Geçtiğimiz Cuma günü Ankara Spor Salonu’nda gerçekleşen programda “Türkiye Yüzyılı” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi ifadeleriyle aktardığı “Türkiye Yüzyılı”, Türkiye Cumhuriyeti’nin artık çağı yakalamak değil çağın ötesine geçmek anlayışıyla hareket edeceğini gösteriyor.

21. yüzyıl savaşların, salgınların, çevre felaketlerinin, enerji krizlerinin, ekonomik buhranların çağı haline gelmiş, pek çok ülke bu kriz ve felaketlerin getirdiği belirsizlikler karşısında ne önleyici ne de geleceğe yönelik tedbirleri kapsayıcı bir program geliştirememiştir. Böyle bir süreçte Türkiye’nin attığı ve bundan sonra da “Türkiye Yüzyılı” vizyonuyla atacağı adımlar bölgesel olduğu kadar küresel anlamda da geniş bir etki alanına sahip olacaktır.

Türkiye, COVİD-19 pandemisiyle başlayan ve akabinde Rusya-Ukrayna savaşı ile etkisini artıran krizlerin çözümü noktasında önemli bir rol oynarken yine krizlerin etkisini kendisi için en aza indirebilecek tedbirleri almış durumdadır. Bununla beraber özellikle de Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği küresel gıda krizi, enerji krizi ve yine taraflar arasındaki diyaloğun sağlanması gibi konuların çözümü noktasında da anahtar ülkenin Türkiye olduğu anlaşılmıştır.

Günümüz dünyasında yaşanan hadiseler artık dengelerin yeniden kurulacağını gösterirken Türkiye denge kurucu rolünü üstlenmiş, barış ve diplomasi dilinin en doğru uygulayıcısı olduğunu tekraren göstermiştir.

Bundan sonraki süreç içerisinde Türkiye’nin attığı adımların hem bölgesel hem de küresel anlamda kalıcı olabilmesi, insanlığın huzurunun sağlanabilmesi ve daha adil bir dünya düzeni için geleceğin, “Türkiye Yüzyılı” vizyonuyla şekillenmesi ile “2023 Lider Ülke Türkiye” hedefine ulaşması açık bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye, ortaya koyduğu vizyon ile kendi istikrarını sağlarken dünyanın geri kalanı için de örnek ve öncü olacaktır.

Türkiye’nin ortaya koyduğu vizyonun en temel ayaklarından biri elbette “yeni anayasa” çalışmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız da yeni anayasanın önümüzdeki hafta meclise geleceğini ifade etmiştir. Türkiye’nin vizyonuna bakıldığında sivil bir anayasaya kavuşması önemli bir adım olacaktır.

Teknolojinin sürekli geliştiği ve her geçen gün hayatlarımızdaki etki alanını genişlettiği bir dönemin içinden geçmekteyiz. Bu gelişimi yakalamak, buna entegre olmak ülkeler açısından artık bir tercih olmaktan çıkmış bir zorunluluk haline gelmiştir. “Türkiye Yüzyılı” çerçevesinde yapılacak hamleler bilgiye ulaşma hakkını kolaylaştırıp demokratlaştırırken bu yönde adım atacak ülkelere de bir yol gösterici olacaktır.

Günümüz dünyasında yaşanan ekonomik dalgalanmalar, göç hareketleri ve gerilimlerin savaşa dönüşmesi özellikle gelişmiş ülkeleri refah toplumundan güvenlik toplumuna dönüş stratejisine geçmek zorunda bırakmıştır. Türkiye, attığı adımlarla güvenlik endişelerini çoktan gidermiş bundan sonraki atacağı adımlarla da bu durumu daha da pekiştirecektir. Türkiye’nin bundan sonraki yolu refah ve huzur yoludur.

Türkiye, yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelli büyümeye odaklanmış, ithal girdileri azaltarak yerli ve milli olan “Türkiye Ekonomi Modeli” ile yeni bir sistem inşa etme yoluna girmiştir. Bundan sonraki süreçte de aynı kararlılıkla ilerleyecek “Türkiye Yüzyılı”nın ekonomik ayağı dünyada bir kalkınma ekolüne dönüşecektir.

Dünyada, insanlık vicdanının sustuğu her noktada Türkiye mazlumun ve mağdurun sesi olmuş, adaletin ve hakkın tecelli etmesi için mücadele sürdürmüştür. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış’’ ülküsü, “ilkeli taraflılık” ve “dengede tam bağımsızlık” politikasıyla Türkiye aynı tavır ve tutumunu sergilemeyi sürdürecek mazlumların umudu olmaya devam edecektir.

Türkiye’nin yerli ve milli politikaları ile ortaya koyduğu atılımlar özellikle de savunma sanayisinde geldiği nokta küresel anlamda önemli bir konuma gelmesine olanak tanımıştır. Ülkemizin bu atılımı dünya genelinde büyük yankı uyandırmış ve artık savunma sanayisinde etkin bir güç olduğumuz kabul görmüştür. Gelecek yüzyılda Türkiye’nin bu alanda gerçekleştireceği çalışmalar sürükleyici bir etki yaratırken ülkemizin ikili ilişkilerinde de önemli bir rol oynayacaktır.

Dünya halihazırda bir enerji kriziyle karşı karşıyadır. Türkiye’nin özellikle de enerji krizinin çözümü noktasında önemi geldiğimiz noktada bütün dünya ülkeleri tarafından daha iyi anlaşılmış ve kabul görmüştür. Türkiye kendi enerji güvenliğini artırma yolunda bir yandan yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımını artırırken diğer yandan da enerji arama tarama faaliyetlerine de hız kazandırmıştır. Türkiye bu bağlamda yeni keşifleriyle enerji bağımsızlığı yolunda önemli bir yol katetmiştir. Buna mukabil olarak Türkiye’nin milli enerji hamleleri kendi enerji güvenliğini sağlarken dünyada hasıl olabilecek yeni enerji krizlerinin önüne geçebilmek adına önemli bir etken olacaktır.

Özetle; Türkiye bugüne kadar üretim, sağlık, teknoloji, enerji, barış, refah gibi konularda kendine has üslubuyla attığı adımlarla farkını ortaya koymuştur.

Dünya genelinde siyasi krizlerin o ya da bu şekilde hasıl olduğu bir dönemde Türkiye, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Etme Sistemi” ile bu problemini çoktan aşmıştır. Türkiye’nin istikrarı, barış ve huzuru temelinde kurulan “Cumhur İttifakı” Türkiye’yi siyasi kaos ve istikrarsızlık tehlikesinden uzaklaştırmış, toplumsal huzur ve refahın en temel yapı taşı olmuştur.

Türkiye, “2023 Lider Ülke Türkiye” yolunda ilerlerken “Türkiye Yüzyılı” vizyonu ile kalıcı hamleler yaparak kalkınmasını sürdürürken insanlığın huzurunun tesisi için, daha adil bir dünya için kararlılıkla çalışacaktır.

Ülkemiz ortaya koyduğu vizyon ile kendi geleceğini sağlam temeller üzerine oturturken, dünyanın geleceğine de yön verecektir.