Sezon başından bu yana bir türlü aradığını bulamayan Galatasaray, hafta içinde kupada ikinci lig takımı Tuzlaspor’u evire çevire yenip, havasını attıktan sonra Göztepe maçına hazırlandı. Amaç, o maçtaki hırsı, isteği, baskıyı sahaya yansıtıp ligin kalanı için iddia ortaya koymaktı.

Son şampiyon maça, kupa 11’inden Ahmet Çalık’ın yerine Marcao, Taylan Antalyalı’nın yerine Ryan Babel değişikliği, biri kaleci, diğeri 16 yaşında toplam 6 yedek futbolcuyla çıktı.

Kadro aynı, amaç aynı, icraat pek aynı değildi. Kupada maçın ilk dakikasından itibaren hırsla, sahayı çok iyi parselleyerek rakibini sindiren Sarı-Kırmızılılar, bu kez aynı tempoyla başlayamadı. Tuzlaspor’u deviren, ceza alanı içine golcüsü Radamel Falcao adresli, sağ kanat organizasyonu, yandan ortaları yoktu. Genelde sol kanatta oynayan Ryan Babel daha bir santrfor, Ömer Bayram da daha bir orta sahaya kayınca soldan da orta yapılmadı. Kolombiyalı da oralarda dolandı, durdu.

İlhan Palut’un gelmesiyle hareketlenen Göztepe, ayakları yere basan, taktik anlayışına sadık, biraz da abilerden kurulu olunca maç denk güçlerin müca- delesi şeklinde başladı.

Oyunu daha çok istediğini heyecanı ile kanıtlayan Göztepe, rakibinin pas bağlantısını kesti, korner atışında golü buldu. Gol Galatasaray’ı değil, Göztepe’yi ateşledi. Ev sahibi daha fazla öne çıktı, savunma arkasına daha fazla sarktı, şut attı.

Bu dönemde rakibini çözmekte zorlanan Galatasaray, korner karambolunda rakibin kendi kalesine attığı golle eşitliği sağladı. Sonra iki takım da, birbirlerine net üstünlük kurmadan, kaleyi bulmasa da şut atıp, umutları ikinci yarıya bıraktı.

İkinci yarıya Göztepe, sahayı enleme- sine genişleterek başladı. Bu genişleme konuk takımın zaafı göbeği boşalttı.

Bu boşlukta birbiri ardına iki pozisyon yaratan Halil Akbunar, Galatasaray savunmasının gol için önlemsiz ileriye çıktığı bir anda da cezayı kesti.

Geriye düşen Galatasaray, kontrolsüz saldırırken, Göztepe, hızlı oyuncuları sayesinde konuk takımın ‘kurtarıcısı’ Fernando Muslera’yı ve direkleri epey zorladı. Maçın sonundaki baskısı Galatasaray’ın kaderini değiştirmedi.

Bir türlü istediğini alamayan Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, takımı toparlamak için devre arasıyla tehdit etti, kadro dışı bıraktı, kızdı, bağırdı, yakındı, ancak yine başaramadı. Göztepe karşısında da, temposuz, ezbersiz, herkesin kendine oynadığı, takım olmaktan uzak görüntü sahadaydı.

Anlaşılan o ki, Terim’in bu takımı Tuzlaspor maçına döndürebilmesi için iyi bir fotomontaj ekibi tutmaktan başka çaresi kalmadı. Ekip, her maç öncesinde rakipten bir ya da birkaç oyuncunun görselini hazırlayıp ‘Tuzla motivasyonu’ yaratsın ki, takım ‘top’ oynasın...