İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ‘Avrupa’da yaşanan en büyük insanlık trajedisi’ kabul edilen dokuz bine yakın Bosnalı Müslümanlar dünyanın gözleri önünde katledildi. GZT Editörü Şifa Kaymak'ın sorularını cevaplayan Türkiye'nin Saraybosna Büyükelçisi Haldun Koç bölge halkının psikolojisi, ekonomik kalkınması ve ilk günden beri Türkiye'nin yanında olduğu bölge halkına neler yapılabileceği konusunda detaylar paylaştı. 

Saraybosna Büyükelçisi Haldun Koç, “Genç yaşlarda başladığım devlet hizmetini gururla sürdüren, sonuna kadar da aynı hedef ve kararlılıkla buna devam etmek isteyen, eş tarafından Boşnak kültürüne aşina, iki çocuklu sade bir vatandaşım” ifadelerini kullandı.

Srebrenitsa katliamı üzerinden tam 24 yıl geçti. Srebrenitsa denilince, yüreklerin sızladığı, "Çocukları küçük kurşunlarla öldürdüler değil mi anne" sorusu akıllardan çıkmıyor. Büyükelçi bölgede yaşayan bir yetkili olarak hem de bir Türk vatandaşı olarak duygu ve düşüncelerini şu ifadelerle paylaştı: 

“Hiçbir vicdan bu trajediyi kabul edemez”
“Atıf yaptığınız cümleyle adeta somut bir nesneye dönüşen bu acıyı tarif etmek çok zor. Türk vatandaşı olarak tarif etmek daha da zor. Tüm dünyanın gözleri önünde binlerce masum insanın katledilmiş olması, hele de 20. yüzyılın sonlarında, Avrupa’nın göbeğinde böyle bir trajedinin yaşanması inanıyorum ki vicdan sahibi hiçbir insanın kabul edebileceği bir durum değil.

Öte yandan, ölenler arkalarında birçok kişi bıraktılar. Bu insanlar, hayatın devam ettiği gerçeğiyle her gün yüzleşiyorlar. Bizim de bu aşamadaki en kritik vazifemiz, onların hayatlarına her açıdan en iyi şekilde devam etmelerini temin etmek. Bunun için de gerekli sosyal ve ekonomik kalkınma adımlarını atmaya devam ediyoruz”.

"Barış ve siyasi istikrar daim olacaktır"
“Geçmişte yaşanan o iç savaş içten içe devam ediyor mu” tehlikesine karşı Sayın Büyükelçi “Biliyorsunuz bu acı savaşın sonunu 1995’te imzalanan Dayton Barış Anlaşması getirdi. Bu anlaşmayla kurulan hassas dengeler üzerinde bir ülke ve bir toplum tüm zorluklara karşın varlığını sürdürüyor. Bosna Hersek’in birçok yerinde üç kurucu halkın mensupları birlikte yaşamaya devam ediyor. Birlikte yaşama kültürüne sahip ülkede özellikle savaş sonrasındaki dönemde barış ve istikrarın devamı için, kriz ortamı oluşmaması için gayret gösteriliyor. Zira herkes savaşın kazananın olmayacağını biliyor. Bahsettiğim birlikte yaşama kültürünün son dönemdeki en güzel örneklerinden birini, Bosna Hersek’in Sırp nüfus çoğunluklu entitesi olan Republika Srpska’daki Foça Belediyesi sınırlarında bulunan ve savaş sırasında yıkılmış olan tarihi Alaca Camii’nin ülkemizin katkılarıyla yeniden inşa edilmesi oluşturmuştur. Geçtiğimiz aylarda Sayın Kültür ve Turizm Bakanımızın başkanlığındaki bir heyetimizin katılımıyla açılışı yapılan Alaca Camii’nin yeniden inşası, ilgili tüm yerel makamların samimi işbirliği sayesinde mümkün olabilmiştir. Buna büyük önem veriyoruz. Bosna Hersek ile ilgili tüm aktörlerin birlikte yaşama kültürünü teşvik etmesi, ekonomik refahın artırılmasına yardım etmesi halinde barış ve siyasi istikrar daim olacaktır” dedi.

