi bu hedef için şehit eden terör örgütü PKK’nın sembol isimlerini övmesi, cezaevinde olanlara özgürlük istemesi ve siyasi uzantılarıyla iş birliği yapması kanıtlı/belgeli tarihe geçmişken, bir yandan da Atatürk, Cumhuriyet nutukları atması, tiksinti duymamım ana nedenidir.

Şimdilerde, sosyal medyadan ona buna salça olarak kendini tatmin eden Kemal Kılıçdaroğlu siyaset sahnesinden silindi. Onun tek amacı ve derdi olsa olsa günün birinde Ekrem İmamoğlu’ndan intikam almak olacaktır. Ekrem İmamoğlu-Mansur Yavaş ikilisi ise, kirli algı ve kara propaganda gücüyle yönettikleri şehirlere hizmet yapmadan, bir proje üretmeden tekrar seçildi. Özgür Özel de aklınca uyanık davranarak “Günü geldiğinde de arkadaşlarımızdan biri Cumhurbaşkanı adayı olacak. Şu anda takımda iki forvet var... Biri Mansur Yavaş, diğeri Ekrem İmamoğlu... Ama birçok yeni figür de parlıyor.” açıklamasını yaparak onları yarışa sokup, güya kendi yükünü üzerinden atmaya çalışıyor. Bir nevi Ekrem İmamoğlu’na “Ben CHP Genel Başkanlığını rahat yapmak istiyorum. Beni rahat bırak” diyor. Zaten bu yarışta Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş’ı adeta öğütür. Mansur Yavaş’ta olanları ağzını yamulta yamulta izler. Maddiyatla dönüştürme gücünü CHP’de gelenek haline getirmiş Ekrem İmamoğlu; Mansur Yavaş’ın eski HSYK Başkanvekili ile parayla kaset takası yapma işine, vergi kaçırma olayına, ABB’deki vurgun işlerine, kendi güdümünde oluşturduğu medya medya gücüyle girerse eğer Mansur Yavaş’ta olanları ağzını yamulta yamulta ve o malum şaşkın bakışlarıyla sadece izler. Ekrem İmamoğlu bunu seçim öncesi kısmen yaptı bile. Biliyorsunuz Oda Tv Ekrem İmamoğlu’nun kontrolünde olan bir haber sitesi… Renkli sima(!) Murat Ongun, Oda TV’nin eski bir yazarıydı, bu haber sayfasıyla ilişkiyi o kuruyor.

Hatırlayın yerel seçimler öncesi Oda Tv’de çeşitli Mansur Yavaş haberleri çıktı. O haberlerden bazıları şunlardı:

✓ “7 MİLYARLIK İHALENİN ARKASINDAKİ KILAVUZ AİLESİ: SİCİLDEN PKK ÇIKTI”

Ankara Büyükşehir Belediyesi, iştiraki olan PORTAŞ A.Ş. aracılığıyla 12 şirketi yöneten Kılavuz ailesine 7 milyar liralık ihale verdi. İhaleleri alan Kılavuz ailesinin şirket yöneticilerinden olan Ali Kılavuz’un ise daha önceden çeşitli PKK terör suçlarından sabıkası olduğu belirtildi.

✓ “BAŞKAN MANSUR’A ACI HABER… EKİBİN NELER YAPTI NELER: TAM 1 MİLYAR 827 MİLYON TL”

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş’ın Basın Koordinatörü Volkan Memduh Gültekin’in Yönetim Kurulu Üyesi olduğu BUGSAŞ’ın borç içinde olduğu ortaya çıktı. Mansur Yavaş’ın Ankara’da seçimi kazandığı 2019 yılında 106 milyon 557 bin lira olan borcun, 5 yıllık sürede14 katına çıktığı görüldü. Borçlar 2019’dan bu güne 14 kat artarken, şirketin toplam vergi ve prim borcu 1 milyar 827 milyon Türk Lirası oldu.

***

Bu kadar rezillik ortaya çıktı ne hükümet, ne devlet Mansur Yavaş’tan hesabını soramadı! Emin olun bu devletin, iktidarın, hükümetin bugüne kadar yapamadığını Ekrem İmamoğlu yapar! Böylelikle kendi önünü temizlemiş ve açmış olur!

Atatürk’ün CHP’si, Kemal Kılıçdaroğlu ile adeta işgal edilmiş ve kurucu değerlerinden uzaklaştırılmıştı. CHP, ondan Ekrem İmamoğlu’nun delegeyi parayla dönüştürme gücüyle kurtuldu ama CHP, yağmurdan kaçarken doluya tutulan bir hali yaşadı ve yaşıyor.

