Bir futbol bileni der ki, “Futbolcu cin gibidir, ne anlatırsan anlat, sahaya çıkarttığın kadroya bakıp, ne düşündüğünü anlar…” Yani konuşmana gerek yok, forma verdiklerindir asıl niyetini belli eden…

Kayserispor maçında hata yapan Rıdvan Yılmaz, anında kenara alınıyor ve sonraki maçta oynatılmıyorsa… Aynı maçta hatası yenilgiye neden olan Ersin Destanoğlu, seçeneği yetersiz olduğu için yine kaledeyse…

Futbolcu, özellikle forma umudunu taşıyan genç futbolcu bunu şöyle okur:

“Sergen hoca, gençleri falan düşünmüyor. Maçı kazanmak, gençleri kazanmaktan çok daha önemli… Gençler ancak seçenek kalmayınca oynar.”

Haklı olabilir Sergen Yalçın.

Üstündekiler patır kütür puan kaybederken, olası bir şampiyonlar ligi şansı oralarda bir yerde dururken, gençleri hele ki hata yapan gençleri kazanma riskine girmez. Daha deneyimli, sorumluluğu yükleyebileceği oyuncuları tercih eder, “Daha ne yapayım? Yılların futbolcusu, ona da nasıl oynayacağını öğretecek değilim ya!” diyebilir yarış anındaki olası olumsuzlukta… Oysa şöyle düşünmek gerekmez mi? Ustalar, takımla ligin dibini gördü, gençler, takımı yeniden potaya soktu… Tercih ettiği Caner Erkin’in futbolculuğunu kimse inkar edemez. Oyunu iki yönlü oynadığını attırdığı golle kanıtladı. Ancak, belki de Siyah Beyazlılarla üç maçı kalan Caner’in yerine Rıdvan Yılmaz, Ricardo Quaresma ile boğuşma deneyimi yaşasaydı, daha iyi olmaz mıydı? Maç keyifli denebilecek tempodaydı. Bir o kale, bir bu kale, kaçanlar, atılanlar… Ve Güven Yalçın’ın golü atıp “göbeğini” göstermesi, gençlerin daha fazla ilgi istediğinin göstergesiydi.