Katliam sırasında ailesini kaybeden o vahim olaylara şahit olan çocuklar şimdi büyüdü. Bölgenin son durumuna ilişkin “Tahmin edeceğiniz üzere, olayın izleri hala çok taze. Yediden yetmişe yaşanmaya devam eden bir travmadan bahsediyoruz. Her sene Temmuz ayında yapılan tören ve etkinlikleri takip edenler, sözkonusu acının tüm derinliğiyle hala devam ettiğini çok net görebilirler. Bahsettiğim gibi, ülkemiz bu acıların hafifletilmesi ve bölgenin mümkün olabildiğince rehabilite edilmesi için tüm gayretiyle çalışmaktadır. Bu çerçevede TİKA tarafından çeşitli sosyal ve ekonomik kalkınma projeleri gerçekleştirilmekte, Vakıflar Genel Müdürlüğümüzce, savaş sırasında zarar gören çeşitli tarihi yapılar onarılmakta, Ziraat Bankası tarafından savaş sırasında göç etmiş ailelere destek vermek amacıyla uygun faizli krediler sağlanmaktadır. Daha birçok kurum ve kuruluşumuz, bu yönde çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Bu çalışmalarla, inanıyorum ki, bölgenin psikolojisi konusunda olumlu mesafeler almaya devam edeceğiz” şeklinde açıklamalarda bulundu.

 "Kimlikleri halen ortaya çıkmayanlar var"
Katledilenlerden kimlikleri ortaya çıkmayan var mı? Toplu mezar aramaları devam ediyor mu? sorusuna ise “Ne yazık ki halen kimliği tespit edilemeyen kurbanlar var. Kimlik tespiti için çalışmalar Uluslararası Kayıp Şahıslar Komisyonu tarafından sürdürülüyor.Bir de kimliği eski yöntemlerle tespit edilmiş şahıslar konusu var. Soykırımın hemen sonrasındaki dönemde, kurbanın yakınları, ceket, ayakkabı ya da herhangi bir kıyafet üzerinden cesedin kime ait olduğunu söyleyebiliyormuş. Ancak, daha sonra kurbanların toplama kamplarında birbiriyle ihtiyaçlarına göre kıyafet değişimi yaptıkları ya da buldukları sahipsiz kıyafetleri giydikleri anlaşıldığından kimlik tespiti sorunu ortaya çıkmış. Bu karışan kimlikler meselesi de çözülmeye çalışılıyor.Toplu mezar aramaları tüm Bosna Hersek’te sürüyor. Örneğin, geçtiğimiz Nisan ayında Saraybosna'nın güneybatısında yer alan Igman Dağı'ndaki Lokovine bölgesinde bir toplu mezar bulundu. 6 ceset kalıntısının çıkarıldığı bu mezardaki kurbanların Donji Hadzici'de 1992 yılında kaybolan Boşnak kurbanlara ait olabileceği tahmin ediliyor. Kimlik tespitine ilişkin çalışmaları ise Uluslararası Kayıp Şahıslar Komisyonu sürdürüyor.” yanıtını verdi.

Büyükelçi bölgenin ekonomik kalkınma sürecine ilişkin “Hepimizin tahmin edebileceği gibi, savaşların yol açtığı travmaları atlatmak kolay değil. Ülkeler gerek demografik olarak gerek devlet kurumları nezdinde gerekse sosyo-ekonomik olarak büyük kayıplar veriyor ve o güne kadar getirdikleri birikimlerini de kaybediyorlar. Bosna Hersek özelinde konuşacak olursak, ülkenin halen yaralarını sarmaya devam ettiğini ve çeşitli adımlar atmaya çalıştığını söyleyebiliriz. Turizme önem vererek, yabancı yatırımcıları çekmeyi sağlayarak ve komşu ülkelerin yanı sıra uzak ülkelerle de iyi ilişkiler kurmaya çalışarak ekonomik kalkınma sağlanmaya çalışıyor.

 

 

 

Editör: Haber Merkezi