TÜRK KAPISI NAHÇIVAN -11-

Nahçıvan saldırısında başarılı olamayan ve Türk ordusunun takibinden korkan Andranik, geri çekilirken Şıhmahmut, Didivar, Zeyneddin, Kahap, Kültepe ve daha birçok köyü yakıp, yıktı ve büyük katliamlar yaptı. Arkalarında binlerce ölü, yıkılmış köyler ve dağıtılmış aileler bırakan Andranik ve Ermeni çeteleri; 300’den fazla Müslüman-Türk köyünü dağıtmış ve binlerce insanı katletmiştir.

Mağlup edilen düşman kuvvetleri şehirde 4 makineli tüfek, 1 top, birçok silah ve malzeme bıraktı. Nahçıvan ve civarının Türk kuvvetlerinin eline geçmesi ile birlikte Nahçıvanlılar Ermeni zulmünden kurtarılmış, Gümrü-Culfa demir yolu tamamen kontrol altına alınmış, Batum Antlaşması’nın şartları fiilen yerine getirilmiştir.

Osmanlı Devleti’nde 1 Ağustos 1918’de kolorduların teşkili ve cephelerde yapılan yeni bir değişiklikle, Nahçıvan ve Tebriz bölgelerinin savunması Kazım Karabekir Paşa’nın komutası altındaki 1’inci Kafkas Kolordusu’na verildi. Bu nedenle Kazım Karabekir Paşa, 7 Ağustos 1918’de Nahçıvan’a geldi. Kafkas Kolordusu’nun geri çekilen birlikleri yeni tespit edilen yerlere yerleşiyorlardı. Asker sevki ile birlikte Nahçıvan’a bazı ikmal maddeleri, erzaklar ve kolorduya ait küçükbaş hayvan sürüleri de nakledildi. Nahçıvan’a Türk askeri birliklerinin yerleştirilmeleri, Zengezur ve onun etrafındaki Ermeni çetelerinden Nahçıvan’a yönelebilecek saldırıları önledi.

Kazım Karabekir Paşa, Nahçıvan ile Azerbaycan arasında engel teşkil eden, fiziki olarak bağlantıyı kesen ve ermeni çetelerinin kontrolünde bulunan Zengezur bölgesini alarak, “Türk dünyası” arasında fiili irtibatı tesis etmek istiyordu. Ancak, bu yöndeki teklifleri üst komutanlık tarafından kabul edilmeyince Tebriz’e gitmesi kesinleşti. Bu maksatla, emir komutayı Binbaşı Halil Bey’e bırakarak 1 Eylül 1918’de Nahçıvan’dan ayrıldı.

Türk kuvvetleri, Nahçıvan ve civarını Ermeni çetelerinden temizledikten sonra, bölgenin yönetimine Halil Bey getirildi. Kısa bir sürede Nahçıvan Milli Komitesi ve silahlı birlikleri oluşturuldu. Zaten, Osmanlı Devleti de ağustos ayından itibaren, yerel yönetimin oluşturularak, Nahçıvan’ın güçlü ve istikrarlı bir yapıya kavuşmasını desteklemeye başlamıştı. Böylece Kasım 1918’e kadar bölgede sakin bir ortam yaratılmış oldu. Nahçıvan Türkleri de, devamlı olarak davet ettikleri Türk ordusunu aralarında görmekten oldukça memnundu.

MONDROS MÜTAREKESİ VE SONRASI

Bölgedeki sakin durum, 30 ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması ile son buldu. Antlaşmanın ağır şartları gereğince, Türk ordusu Nahçıvan’ı terk etmek mecburiyetinde kaldı. Türk ordusunun yerine ingiliz işgal birlikleri geldi. Kazım Karabekir Paşa, 31 Ekim 1918’de 1’inci Kafkas Kolordu Karargâhı’nın lağvedilmesi ve İstanbul’a dönmesi konusunda aldığı emir gereğince 1 Kasım’da Nahçıvan’dan ayrıldı. Osmanlı askeri birlikleri demiryolu ile gümrü üzerinden istanbul’a gittiler. Bu çekilme halkta büyük üzüntü yarattı. Çünkü onlar yine Ermeni taarruzu karşısında tek ve güçsüz, savunmasız kalacaklardı.