Ekrem İmamoğlu’nun güdümünde, DEM’liler tarafından bile “CHP Eşbaşkanı” diye anılan Özgür Özel’in işgali başlamış oldu.

CHP delegesinin parayla dönüştürüldüğünün konuşulduğu ve Atatürk’ün mirasının ihanetle DEM’lendiği yerde bunun adı sadece işgaldir. Bu manzaranın demokrasiyle falan izahı zaten mümkün değildir.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun şevkle yürüttüğü Atatürk’ün mirası olan CHP’nin içindeki değerleri boşaltma görevini hız kesmeden sürdüren Özgür Özel, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bayram mesajında yaptığı açıklamaları kamuoyuna farklı aksettirmek için, içinde bol bol Atatürk-Cumhuriyet-Kurtuluş savaşı geçen cümleler kurmuş. O konuyu geniş değerlendireceğim de önce çakma Atatürkçü Özgür Özel’in kim olduğunu kısaca bir daha hatırlatmak istiyorum.

Özgür Özel, CHP kongresinde Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalışan terör örgütünü “Biz PKK'yı silahlı halk hareketi olarak tanımlıyoruz. 1990'dan bu yana kurulmuş hiçbir partimiz PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamadı” şeklinde tarif eden ve daha 3 ay önce Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni “Türkler de bunun için ana vatanım Kürdistan’a bin yıl önce geldi. Ana vatanım olan Kürdistan’ı işgal eden bu devlettir" sözleriyle işgalci gösteren PKK’lı Selahattin Demirtaş’a “selam olsun” diyendir.

Özgür Özel, nasıl ki, Halk Tv CHP’nin, A Haber AK Parti’nin, Bengü Türk MHP’nin mensubiyetinde biliniyorsa, terör örgütü PKK’nın mensubiyetinde bilinen Medya Haber isimli televizyon kanalına çıkan ve PKK’nın 13 askerimizi şehit etmesiyle ilgili "Gara'da esas mesele vatandaşlarımızı kimin öldürdüğü değil" açıklamasıyla skandala imza atan kişidir.

Özgür Özel, PKK DEM’liğindeki Pervin Buldan'la birlikte 'Bir Opera Gecesi' dinletisine katılan ve orada Türkiye Cumhuriyeti’ni 'işgalci' gören, PKK sevici operacı Pervin Chakar'ın elini öpen, gelen tepkilere içinde “Asla pişman değilim” diyen zattır.

Özgür Özel, Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin (ÇGD) düzenlediği ödül törenine HD(P)KK Sözcüsü Ebru Günay ve her daim PKK’nın yanında yer alan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı ile birlikte katılan ve terör örgütü PKK'nın yayın organları Mezopotamya Ajansı ve Jin News'e ödül veren o pervasız kişidir.

Özgür Özel, terör örgütü PKK’nın şehit ettiği askerimizin Ankara’daki cenaze töreninden çıkar çıkmaz şehidimizin katili PKK’ya hizmet eden DEM’in Genel Merkezi’ne koşa koşa giderek şehide saygısızlık yapandır.

Özgür Özel, Irak’ın kuzeyinde 12 şehit verdiğimiz terör saldırısı esnasında öldürülen PKK’lı teröristler için "Biz onların sesi soluğu olmaya devam edeceğiz" diyen DEM Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan’ı CHP Genel Merkezi’nde baş konuk yapandır.

Özgür Özel, Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmeye çalışan PKK’nın yönettiği parti için “DEM Parti ile ilişkilerimizi bundan sonra da kamuoyunun önünde, açık ve şeffaf bir şekilde sürdürmeyi, karşılıklı ziyaretler yapmayı ve Türkiye'nin çok önemli meseleleri konusunda görüş alışverişinde bulunmayı sürdüreceğiz" açıklamasını yapandır.

Özgür Özel, Ankara, İstanbul ve Mersin başta olmak üzere PKK’nın siyasi uzantısı DEM ile yerel seçimlerde kazanan olmak için “Kent Uzlaşısı” kurandır.

Özgür Özel ile PKK-DEM ilişkisinin özeti budur.

Amacı ve hedefi belli olan terör örgütü PKK ile uzantısı DEM’in iç içe geçtiği bir CHP’de, nasıl Atatürk’e ve Cumhuriyete sahip çıkmaktan söz edilebilir? Bu milletin değerleri ve ilkeleri, bu tezatlığın neresinde kendine yer bulabilir?

Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk hassasiyeti bu ilişkiler içinde nerede?

Atatürk’ün kurduğu ve emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya, bölmeye çalışan PKK’lı bölücülere bu derece sahip çıkan, onlarla iş birliği yapan Özgür Özel’in hangi Atatürk-Cumhuriyet hassasiyeti var da MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Cam tavanı kırdık” diyenlerin Türk devletinin çatısını ve Türk milletinin varlığını dinamitlemesine asla fırsat verilmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti sandıkta kurulmamıştır. Türk tarihi sandıkta yazılmamıştır. Herkes aklını başına almalı, rüzgar ektiği müddetçe fırtına biçeceğini unutmamalıdır.” sözlerini ana mecrasından çıkarıp, önündeki-arkasındaki cümleleri gizleyerek sanki demokrasi aleyhinde yapılmış açıklama gibi göstermeye çalışan açıklamalar yapmıştır.

Özgür Özel demiş ki: Burada aslında bu kadar olsa o sert cümlelerin hiçbirisine cevap vermek istemem ama sandık meselesi önemli. Bir yerde kim ‘demokrasi sandık değildir, başka şeylerde vardır’ diyorsa demokrasinin karşısındaki en büyük tehdit odur. ‘Bu ülke sandıkta kurulmadı’ demek dilim varmaz ‘cehalet’ demeye dil sürçmesi olduğunu kabul etmek isterim. Kurtuluş Savaşı hani dünyada bir ülke sandıkla kurulduysa bu ülke kurulmuştur. İki sandık vardır; bir küçücük evladının battaniyesini sandıkların üstünü örtüp cepheye mermi taşıyan annelerin sakındık sandıklardaki mermilerle kurulmuştur. İki, bu ülke 23 Nisan 1920’de kurulan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yönettiği Kurtuluş Savaşı'yla kurulmuştur. Kurtulmadan önce bir de kuruluşu öncelemiş, milli iradeyi öncelemiş, halkın iradesini öncelemiş bir liderin kurtardığı ve kurduğu bir ülkeye sandık yani demokrasiyle kurulmamıştır demek gerçekten abesle iştigaldir.”

***

Özgür Özel’in devamı da buna benzer olan bu açıklamalarını “Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı” yahut Ben ne söylüyorumtamburam ne çalıyor” diye mi değerlendirmek gerekiyor?

CHP Genel Başkanı rolü yapan Özgür Özel ve CHP’nin sünepe, ukala, hadsiz, okuduğunu anlamaktan cahil yahut anladığı gerçekleri saptıran yazar ve yorumcuları niçin MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Van’da hukuki bir meseleyi çarpıtıp sokakları savaş alanına çevirenler esasen demokrasi celladı, devlet ve millet muarızıdır.

Hukuken seçime girmesi baştan yanlış olan ve bölücü terör örgütü PKK’ya övgüler düzdüğü bilinen bir şahsa belediye başkanlığı mazbatasının verilmesi de baştan ayağa skandaldır ve yanlıştır.

Bunun millet iradesine saygı olduğunu ileri sürmek ise ahmaklık ve aldatmadır.

Çünkü Türk milletinin muazzez iradesi her türlü bölücüye, bölünmeye, teröre ve teröriste sonuna kadar karşıdır ve karşı duracaktır.

Sokakların hak arama yeri olmadığı, şiddet ve zor kullanarak olmayan bir hakkın alınamayacağı iyi bilinmelidir.

Tam tersi bir süreç devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü sarsacak ve devlette zaaf oluşturacaktır.

Üstelik devlet ile milleti karşı karşıya getirme sinsilikleri, bilahare devleti kötü gösterme niyetleri bilhassa 31 Mart seçimlerinden sonra hızlanmıştır ki, buna tahammül etmek ve görmezden gelmek milli iflasa çanak tutmak demektir.” cümleleriyle konuyu o saptırılmaya çalışılan cümleye bağladığını ve o cümleden sonra da “Türkiye demokratik olgunluğu, tarihsel ve kültürel müktesebatı, birlik ve kardeşlik duygularıyla istikbalin huzur, istikrar, kudret, refah ve güvenlik timsali olarak sivrilecektir. Türk milletine kan, renk ve ruh veren Türk vatandaşlarının tamamı birdir, eşittir ve hepsi bin yıllık kardeşliğin aziz mensuplarıdır.” cümlesini kurduğunu niçin gizliyorlar?

