Cumhur İttifakı karşıtlığı motivasyonuyla bir araya gelen 6+1’li masa, Erdoğan ve Bahçeli düşmanlığı adına her yolu deneyebilecek bir aymazlığa doğru yol aldı. Yeter ki “Erdoğan gitsin, MHP bitsin” anlayışı bu masayı Türkiye ve Türklüğe ihanet noktasına taşıdı.

DEVA Partisi Kurumsal İletişim ve Tanıtım Başkanı Sanem Oktar katıldığı bir radyo programında Enver Aysever’in sorduğu, “Anayasadan Türklüğü çıkarıyor musunuz?” sorusuna, “Doğru. Vatandaşlık tanımında herhangi bir etnik kimliğe atıf yapılmayacaktır” sözleriyle cevap verdi. DEVA Partisi Ali Babacan ise Anayasanın 66. maddesini değiştireceklerini, bu değişikliğe göre de anadilde eğitim hakkının iade edileceğini ve vatandaşlık tanımından Türklüğün çıkarılacağını söyledi. Bu ifadelere 6’lı masayı oluşturan diğer partilerin hiçbirinden eleştiri ya da yorum gelmedi. Demek ki söz konusu değişiklik masadaki tüm partilerin onayladığı ve ortak görüş haline getirdiği bir hedef olarak belirlendi.

Ali Babacan 15 Şubat 2021 tarihinde de, “Uygun zemin olduğunda Anayasanın ilk 4 maddesinin değiştirilmesi konuşulabilir. Fakat konuşmak demek değiştirmek demek değildir. Biz bugün sistem değişikliğini konuşmalıyız” ifadelerini kullanmış ve o zaman da yine masadaki diğer partilerden bir tepki gelmemişti.

13 Ocak-7 Mayıs 2018 tarihleri arasında da CHP, İP, SP ve HDP’nin yer aldığı ortak ve gizli Anayasa değişikliği çalışmalarında da anayasadan Türklüğün çıkarılması gündeme gelmiş ve hazırlanan ortak metinde de çıkarıldığı görülmüştü. CHP İstanbul Milletvekili Prof. İbrahim Kaboğlu’nun itirafıyla gündeme gelen Anayasa değişikliği çalışmaları daha sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bunu tasdik eden cümleleriyle doğrulanmıştı. Çalışmanın önsözünü Kılıçdaroğlu’nun yazdığı değişiklik önerisinin ayyuka çıkmasıyla birlikte CHP’nin içinden tepkiler yükselmiş, Atatürkçü Düşünce Derneği de sert bir açıklama yayınlamıştı. Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirildiği, Atatürk milliyetçiliği ve Türk kavramlarının çıkarıldığı ortak ve gizli anayasa çalışmasının amacı Kandil’in taleplerini yerine getirmek ve Cumhur İttifakına karşı blok cephe oluşturmaktı. Ortak Anayasa çalışmasını inkar etseler de HDP’nin desteğini de kaybetmediler. Bakanlık pazarlığının devreye girmesi ve masanın altındaki konumunun korunmasıyla aralarındaki sempatik ilişkilerine daha da hız verdiler

10 toplantı yaptıkları halde ‘ortak aday’ mı yoksa ‘ayrı adaylar’la mı seçime gidileceğinde uzlaşmaya varamayan, adayın kim olacağı konusunda kafa karışıklığı yaşayan, hangi bakanlığı hangi partinin alacağına karar veremeyen ve daha birçok konuda anlaşamayan 6’lı masanın buna karşı da anlaştığı ve tam mutabakata vardığı birçok başlık vardır. Anayasanın ilk 4 maddesinin değiştirilmesi… Türk Milliyetçiliğine düşmanlıkları… Türklüğe alerji duymaları… Atatürk’ün emanetlerine ihanetleri… Türkiye karşıtı söylemleri… Terörist Selahattin Demirtaş’ı sahiplenmeleri ve korumaları… HDP’nin kapatılmasına karşı olmaları… TSK’nın sınır dışı operasyonlarının durdurulması gerektiği… Türk milletinin ali menfaatleri neredeyse bu masanın üyeleri de tam onun karşında mevzilendi.

 Bunların maksadı Türkiye’yi ileri götürmek değil geriye sarmaktır. Parlamenter Sisteme dönüş hikâyelerinin amacı da budur. Bunların maksadı Türklüğü yükseltmek değil, tarihten silinmesini sağlamaktır. Anayasadan Türklüğü çıkarmak istemelerinin sebebi budur. Bunların maksadı Cumhuriyeti ilelebet yaşatmak değil, Emperyalistlerin emrine verip sömürgeleştirmektir. Her fırsatta Türkiye karşıtlığı yapmalarının sebebi de budur.

 Alman iktisatçı Ord. Prof. Fritz Neumark bile, “Tarihten Türkler çıkarılırsa, ortada tarih diye bir şey kalmaz” derken, 6+1’li masa Anayasadan Türklüğü çıkarıp iktidarı almanın arayışına girdi.