Aralıktan itibaren Nahçıvan ve kontrolündeki diğer bölgeleri tahliye etmeye başlayan 9’uncu Kafkas Tümeni 2 Aralık 1918’de Kağızman üzerinden sarıkamış’a gitti. Bölgedeki Osmanlı ordularının tahliye işlemlerinin ancak aralık ayı başlarına kadar süreceği anlaşılıyordu. İslâm Ordusu Komutanlığı’ndan gelen bir telgrafla Binbaşı Halil Bey’e, ikinci bir emre kadar bölgede kalması emredildi. Halil Bey arkadaşları, mütarekeden sonra yaklaşık iki ay kadar daha Nahçıvan’da kaldılar ve zorunlu olarak 5 Ocak 1919’da Nahçıvan’ı terk ettiler. Kazım karabekir Paşa, sonradan olabilecekleri önceden görerek, Nahçıvan’dan ayrılmadan ığdır yöresindeki milli güçleri de dahil ederek Nahçıvan ve civarında yeni bir siyasi yapılanmaya gidilmesini istemişti. Yaklaşmakta olan ermeni tehlikesini ortadan kaldırmak için 18 Kasım 1918’de Aras Türk Cumhuriyeti kuruldu. Cumhuriyetin merkezi önce Kemerli Kasabası iken, kısa bir süre sonra Nahçıvan’a taşındı. Aras Türk Cumhuriyeti, Ermeni saldırıları karşısında nüfuzunu kaybetti. Yerine; 17 Ocak 1919’da, başkanı (Aras Türk Cumhuriyeti Hükümeti’nin de reisi) Emir Bey olan “Yerel Milli Şura” oluşturuldu. 25 Ocak 1919’da Cafergulu Han başkanlığında yeni bir hükümet kuruldu.

Bu arada, Mondros’tan hemen sonra 17 Kasım 1918’de Bakü, İtilaf Devletleri adına İngilizler tarafından kontrol altına alınmıştı. İngilizler Andranik’in beraberinde Gorus’da bulunan Ermenilerin Nahçıvan’a yerleştirilmeleri için faaliyetlere başladılar. Bu amaçla Binbaşı William Gibbon 17 Ocak 1919’da Nahçıvan’a geldi. Nahçıvan hükümet yetkilileri, Nahçıvanlı Müslümanların halen iran’da mülteci olarak yaşamakta olduğunu belirterek, Nahçıvan’ı Ermenileştirmeye dönük bu teklifi kabul etmediler. 19 Ocak 1919’da Yüzbaşı Firederik Laughton başkanlığında 30 kişilik bir ingiliz işgal birliği daha Nahçıvan’a geldi. 20 Ocak’ta yapılan ortak toplantıda, müslümanların sınırı Arazdeğen; Ermenilerin sınırı erivan yengicesi olarak belirlendi. Doğuda; müslümanların sınırı Danzig Köyü, Ermenilerin sınırı da Erebe olacaktı.

İngilizlerin 27’nci Tümen Karargâhı yetkililerinden bir ekip, 8’inci Tugay Komutanı Robert Stevart ve Yüzbaşı Laughton bir araya gelerek, loughton’u yarbay rütbesi ile Nahçıvan bölgesine “askeri vali” olarak atadılar. Bu tarihlerde Nahçıvan’da bulunan İngiliz işgal birlikleri askerinin toplam sayısı 150’ye ulaşmıştı.

Halkın güvenini sağlamak için ilk başlarda dengeli bir siyaset güden ingilizlerin, zamanla bölgeyi Ermenilere bırakma eğilimine girdikleri görüldü. Müslüman-Türk halkın bunu sezerek harekete geçmesi üzerine bölgeye birkaç İngiliz bölüğü daha sevk edildi. 1919’un nisan başlarında loughton askeri valilik görevini Yarbay John Simpson’a devretti. İngilizler bölgeyi ermenilere bırakma faaliyetine hız verdiler: bu amaçla önce, Vedi bölgesindeki Müslüman ahaliyi silahsızlandırdılar. Nahçıvan’da bulunan bütün Osmanlı vatandaşlarını ingiliz valiliğinde topladılar. Ayrıca Albay Kuğuşov başkanlığındaki Azerbaycan subaylarının Nahçıvan’ı terk etmelerini istediler.