Çünkü yine PKK sevdaları açığa çıkacak ve “PKK sizi tükürüğüyle boğar” diyen bir PKK’lının mazbatasının peşine düştükleri daha net anlaşılacak…

MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik alçak eylem ve söylemler olmasa “Türkiye Cumhuriyeti sandıkta kurulmamıştır.” cümlesini niçin kursun?

“PKK sizi tükürüğüyle boğar” diyen bir PKK’lının mazbatası için Türkiye’nin birçok yeri yakılıp yıkılırken, Özgür Özel ve CHP kadroları buna karşı çıkmak yerine “PKK’lı Abdullah Zeydan’ın” avukatlığına soyundu. PKK’lıların Türkiye’nin birçok yerindeki terör eylemlerine zerre karşı çıkmadığı gibi üstelik “PKK’lı Abdullah Zeydan’ın” mazbatasını kurtarma peşine CHP’li heyet bile gönderdi. Özgür Özel niçin MHP Lideri Devlet Bahçeli gibi “Hukuken seçime girmesi baştan yanlış olan ve bölücü terör örgütü PKK’ya övgüler düzdüğü bilinen bir şahsa belediye başkanlığı mazbatasının verilmesi de baştan ayağa skandaldır ve yanlıştır.” cümlesini kurma cesareti gösteremiyor? Çünkü ortaklar, çünkü iş birliği yapıyorlar, çünkü PKK’nın ruhu CHP’yi ele geçirdi.

Özgür Özel, kurtuluş savaşı hikâyeleri anlatarak ve Atatürk-Cumhuriyet nutukları atarak hem Milli Mücadeledeki kahramanlıkları basitleştiriyor hem de CHP’nin ihanet DEM’liğinindeki acizliğini kapatmaya çalışıyor.

Özgür Özel, bu kadar PKK-DEM sicilin varken utanmadan neden bunu yapıyorsun?

Tanımadığın, bilmediğin, her saniye ihanet ettiğin Mustafa Kemal Atatürk’ün “... Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk devletinin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri burada atıldı. Ebedî hayatı burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçuşan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedî muhafızlarıdır...” sözleri sana Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl kurulduğuna dair hiç ipucu veriyor mu her DEM şehitlere ihanet eden Özgür Özel?

Türkiye’yi bölmeye çalışan, askerimizi ve polisimizi şehit eden terör örgütü PKK alçaklık yapacak, sen PKK’nın alçaklıklarına herkesin gördüğü şekilde bu destekleri vereceksin, MHP Lideri Devlet Bahçeli ve Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak isteyen milyonlar buna susacak öyle mi?

Hadi oradan Özgür Özel ve avaneleri…

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, seçimlerden hemen bir gün sonra “Nitekim milli irade sandıkta tecelli etmiştir. Elbette aziz milletimizin takdir ve tercihi başımızın üstündedir. Sandıktan çıkan demokratik karara saygımız da tamdır.

31 Mart seçimleri, Türk demokrasi hayatının yüksek bir standarda ulaştığını, bu konuda dünyaya örnek teşkil ettiğini adeta belgelemiştir.” açıklamasını yaparak, demokrasiden beslenen millet iradesine makul saygısını göstermişken, cambazlık yaparak kendi ihanetlerinizi kapatmaya çalışmayın…

Atatürk yaşasaydı idam sehpasında sallandıracağı Demirtaş, Zeydan, Kavala gibi vatan hainlerini, CHP bugün adeta kahramanı haline getirmiş ve sürekli onların avukatlığını yapmaktadır.

CHP’li belediye binalarına T.C levhası, Atatürk posterleri asma şovları yapıp, terör örgütü PKK ile de bu samimiyeti/aşkı yaşıyorsanız siz ciddi tedavilik ve arsız bir partisiniz!

Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum Kongresinde sizin gibi tedaviliklere gereken mesajı şöyle vermişti:

-        “Şurada acıklı bir gerçek olmak üzere bildireyim ki; ülkemizde pek çok yabancı parası ve birçok propagandalar dönüyor. Bundaki amaç pek açıktır ki; ulusal eylemi başarısız bırakmak, ulusal isteklere inme indirmek, yurdun kimi önemli kesimlerinde işgal amaçlarını kolaylaştırmaktır. Bununla birlikte her dönemde ve her zaman ortaya çıktığı gibi bizde de kalp ve sinirleri donmuş, anlayışsız insanlarla birlikte vatansız ve aynı zamanda kişisel emel ve çıkarını, yurt ve ulusun zararında arayan alçaklar da vardır…”