HDP 15 Ekim 2012 tarihinde kurulmuştur. Kapatılan diğer benzerleri gibi o da PKK’nın çizgisinde kurulmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu’nun sevdalısı olduğu terörist Demirtaş bunu da “Bizim başarımız, HDP'nin başarısı ki Sayın Öcalan'ın çok önemsediği bir projedir. Türkiye'de beraber yaşama, özgür, demokratik bir birliği sağlama. Kendisinin özellikle son 20 yılını adadığı bir projedir. Bu projenin başarılı olması ve benim şahsımda başarılı olması onu nasıl, niye rahatsız etsin” sözleriyle tescillemişti. Dünyanın hiçbir ülkesinde HDP gibi terör örgütünün kontrolündeki bir partiye 10 yıl katlanılması mümkün değildir. Çünkü HDP yasalar çerçevesinde kurulmuş olsa da kuruluş amacı sadece terör örgütü PKK’ya hizmettir. Türkiye’de parti kurmak kadar kolay bir şey yoktur. HDP de bu kolaylıklar içinde klasik prosedürleri yerine getirerek kurulmuştur. Mesele artık kurulmasından ziyade, böyle bir partiye nasıl bunca yıl müsaade edildiğidir. Çünkü bu mikrop-bölücü yatağın İmralı ve Kandil dışında önceliği yoktur. On binlerce insanı öldüren bir terör örgütü bunları elinde oynatıyor. Eş başkanlarını, belediye başkanlarını, milletvekillerini, il ve ilçe yöneticilerini ya İmralı ya da Kandil belirliyor. Tüm faaliyetlerini kan zemini üzerinde gerçekleştiriyorlar.

HEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP kapatıldı ve şimdi HDP hakkında Anayasa Mahkemesinde kapatılma davası görülüyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun sevdalısı terörist Demirtaş yine bu kapatılan terör örgütü PKK’nın çizgisindeki partiler için ne diyordu?

“Biz PKK'yı silahlı halk hareketi olarak tanımlıyoruz. 1990'dan bu yana kurulmuş hiçbir partimiz PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamadı.”

Aslında HDP ve benzeri partilerin misyonunu ve tüm özetini  terörist Demirtaş bu ve benzeri açıklamalarla ortaya koyuyor.

Şimdi HDP kapatılacak mı, kapatılmayacak mı onu tartışıyoruz. Şu rezalete bakar mısınız? Kapatılmaması bile şıklar arasında ve 6’lı masa HDP’nin kapatılmaması adına demokrasi nutukları atarak demokrasinin içini kirletmeye devam ediyor. HDP’nin terör örgütü PKK’ya siyaset alanında kan tüccarlığı yaptığı her türlü ispatlı iken kapatılmamasını konuşmak bile inanın PKK’nın her türlü terör eylemine ortaklıktır.

Dünyadaki idam yasası olan hangi ülke olursa olsun bu HDP’lilere benzer terör örgütlerine destek veren siyasetçiler idam edilir ama bizde bunları demokrasi kahramanı gibi sunan siyaset alçakları da vardır. Mesela terörist Demirtaş Türkiye’de yaptığı terör olaylarındaki azmettiriciliği idam yasası olan ülkelerde yapsaydı, Kemal Kılıçdaroğlu gibiler mezarında ağıtlar yakıyor olurdu. Ama bizdeki demokrasiye bakın ki teröre yardım ve yataklıktan içeride yatan adam twit atıyor, televizyon ve gazetelere röportaj verebiliyor. Terörist, cezaevinden kimine akıl veriyor, kimini tehdit ediyor.

Bu gibi manzaralara bakınca Türkiye’deki demokrasi ve hukuk tarifinin gerçekten baştan sona kontrol edilmesi gerekiyor.

HDP’nin kapatılma davası devam ederken, AYM, HDP’nin hazine yardımının bulunduğu hesapların geçici olarak bloke edilmesine karar verdi. Bu önemli ve yerinde bir karardır. Asker, polis şehit eden, masum insanları öldüren terör örgütüne Türk devletinin 539 milyon TL hazine yardımı yapması zaten garabet bir durumdur. Düşünsenize, bu hazine yardımı içinde şehit edilen asker ve polislerimizin ailesinin ödediği vergiler de var. Kendi paramızla katil besliyoruz. Oh ne âlâ? Ve HDP’nin alacağı hazine yardımına bloke konulma kararının da 7 üyeye karşı 8 üyenin oy çokluğuyla alındığını öğreniyoruz. Ve ne hazindir o 7 kişi içinde yer alan AYM Başkanı Zühtü Arslan da her olayda tercihini HDP’lilerden yana kullandığı gibi bu olayda da HDP’ye verilecek hazine yardımının bloke edilmesine karşı çıkmıştır.

Türk siyaseti içinde büyük bir ihanet virüsü hâline gelen Kemal Kılıçdaroğlu, herhâlde AYM Başkanı ve diğer üyeleri de zehirlemiştir.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Kemal Kılıçdaroğlu’na verdiği şu cevabın bir muhatabı da bunlardır.

“Geçen haftaki grup konuşmasında demiş ki;

“Demokrasilerde siyasi partiler kapatılamaz.”

“Hazine yardımının kesilmesi demokrasi dışıdır.”

Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, HDP’nin yedek kulübesine, siyasi amigoluğuna, ikmal kafilesine, Türkiye aleyhine kurgulanan beşinci kol faaliyetine tam olarak dönüşmüştür.

Teröre yardım ve yataklık yapan, bu kapsamda odak hâline gelen HDP kapatılmasın da Kandil’e milletimizin vergileri mi aktarılsın?

Daha çok mermi almaları mı sağlansın?

Daha çok ihanet etmeleri mi teşvik edilsin?

HDP’nin kapatılması bir adalet ve demokrasi onurudur.

Bu onur yere düşemez, düşürülemez.

Bu onurun çiğnenmesini isteyen Kılıçdaroğlu CHP’yi HDP’nin eline rehin bırakmış, PKK’nın güdümüne girmiştir.”

***

Mesele artık sadece HDP’nin kapatılması değil, bölücü misyonu sürdürecek başka yapılara da fırsat vermemektir. HEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP aynı el tarafından kurulan PKK’nın siyasi uzantılarıydı. HDP de öyle olduğuna göre, HDP kapatılınca yine üç-beş harfi yan yana getirerek parti kurma kolaylığı olmamalıdır. Artık köklü bir çözüm bulunmalı ve bu tür bölücü mikroplardan tamamen kurtulmanın yolları aranmalıdır. Yoksa baksanıza HDP’lilerin DEVA listelerinden girmeleri konuşuluyor. Demokratik Bölgeler Partisi ve Yeşil Sol Partisi gibi seçimlerde HDP’ye siyasi yataklık yapacak partiler hazır bekliyor.

2023 seçimlerini kazanacak Cumhur İttifakı bu işi kökten çözecek hazırlıklara başlamalıdır. Zaten Kemal Kılıçdaroğlu önderliğindeki 6+HDP masası seçimleri kazanırsa Türkiye’yi HD(P)KK yönetecektir. İşte o zaman geçmiş olsun Türkiye…