Ülkemiz, bulunduğu coğrafya ve iklim koşulları, biyoçeşitliliği, tarımsal üretim kültürü ve insan kaynağı ile tarımda çok büyük potansiyele sahip olmasına rağmen bunu zenginliğe dönüştüremiyor. Ama neden?

Kovid-19 salgını, Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa’da yaşanan son 500 yılın en büyük kuraklığı ve daha birçok gelişme ülkemize önemli fırsatlar getirdi. Fakat ülkemiz bugüne kadar bu fırsatları değerlendiremedi. Ama neden?

Bugün tarımsal üretimdeki en önemli sorunlardan birisi hâline gelen yüksek girdi maliyetleri nedeniyle çiftçi üretim yapmakta yıllardır zorlandı ve hâlen zorlanıyor. Ama neden?

Yüksek girdi fiyatları karşısında tarımsal destekler yetersiz kalıyor. Ayrıca destekler hem çok geç açıklanıyor hem de çok geç ödeniyor. Çiftçi 2021 üretim dönemi desteklemesini 2022 yılında, yani desteklemeler üretim dönemlerini bir yıl geriden takip ediyor. Çiftçi hangi zamanda hangi desteği alacağını veya aldığını bilmiyor. Tarımsal desteklemelerin büyük bir yüzdesi tarımda kullanılmıyor. Ama neden?

Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleme Projesi (KKDPY) kapsamında çiftçilerimize makine ve ekipman, sulama malzemeleri alımı için yüzde 50 hibe desteği veriliyor. Piyasada hibe kapsamına giren sulama malzemeleri, makine ve ekipmana anında yüzde 50 fiyat artışı oluyor. Ama neden?

Mutfakların demirbaşı ve dar gelirlinin temel besini olan patates ve soğanda sürekli yeni bir kısır döngüye giriliyor. Ama neden?

Çok “ama” ve çok “neden”leri sıralamak mümkün…

Ülkemizde tarım sektörü içinde bulunduğu “ama”lara, “neden”lere ve olumsuz koşullara rağmen büyük bir potansiyele sahiptir ve ülkenin kalkınma sürecine değişik kanallardan katkı sağlamaktadır. Sektör, ülke nüfusunun önemli bir bölümünü istihdam etmekte, ülke nüfusunun beslenmesi için zorunlu gıda maddelerini üretmekte, sanayi sektörüne girdi sağlamakta, sanayi ürünleri için talep yaratmakta, ticarete konu olan ürünler yoluyla ihracata katkıda bulunmakta, ulusal gelirin önemli bir kısmını oluşturmakta ve göreli fiyatlar yoluyla sınai birikimi desteklemektedir.

Dolayısıyla ülkemiz tarımında yeni bir bakış açısına ve politikalara ihtiyaç var!

Tarımda, ülkenin tarımsal potansiyeline uygun, kendine yeterliliği esas alan, teknoloji destekli, örgütlenmeyi esas alan yeni bir modele ihtiyaç var!

Stratejik tarım ürünlerinden buğday, ayçiçeği, mısır, kuru fasulye, soğan ve patateste önlemler alınarak kısa, orta ve uzun vadede yol haritasına ihtiyaç var!

Süt sektörü ve sütçülük politikaları, kırmızı et sektörü ve rekabet politikası, hayvan ithalatının önüne geçecek bir politikaya ihtiyaç var…

Bölge özelliklerinin tarıma etkisini ve tarımı etkileyen faktörler göz önüne alınarak üretim deseni oluşturmaya ihtiyaç var!

Tütün, şeker pancarı, fındık, çay, haşhaş, kenevir gibi tarım ürünlerinin yıldan yıla üretimlerindeki dalgalanmaların önüne geçilmesine ihtiyaç var!

İthalat kapılarını sonuna kadar kapatan, tarımsal üretimi ve üreticileri “ithalatla terbiye etme” anlayışından uzak duran bir politikaya ihtiyaç var…

Bu ve benzer önlemleri alıp ülkemizin dokusuna uygun bir tarım politikası hâline getirmeyi başarabilirsek, “Türkiye ekonomisi için tarım sektörü önemli bir çıkış yolu olacaktır.”

UNUTTUK!

Depremi unuttuk…

7,7 ve 7,6 şiddetleri unuttuk…

Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay illerimizi unuttuk…

Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerimizi unuttuk…

Asrın felaketini yaşadığımızı unuttuk…

Üretimi, verimi, gıda güvencesini, kırsalı unuttuk…

Depremden bile daha tehlikeli olan bir afet; yaşadığımız, yaşayacağımız kuraklığı unuttuk…

2022 yılındaki rekor kıran sıcaklıkları, şok edici selleri, yangınları ve fırtınaları unuttuk…

2023 yılı iklimle ilgili başka bir felaket dalgası vadederken, kuraklık eylem planlarımızı güncelleyip uygulamaya geçmeyi unuttuk…

Ülke sorunları için çözüm önerileri nedir? Ekonomik kalkınma nasıl sağlanacak? Ülke tarım politikasında nasıl bir oluşum hedefleniyor? Tarım ithalat sarmalından nasıl kurtarılacak? Kişi başına düşen milli gelir kaç dolar hedefleniyor, yıllar içinde nasıl değişecek? Kişi başına satın alma gücü paritelerimiz ne olacak? Nasıl bir tarım eğitim sistemi benimseniyor?  Tarım, sanayi, ekonomi, savunma ve diğer sektörler için proje ve hedefler neler? Özetle soru sormayı, yorum yapmayı en önemlisi de düşünmeyi unuttuk…

Onca motivasyon eksikliği ve onca unutulanlara rağmen; Millet İttifakı liderlerinin tek motivasyonu “Erdoğan kalksın, biz oturalım” anlayışı.

Son söz: Üretmekten, çiftçilikten, hayata değer bir yaşamdan, sevmeye değer bir aşktan, sadakatten, dostluğa değer bir arkadaşlıktan, LİYAKAT’ten, ATATÜRK’ten ve TÜRKİYE’den asla vazgeçmemeniz dileğiyle…

Sevgiyle kalın…