2018 sonu rakamlara göre, Türkiye’de sendikalara kayıtlı memur sayısı 1 milyon 673 bin 318…

Kamudaki memur sayısı (askerî personel hariç) 3 milyon 129 bin 304… Emekli sayısı ise 1 milyon 900 bin…

Neredeyse memurların yarısı sendika üyesi değil…

Her sene de sendikalı memur sayısı düşüyor…

Türkiye’de 3 büyük memur sendikası konfederasyonu var: Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen ve KESK…

Önümüzde de memur ve memur emeklilerinin maaşlarıyla ilgili toplu sözleşme görüşmeleri var…

Memur-Sen, kanuna rağmen masada başka sendika istemiyor…

Galiba geçen yıllardaki iktidar yalakalığı nedeniyle masada ucuza verdiği sözleşme pazarlıklarını memurların öğrenmesinden korkuyor.

Belli ki, “Yıllardır toplu sözleşme sistemini  değersizleştiren ve sabote ederek önemsizleştiren konfederasyonun terazisi bu sıkleti çekemiyor!”

Hâlbuki 10 yıldır “yetki” onlarda!

Genel başkan Ali Yalçın’ın, ısrarla 4688 sayılı Kanun'la masadaki 3 büyük sendika yerine sadece kendisini masaya istemesinin başka ne amacı olabilir?

*

Adeta sarı sendikacılık yapan Memur-Sen, kamuda memurlar üzerinde müthiş bir iktidar baskısı kurarak çoğunluğu elde etse de…

Kamudaki “tayin-terfi” işleri malûm sendikadan geçse de…

Temsilcisi olduğu memurların lehine hiçbir katkısı olmadı…

İktidara ne 3600 ek gösterge, ne EYT’lilerle ilgili bir çözüm, ne uzman çavuşlarla ilgili bir iyileştirme, ne sözleşmelilerin kadro isteği, ne memuru enflasyona ezdirmeyen güzel bir maaş üzerine gidemedi.

Aksine yüzde 20,3 enflasyonun olduğu 2018’de, yüzde 4+3,5 zamma imza attı…

Kamudaki dökülüşün, liyakatsiz ve sadakatsiz kadroların yaratıcısı...

Millî eğitimde çökmüş sistemin mucidi Memur-Sen…

Sık sık kamudaki liyakate dayanmayan atamaların da başrol oyuncusu…

Bugün İstanbul’da gözle görülür seçim kurulu memurlarının beceriksizliği de onların eseri…

Yalçın’ın siyasî ihtirasları da gözden kaçmıyor…

İddia ediyoruz ki, AKP’nin büyük şehirlerdeki kaybının baş müsebbiplerinden biri bu sendikadır…

Artık “Memur-Sen’in tepesi”ne birileri müdahale ederek bu kötü gidişatı durdurmalı ve “Cumhur İttifakı ruhu”na sevk etmelidir!

*

Sizden, Memur-Sen’in internet sayfasından alınan aşağıdaki birkaç satırı dikkatle okumanızı rica ediyorum ki, bu kafayı iyi anlayın:

“Cumhuriyetin kuruluşu, bir bakıma Batıcılık ve Türk milliyetçiliği düşüncesinin zaferini, Osmanlıcılık/İslamcılık düşüncesinin yenilgisini ifade ediyordu…. Tarihsel ve toplumsal yapıya meydan okuyan böyle dev bir toplumsal mühendislik projesinin yürütücüsü olan asker-sivil bürokratlar, aynı projenin hem sahibi hem efendisi hem de koruyucuları olarak devlet kadrolarını oluşturdular…. Böylece yeni Türkiye'yi milat sayıp tarihi sıfırlayarak, geçmişi unutma ve unutturma kararlılığıyla toplumun hafızası yok edilmeye çalışılmıştır.”

*

Yoruma bile gerek olmayan CHP/HDP yancısı KESK’i bir yana bırakıp Türkiye Kamu-Sen’e geçelim…

Türkiye Kamu-Sen’in başına geçen Önder Kahveci Bey, konfederasyona müthiş bir ivme kazandırdı.

Sendikayı ve davayı menfaatlerine ve ihtiraslarına peşkeş çeken hançeri söküp attı…

Çalışanın, memurun, emeklinin, emekçinin her hakkını savunmak uğruna çırpınıp dururken, diğerlerinin aksine “millî beka” için de gayret sarf ediyor.

Dur durak bilmeden yurt çapındaki şubelerde çalışmalar yapıyor, üyelerini yerinde dinliyor…

Sendikal hakları önemli…

Memur, idare karşısında güçlü, huzurlu olmalı ve geçim sıkıntısı çekmemeli…

Türkiye Kamu-Sen, Andımız’ın da dil birliğimizin de savunucusu…

Konfederasyon, ideolojik ayrım yapmadan bütün memurları kucaklamak derdinde…

Sağlık çalışanları ile Sağlık Bakanlığı önünde döner sermaye ödemelerinin arttırılması için eylemde buluşan da o…

Delikanlı gibi çıkıp da “Artık siyasi iktidar, devletin içerisinde sendika, dernek, vakıf gibi paralel devlet yapılanmasına asla izin vermemelidir” diyen de o…

Gelecek yazımızda devam edeceğiz…