Geliyoruz adım adım...

Dünya tarihsel bir dönüşüm yaşıyor. Âdeta Avrupa hasta, AB hastalar birliği. Dünün ve şimdinin güçleri, artık kaybedenler arasında... Ülkemiz bulunduğu coğrafyanın onurlu yeni gücü, parlayan yıldızı olacak inşallah.

Dallar meyveye dursun, topraklar tohuma... Tarım sektöründe yüksek verimlilikte ve kaliteli ürün üreten, teknoloji kullanabilen, ülke insanını besleyebilen ve ihracat kapasitesini yüksek bir düzeyde tutmak hedeflerimizdir. Doğal kaynakların dengeli kullanımını gözeten, büyümeye sürdürülebilir katkı sağlayan, ülkemiz tarımının örgütlü ve rekabet gücü yüksek bir yapıya kavuşturulması diğer hedeflerimiz arasındadır.

Tarım sektörü; üretim, işleme ve pazarlama boyutlarıyla bütüncül bir yapıya kavuşturularak, tarımsal yapı; fiziksel, teknolojik ve toplumsal boyutlarıyla, çağdaş değişim ve dönüşümlere uygun hâle getirmek ve dünya tarımında yerimizi almak tek gayemizdir.

Siz nereye hâkimsiniz?

Tarıma hâkim olan ekonomiye de, bulunduğu coğrafyaya da hâkim olur. Cümledeki derinliğe bakar mısınız?

Fikren tarıma hâkim miyiz?

Dedikodu gazetesini çıkarmayı bırakalım. Manşet olmayı bırakalım, bu gazetede bir haber değeri olacak güzel işleriniz var mı?

Her şeyi devletten beklemek dışında…

Ülkemiz tarımına olumlu şekilde bir katkınız var mı?

Çiftçinin gönlünü kazanacak, hoşuna gidecek, çiftçiye dokunacak ufacık da olsa sosyal sorumluluk projesi ya da projeleri üreten var mı?

Çiftçinin buruk gönlüne dokunan, bir hayır duası alan var mı?

Peki ülkemiz tarımı için bir eylem ve söylem birliğiniz var mı?

Devamlı eleştirmekten ve açık aramaktan başka ne iş yapıyorsunuz?

Yerlerinizde boş boş oturup kahve muhabbeti yaparak, birbirinize ülkemiz tarımı hakkında felaket tellallığı yapmak yerine… Tüketicilerimizin ve çiftçilerimizin içine karışarak bulunduğunuz ortamlardaki kişilere; sohbetinizle, yaptıklarınızla, edep, adap duruşunuzla, bilgi ve yeteneğinizle en azından hiçbir şey bilmiyor iseniz susuşunuz ile..!

Hoş bir intiba bırakabiliyor musunuz?

Bu bizim işimiz değil, bu bizim alanımız değil!

“Tarım bizim geleceğimiz” ve “gelecek tarımda” mottolarıyla ülkemiz tarımının âdeta röntgen filmini çekmeye çalışan kişilerin hiçbiri de ‘’Bu bizim işimiz değil, bu bizim alanımız değil” dememektedir. İçinde bulunduğumuz küresel salgın sürecinde tıp sektöründe doktorlar, özellikle enfeksiyon uzmanları dışında kimse konuşmaz iken, nasıl bir etiksizlik ise konu tarım olunca; her türlü meslek mensubu kişiler rahatlıkla ülkemiz tarımını konuşuyor ve yorum yapıyor, maalesef.

Gelecek, üç ayak üzerinde şekillenecektir.

Bu küresel salgın süreci bize bazı gerçekleri görmemizi sağladı. Hayatı devam ettirebilmemiz için zorunlu ve stratejik bir faaliyet olan “tarım”, çalışma sistemindeki değişiklik ile “bilişim” ve faaliyetlerimizin devamlılığı için “enerji”. Gelecek, bu üç ayak üzerinde şekillenecektir.

Dolayısıyla çiftçi bu üç ayağın temel ana unsurudur. Türk çiftçisi, üretmekten vazgeçme! Köyünü asla terk etme! Köylerinizin boşaltılmasına asla izin verme! Köyler sizin kaleleriniz… Kendiniz ve evlatlarınız için gelecek endişesi taşımayın! Unutma çiftçim “gelecek toprakta”, “gelecek tarımda”. “Bugün sabrederseniz, yarın efendi de, patron da sizler olacaksınız”. Bu dönem itibarıyla gece gündüz çalışan, ekimlerine devam eden çiftçilerimiz, çalışmaktan nasır tutmuş ellerinizden öperim.

Rabbim ülkemizi tüm afetlerden korusun.

İzmir ve çevre illerde de hissedilen depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun. Hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.