KATLİAMA BAŞLADILAR

3 Mayıs 1919’da Dro ve General Davie imzaları ile bir beyanname yayımlayan ingilizler; açıkça, “bölgenin Ermenistan Devleti’ne bağlandığını ve halkın bu emre karşı gelmemesi gerektiğini” önemle vurguladılar. General Davie, 5 Mayıs’ta Nahçıvan’a geldi. Behram Han’ın evinde Milli Şura üyeleri ile birlikte bir toplantı yapıldı. Yayınlanan beyannamenin içeriğinin doğru olduğunu söyleyen Davie; “3 Mayıs’tan itibaren Nahçıvan, Şerur ve Ordubat’ın Müslüman-Türk ahalisi geçici olarak ermenistan vatandaşı olmuştur. Ermenistan’a itaat etmeyenler, bize itaat etmiyorlar demektir” diyen General Davie, Ermenistan Hükümeti’nin bir an önce Nahçıvan’a gelerek yönetimi devralacağını belirtti. Nahçıvan halkı büyük bir hayal kırıklığına uğradı. 13 Mayıs’ta Nahçıvan ileri gelenleri bir toplantı yaparak, Milli Şura’yı lağv edip, yerine bir “Milli Komite” teşkil ettiler. Başkanlığına Aligulu Aliş Bey Sultanof getirildi.

14 Mayıs’ta Nahçıvan demir yolu istasyonunda General Davie, Hatisyan ve Varşamyan ile Müslüman ileri gelenleri arasında kısa bir görüşme yapıldı. Buradan Culfa’ya geçen heyet incelemelerini yaparak Nahçıvan’a döndü. 15 Mayıs’ta Milli Komite binasında bu heyetin de katıldığı bir görüşme yapıldı. General Davie’den sonra bir konuşma yapan Ermeni Hatisyan, “kendilerinin Nahçıvan’da hâkimiyet kurmak istemediklerini, ingiliz makamlarının emirleri üzerine buraya geldiklerini” söyledi. Temsilciler kesin itirazda bulundular. Davie ve hatisyan dışarıda galeyana gelen ahali ile görüşmek için dışarı çıktılar. Davie, halka dönerek, “cemaat, bu tarihten itibaren Ermeniler size hâkimdir. Valiler de geldi. Herkes ona itaat etmelidir. Onu tanımayan ve itaat etmeyenler, Ermeni Hükümeti’ni tanımıyorlar demektir. Onların hâkimiyetine girmek istemeyenler bizim düşmanımız kabul olunacaktır” dedi. Halkın tepkisi bir işe yaramamıştı. Birkaç gün sonra ermeni birlikleri ve ermeni göçmenler Nahçıvan’a gelmeye başladılar. Bölgeyi Ermenilere teslim eden İngilizler, Yarbay Simpson ve birlik karargâhı 1 haziran 1919’da Nahçıvan’ı terk ettiler.

İngilizlerin çekilmesinden sonra ermeniler saldırı ve katliamlarına yeniden başladılar. Nahçıvan ve şerur civarındaki 45 köy ermeni askerlerinin saldırısına uğramış, demir yolu güzergâhına yakın bölgeler zırhlı vagonlarla ateş altına alınmış, ahalisi mahvedilmiştir. Temmuz ayı başlarında vedibasar’da Ermeni zulmüne karşı başlayan çarpışmalar Nahçıvan’ı da etkiledi. 20 temmuz 1919’da Nahçıvan’da müslüman mahallerini topa tutan Ermenilere karşı harekete geçen Müslüman halk, tren istasyonunu ele geçirmiş, vagonları yağmalamıştır.

YARIN: SOVYETLER BİRLİĞİ’NİN DAĞILMASINDAN SONRA